Hava Durumu

EVİNİZDE VAMPİR Mİ VAR YOKSA SİZİN..?

Yazının Giriş Tarihi: 14.12.2020 16:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.12.2020 16:46

Bugün hepimizi gerginliğe sokan ve morallerimizi bozan COVİD-19 haberlerinden uzaklaşarak, biraz da aile bütçelerini ilgilendiren bir enerji tasarruf yöntemini anlatmaya çalışacağım. Çünkü elektrik enerjisi artık sık-sık zamlanıyor ve bütçelerde önemli yaralar açmaya başlıyor. Bu konuda tasarruf önlemi almak bir zorunluluk oldu artık…

Küresel ısınmanın dünyanın ekolojik dengelerini kökünden sarstığı bu süreçte; artık dünyanın birçok ülkesinde enerji kaynaklarının daha tasarruflu tüketilmesi konusunda yoğun eğitimler veriliyor. Çünkü enerji üretimi sırasında oluşan çevre kirliliği,  her geçen gün daha da fazlalaşıyor. Artı doğal kaynakların da tükenmesine de yol açıyor yeni enerji üretimi…

Bundan dolayı artık tek hedef; sürdürülebilir enerji üretimi olmalı… Ama bu konuda atılan adımlar da oldukça yetersiz… Adeta kaplumbağa misali…

Oysa hayatımızı değiştirmek zorundayız. Bir şeylerin de farkında olmak durumundayız.

Çünkü bazı değerler tükeniyor geri gelmemecesine… İşte bu yüzden bugün sizlere beklemedeki cihazların enerji tüketimini yani vampir enerjiyi anlatmaya çalışacağım.

Vampir enerji; televizyonumuzu üstündeki off tuşundan kapatmadan veya fişini prizden çekmeden bıraktığımızda (anahtardaki kırmızı ışık yanarken) cihazın tükettiği pasif elektrik enerjisi demek…

Yani; şarjda unuttuğunuz cep telefonu, açık bırakılan çay/kahve makineleri, açma/kapama tuşu yanıp söner durumdaki bilgisayarlar gibi pasif enerji çeken cihazlar, ne yazık ki oldukça fazla miktarda vampir enerji tüketimini oluşturuyor.

                 ENERJİ TASARRUFU İÇİN ALINACAK BASİT ÖNLEMLER

7 Milyarı aşkın nüfuslu dünyamızda 40 milyar adet ağ bağlantılı elektrikli cihaz var. 2020 Yılı sonunda bu sayının 50 milyara, 2030’da ise 100 milyara ulaşması beklenen olağan bir gelişme…İstatistiklere göre; 2008 yılında bu tür cihazların tükettiği elektrik miktarı: 420 milyar kilovatsaatti. 2013 Yılında bu tüketim: 616 milyar kWS’e yükseldi. Şarjda bırakılan elektrikli cihazlar, artık Kanada’nın bir yılda tükettiği enerjiye karşılık geliyor.

Bu hızla giderse; 2025 yılında dünya elektrik tüketiminin yüzde 6’sı şarjda gereksiz olarak bırakılan cihazların tüketimine gidecek. Bu noktada hatırlatmakta yarar görüyorum ki; Türkiye’nin bir yılda tükettiği elektrik miktarı: 260 milyar kilovatsaattir.

Anlaşılıyor ki; artık elektrik enerjisini daha tasarruflu kullanacak ve gereksiz tüketimleri önleyecek tedbirleri hayata geçirmemiz şart… Kendimizi, ,eş ve çocuklarımızı, çevremizi değiştirmek ve yeni enerji tasarruf konseptine alıştırmak bir zorunluluk artık…

Artık koltuklarımızdan bir zahmet kalkıp TV’yi kapat tuşundan kapatmak, şarjı dolmuş cep telefonunun şarj aletini prizden sökmek, çay ve kahve makinelerini devamlı prizlerde tutmamamız gerek…

                          VAMPİR ENERJİYİ ENGELLEMEK ELİMİZDE

Birçok bilinçli enerji tüketicisi; gece yatmadan önce tek bir düğmeye basarak, televizyon, DVD, bilgisayar, yazıcı, modem ve telefon şarj aletlerini devre dışı bırakabiliyor.

Böylece evlerdeki radyasyon yayılım riski de yok ediliyor insan sağlığı açısından…

Beklemede durumundaki enerjiyi yani VAMPİR ENERJİ’yi engellemek, bu şekilde bir anahtar ile elimizin altında aslında…

Uzmanlar bunu somut örneklerle de açıklıyor. Beklemede kalan bir bulaşık makinesi saatte 4,2 watt elektrik harcıyor. Bu da yılda 35 KWs ediyor. Bekleme modunda bırakılan bir yazıcı saatte 2,2 watt, LCD ekran TV 0,6 watt ve müzik seti 4,6 watt vampir enerji tüketiyor.

Tüm dünya ülkelerinde beklemede bırakılan cihazların her yıl Türkiye’nin 2 yılda tükettiği enerji kadar enerjiyi iç etmesi, inanılacak gibi değil ama ne yazık ki doğru…

Bu yüzden; tüm fişleri prizden çekmemiz ve işin kolayına kaçmadan enerjiyi merkezinden sıfırlamamız çok önemli… Aslında bu davranış; “Yakında elektrikler kesilebilir. Hemen başka termik veya nükleer santrallar daha yapalım” korkusunu yayanlara karşı da bir duruştur bence…

Bazen tasarruf etmek, çok maliyetlerle yeni bir enerji santralı yapmaktan çok daha kolay ve ucuz çünkü…Çok da çevreci aynı zamanda…                                  

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÖZLÜ SÖZLER: Öğrendiklerimin çoğunu dinlediklerimden, bildiklerimin çoğunu düşündüklerimden, unuttuklarımın çoğunu yaşadıklarımdan ve yazdıklarımın çoğunu unuttuklarımdan çıkardım. (Özdemir ASAF)

 

   “YENİLENEBİLİR ENERJİ KALKINMA İÇİN ŞARTTIR”

Doğadaki kaynaklardan (güneş, rüzgar, dalga, su gibi) elde edilebilen ve doğa tarafından daimi olarak yeniden üretilen ve tükenmeyen enerji kaynağı olarak adlandırılan yenilenebilir enerji artık tüm dünyanın gündemindedir.

2015 Yılı kayıtlarına göre; dünyada üretilen toplam enerjinin yüzde 23,7’sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi, konunun ne kadar önemli olduğunun da göstergesidir aynı zamanda…

Bu konuda Bursa Nilüfer İlçesi Alaaddinbey Mahallesi’nde faaliyet gösteren bir firmadan ve yaptığı çalışmalardan bahsetmek istiyorum şimdi de… Bursa TEK Enerji Limited Şirketi Y.K. Başkanı İbrahim Şahintaş, firmasının Türkiye Güneş Enerji Santralleri Sistemi(GES) montaj ve kurulumunu yapan tek TSE belgeli firma olduğunun altını çizerek doğa dostu sistemi şöyle anlattı: ”Ülkemizde kurulu bulunan toplam elektrik gücü 882 MW artış ile 94,8 GW’ye yükseldi. 882 MW tutarındaki artışın yüzde 99’u yenilenebilir enerjiden oluşmuştur. Bu artan miktarın 58 MW’lik bölümü de güneş enerjisinden elde edilmiştir. Yani gün geçtikçe yeni enerji kaynaklarına ihtiyaç oluyor ve bu kaynakların en önemlisi de yenilenebilir olan türdür”

Yaşadığımız şu günlerde ülke çapında güneş enerji sistemlerine olan yoğun talebe dikkat çeken İbrahim Şahintaş; Türkiye’nin güçlü ve temiz geleceğine yapılacak en iyi yatırım olarak gördüğü GES sitemine dair de şunları söyledi: ”Devletin bu alanda çok iyi destekleri var. Güneş enerji sistemlerinin çevreci ve hiç tükenmeyecek özelliği nedeniyle, yakın gelecekte çok daha fazla talep alacağına inanıyorum. Türkiye’nin kalkınmasında yenilenebilir enerji sistemlerinin rolü her geçen gün artmaktadır”.

Bu görüşlere katılmamak olanaksız… Tabii ki nüfus artışı nedeniyle enerjiye her geçen gün daha yoğun talep var ve doğal olmayan kaynaklar sınırlı… Ama doğada hiç tükenmeyen kaynaklardan sağlanacak yenilenebilir enerji ile, hem doğayı korumak hem de bu enerjiyi daha ucuza sağlamak mümkün…

Anlaşılıyor ki; yakın geleceğin en önemli mesleklerinden biri de; enerji sağlama yöntemlerini ele alacak bir mühendislik birimi olacak. Enerji Mühendisliği bölümleri açılmalı/çoğalmalı bence her üniversite de…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.