Çelişkilerin oldukça fazla yaşandığı farklı bir ülkeyiz biz…
Elimizdeki değerlerin çoğunun kıymetini bilmiyoruz ne yazık ki…
Bunlardan biri de; güneş enerjisi…
Yılda sadece 4 ay tam anlamıyla güneş yüzü gören birçok Avrupa ülkesi buna rağmen güneş enerjisi üretimini giderek artırırken, yılın en az 8 ayı güneşli geçen ülkemizde ne yazık ki bu değerli ve çevreyi hiç kirletmeyen enerji kaynağından yeterince yararlanamıyoruz.
Üstüne üstlük enerji gereksinimimizin çoğunluğunu ithal girdilerle karşılayarak, dış ticaret açığı konusunda zaman ve para kaybediyoruz.
Elbette ki; Türkiye’nin dış ticaret açığının yüzde 65’inin enerji ithalatından kaynaklanıyor olması, enerjide dışa bağımlılık sorununu gündeme getirmektedir.
Bu garip çelişkiyi, mutlaka gidermek gerek…
Bazen…Kış mevsiminin tam ortasında bile güneş görülen bir ülkede/bir kentte bu
enerjiden neden faydalanamadığımız sorusunu sık-sık sormamız gerek kendimize…
Hatta ve hatta olaya bir başka geniş pencereden bakarak; “yenilenebilir ve çevresel hiçbir olumsuz etkisi olmayan güneş enerjisi varken, çevreyi kirleten kömürlü santrallereneden gereksinim duyulduğu” sorusuna da cevap aramamız gerek…
Veya Çernobil örneği felaketler yaratabilecek nükleer santrallere..?
ÇATILARDA DA GÜNEŞ AÇAR MI BİR GÜN..?
Çevreci düşünceye sahip aydın insanların da çok iyi bildiği gibi; güneş enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları içinde en ucuz ve en temiz olanıdır.
Tüm dünyada kurulu güneş enerji sistemlerinin toplam gücü: 2010 yılında 40 bin megawatt iken, 2016 yılında yüzde 650 artarak 304 bin megawata yükselmiş durumdaydı.2023 Yılında ise tüm dünyada 400 bin megawattlık bir güneş enerjisi sistemi kurulduğu biliniyor. Oldukça hızlı bir tempoda artış gösteren güneş enerji sistemi kurulumları, güneşe yatırım yapan devlet politikaları ile daha da artacak gibi görünüyor. Bu alanda Çin liderliğini sürdürüyor. Onu AB, ABD, Vietnam ve Japonya takip ediyor Güneş Enerjisi Ligi ilk 5’inde…
Ülkemizde ise yıllık yaklaşık 2 bin megawattt güneş enerjisi üretiliyor. Bu rakam çok da kötü değil ama güneşin 8-9 ay gündemde kaldığı bir ülkede; adeta bedava enerji olan güneş enerjisinin daha da yaygınlaşması gerekiyor.
Hem şebeke ölçekli güneş kurulumları, hem de evlerdeki çatı potansiyeli anlamında oldukça önemli fırsatlar bulunan Türkiye’de artık daha somut adımlar atılmak zorunda…
Çünkü henüz çatıların kurulumu ve hazırlanışı açısından sorunlar var. Özellikle çatı üstü güneş potansiyeli konusunda yönetmelik değişiklikleri yapıldı ama uygulamada bazı sorunlar yaşanıyor. Finansmana erişim anlamında da bir kolaylık getirilmeli yatırımcılara…
Şu anda Ege ve Akdeniz bölgelerinde sadece sıcak su için kullanılan çatı üstü tesisatların
yakın bir tarihte elektrik üretimi içinde kullanımı ile birlikte, ülkemizde temiz ve bedelsiz elektrik enerjisi üretiminde çağ atlanabilir.
Fakat esas tespitim şudur; Ülkemizde onca güneşe rağmen, bu güneşin enerjiye dönüşümü sadece yüzde 1’dir. Yapı kooperatifi yönetimlerinin çıkan yeni yönetmelik sonrasında; çatılardan elektrik üretimi konusunda daha etkin çalışması ile üretilecek elektrik enerjisinin kısa sürede yüzde 1,5’a ulaşabileceği hedeflenebilir.
Kısacası güneş enerjisi konusunda henüz hazır değiliz ve daha alınacak çok yol vardır.
Ülkemizde güneş çoktur ama ondan alınan enerji azdır. Çoğaltmak da elimizdedir aslında…
NÜKLEER ENERJİNİN ALTERNATİFİ
Yenilenebilir enerji kaynağı olan güneşe mutlaka sahip çıkmalı ve dünyanın geleceğini korumalıyız.
Yapılacak iş basittir. Binaların çatılarında; güneşe yeni bir hayat ısmarlamalıyız. Fabrikalar tükettiği enerjiyi kendisi üretmelidir.
Hem kömürlü elektrik enerjisi santrallerine, hem de nükleer santrallere karşı DOĞAL bir duruş olan güneş enerji sistemleri, yaygınlaştığı taktirde küresel ısınmaya karşı da bir duvar olabilir.
Ve Türkiye; iklimi itibarıyla da güneş enerji sistemine uygundur. Ülkemizin tüm elektrik enerjisi tüketiminin yüzde 45’inin yenilenebilir güneş enerjisi ile karşılanabileceği bilgisi, bugünlerin en önemli ve olumlu gelişmelerinden biridir.
İşin özeti de şudur aslında…
Elimizdeki doğal kaynağın değerini bilirsek, geleceğimizi kurtarırız.
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da organize edilen bir toplantıda konuşan GENSED (Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir; ülkelerin geleceklerini oluştururken ekonomik dönüşüme de dikkat ettiklerini belirterek: ”Yenilenebilir enerji, ekonomik gelişme ile doğru orantılıdır” diyerek güneş enerjisi konusunda toplantıya gelenleri bilgilendirmişti.
DOSAB Butekom Toplantı Salonunda BUSİAD ve DOSABSİAD’lı üyelere hitaben düzenlenen bu seminerde; GENSED Başkanı Tolga Murat Özdemir; her yönü ile güneş enerjisini anlattı.
Merkezi İstanbul Kozyatağı’nda bulunan ve 43 üyeli GENSED’in Başkanı olan Özdemir Bursa’daki seminerde şu görüşlerini sundu: ”Fosil yakıtlardan, yenilenebilir enerjiye mutlaka dönülmelidir. Ülkeler artık geleceklerini bu dönüşüme uygun olarak planlıyorlar. Buna yeşil enerji dönüşümü demek doğru bir teşhistir. Dünyada geçtiğimiz yıl 400 bin megawatt güneş enerjisi sistemi kurulmuştur. Ancak Türkiye’de ne yazık ki şu anda kurulu güneş enerjisi sistemi sadece 2 bin megawattır. Ülkemizde bu konuda bir irade vardır. Mutabakatta sağlanmıştır. Bunu mevzuatla da desteklemek gerekiyor. Sektörümüzün en büyük sorunu finansmana erişim ve kapasite oluşturmaktır. Paranız var ise; yeşil enerjiye dönüşümü kolay yapabilirsiniz. Fakat bilinmeli ki; dünyanın sağlıklı geleceği için de yeşil enerji dönüşümü mutlaka sağlanmalıdır” dedi.
Seminerde konuşan ikinci isim; BUSİAD Enerji Uzmanlık Gurubu Başkanı İsmail Önol oldu. Başkan Önol:”Artık kaybedecek bir dakikamız bile yoktur. Küresel ısınmaya -DUR-demek için acilen yenilenebilir enerjiye geçmek zorundayız” diyerek konunun önemine dikkat çekti.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
GÜNEŞİ BOL AMA ELEKTRİK ENERJİSİ AZ BİR ÜLKE…!
Çelişkilerin oldukça fazla yaşandığı farklı bir ülkeyiz biz…
Elimizdeki değerlerin çoğunun kıymetini bilmiyoruz ne yazık ki…
Bunlardan biri de; güneş enerjisi…
Yılda sadece 4 ay tam anlamıyla güneş yüzü gören birçok Avrupa ülkesi buna rağmen güneş enerjisi üretimini giderek artırırken, yılın en az 8 ayı güneşli geçen ülkemizde ne yazık ki bu değerli ve çevreyi hiç kirletmeyen enerji kaynağından yeterince yararlanamıyoruz.
Üstüne üstlük enerji gereksinimimizin çoğunluğunu ithal girdilerle karşılayarak, dış ticaret açığı konusunda zaman ve para kaybediyoruz.
Elbette ki; Türkiye’nin dış ticaret açığının yüzde 65’inin enerji ithalatından kaynaklanıyor olması, enerjide dışa bağımlılık sorununu gündeme getirmektedir.
Bu garip çelişkiyi, mutlaka gidermek gerek…
Bazen…Kış mevsiminin tam ortasında bile güneş görülen bir ülkede/bir kentte bu
enerjiden neden faydalanamadığımız sorusunu sık-sık sormamız gerek kendimize…
Hatta ve hatta olaya bir başka geniş pencereden bakarak; “yenilenebilir ve çevresel hiçbir olumsuz etkisi olmayan güneş enerjisi varken, çevreyi kirleten kömürlü santrallere neden gereksinim duyulduğu” sorusuna da cevap aramamız gerek…
Veya Çernobil örneği felaketler yaratabilecek nükleer santrallere..?
ÇATILARDA DA GÜNEŞ AÇAR MI BİR GÜN..?
Çevreci düşünceye sahip aydın insanların da çok iyi bildiği gibi; güneş enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları içinde en ucuz ve en temiz olanıdır.
Tüm dünyada kurulu güneş enerji sistemlerinin toplam gücü: 2010 yılında 40 bin megawatt iken, 2016 yılında yüzde 650 artarak 304 bin megawata yükselmiş durumdaydı.2023 Yılında ise tüm dünyada 400 bin megawattlık bir güneş enerjisi sistemi kurulduğu biliniyor. Oldukça hızlı bir tempoda artış gösteren güneş enerji sistemi kurulumları, güneşe yatırım yapan devlet politikaları ile daha da artacak gibi görünüyor. Bu alanda Çin liderliğini sürdürüyor. Onu AB, ABD, Vietnam ve Japonya takip ediyor Güneş Enerjisi Ligi ilk 5’inde…
Ülkemizde ise yıllık yaklaşık 2 bin megawattt güneş enerjisi üretiliyor. Bu rakam çok da kötü değil ama güneşin 8-9 ay gündemde kaldığı bir ülkede; adeta bedava enerji olan güneş enerjisinin daha da yaygınlaşması gerekiyor.
Hem şebeke ölçekli güneş kurulumları, hem de evlerdeki çatı potansiyeli anlamında oldukça önemli fırsatlar bulunan Türkiye’de artık daha somut adımlar atılmak zorunda…
Çünkü henüz çatıların kurulumu ve hazırlanışı açısından sorunlar var. Özellikle çatı üstü güneş potansiyeli konusunda yönetmelik değişiklikleri yapıldı ama uygulamada bazı sorunlar yaşanıyor. Finansmana erişim anlamında da bir kolaylık getirilmeli yatırımcılara…
Şu anda Ege ve Akdeniz bölgelerinde sadece sıcak su için kullanılan çatı üstü tesisatların
yakın bir tarihte elektrik üretimi içinde kullanımı ile birlikte, ülkemizde temiz ve bedelsiz elektrik enerjisi üretiminde çağ atlanabilir.
Fakat esas tespitim şudur; Ülkemizde onca güneşe rağmen, bu güneşin enerjiye dönüşümü sadece yüzde 1’dir. Yapı kooperatifi yönetimlerinin çıkan yeni yönetmelik sonrasında; çatılardan elektrik üretimi konusunda daha etkin çalışması ile üretilecek elektrik enerjisinin kısa sürede yüzde 1,5’a ulaşabileceği hedeflenebilir.
Kısacası güneş enerjisi konusunda henüz hazır değiliz ve daha alınacak çok yol vardır.
Ülkemizde güneş çoktur ama ondan alınan enerji azdır. Çoğaltmak da elimizdedir aslında…
NÜKLEER ENERJİNİN ALTERNATİFİ
Yenilenebilir enerji kaynağı olan güneşe mutlaka sahip çıkmalı ve dünyanın geleceğini korumalıyız.
Yapılacak iş basittir. Binaların çatılarında; güneşe yeni bir hayat ısmarlamalıyız. Fabrikalar tükettiği enerjiyi kendisi üretmelidir.
Hem kömürlü elektrik enerjisi santrallerine, hem de nükleer santrallere karşı DOĞAL bir duruş olan güneş enerji sistemleri, yaygınlaştığı taktirde küresel ısınmaya karşı da bir duvar olabilir.
Ve Türkiye; iklimi itibarıyla da güneş enerji sistemine uygundur. Ülkemizin tüm elektrik enerjisi tüketiminin yüzde 45’inin yenilenebilir güneş enerjisi ile karşılanabileceği bilgisi, bugünlerin en önemli ve olumlu gelişmelerinden biridir.
İşin özeti de şudur aslında…
Elimizdeki doğal kaynağın değerini bilirsek, geleceğimizi kurtarırız.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZLER:İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler.(Benjamin FRANKLİN)
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
“YEŞİL ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ MUTLAKA SAĞLANMALI”
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da organize edilen bir toplantıda konuşan GENSED (Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir; ülkelerin geleceklerini oluştururken ekonomik dönüşüme de dikkat ettiklerini belirterek: ”Yenilenebilir enerji, ekonomik gelişme ile doğru orantılıdır” diyerek güneş enerjisi konusunda toplantıya gelenleri bilgilendirmişti.
DOSAB Butekom Toplantı Salonunda BUSİAD ve DOSABSİAD’lı üyelere hitaben düzenlenen bu seminerde; GENSED Başkanı Tolga Murat Özdemir; her yönü ile güneş enerjisini anlattı.
Merkezi İstanbul Kozyatağı’nda bulunan ve 43 üyeli GENSED’in Başkanı olan Özdemir Bursa’daki seminerde şu görüşlerini sundu: ”Fosil yakıtlardan, yenilenebilir enerjiye mutlaka dönülmelidir. Ülkeler artık geleceklerini bu dönüşüme uygun olarak planlıyorlar. Buna yeşil enerji dönüşümü demek doğru bir teşhistir. Dünyada geçtiğimiz yıl 400 bin megawatt güneş enerjisi sistemi kurulmuştur. Ancak Türkiye’de ne yazık ki şu anda kurulu güneş enerjisi sistemi sadece 2 bin megawattır. Ülkemizde bu konuda bir irade vardır. Mutabakatta sağlanmıştır. Bunu mevzuatla da desteklemek gerekiyor. Sektörümüzün en büyük sorunu finansmana erişim ve kapasite oluşturmaktır. Paranız var ise; yeşil enerjiye dönüşümü kolay yapabilirsiniz. Fakat bilinmeli ki; dünyanın sağlıklı geleceği için de yeşil enerji dönüşümü mutlaka sağlanmalıdır” dedi.
Seminerde konuşan ikinci isim; BUSİAD Enerji Uzmanlık Gurubu Başkanı İsmail Önol oldu. Başkan Önol:”Artık kaybedecek bir dakikamız bile yoktur. Küresel ısınmaya -DUR-demek için acilen yenilenebilir enerjiye geçmek zorundayız” diyerek konunun önemine dikkat çekti.