Hava Durumu

HAYATTA VE AYAKTA KALMAK İÇİN AHŞAP SEÇİMİ..!

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2024 19:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2024 19:21

Kim ne derse desin…Yiğit ölse de; hakkını da vermek gerek…

Ülkemizin önemli mimarlarından biriydi; Çelik Erengezgin…

Bursa Nilüfer Ürünlü Mahallesi’nde yaşardı ve yaşamını sürdürdüğü ev de kendisinin ve ailesinin yaşam felsefesini içeren ince ayrıntılarla doluydu. Evin kendine has sistemi; enerjisini güneşten, bahçe sulama suyunu da yağmurdan kendisi üretirdi çünkü…Evdeki iç- dış bahçe ile göl ve havuzlar, ekolojik sistemin birer parçasıydı. Konuttaki ısıtma-soğutma-aydınlatma ve havalandırma sistemleri de doğal hayattan bir armağandı Erengezgin ailesine…

Tamamen kendilerinin tasarladığı…

Yani; düşündüğü gibi yaşayan, yaşadığı gibi de düşünen bir yüksek mimardı Çelik Erengezgin…

Ne yazık ki bu önemli insanı yakın bir tarihte yitirdik.2 Eylül 2023 tarihinde aramızdan ayrıldı bu doğa dostu teknik insan…

Bilinmeli ki…Kitap gibi bir insandı o, sayfalardaki satırların altının defalarca çizilerek okunduğu…

EKOLOJİK ENERJİ VE AHŞABIN AVANTAJI

TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi tarafından online olarak organize edilen bir söyleşi de söylediği ilginç şeylerle, bugünkü köşemde bir kez daha sıra dışı bir yazı yazılmasına neden oldu Çelik Erengezgin…

Pandemi sürecinde 11. Çevrim İçi Söyleşiler programına katılan Y. Mimar Çelik Erengezgin’in ahşabı yere-göge sığdıramadığı bu söyleşisinde öyle ilginç ayrıntılar ortaya çıkmıştı ki, herkes şaşırıp kalmıştı.

Bursa Mimarlar TV’nin resmi Youtube hesabı üzerinden canlı olarak yayınlanan “Hayatta ve ayakta kalmak” başlıklı bu söyleşide Y. Mimar Çelik Erengezgin; ekolojik enerji, betonlaşmanın zararları, ahşabın kullanım alanları ve deprem konularında özellikle genç mimarlara öğütlerde bulunmuştu.

Ve şimdi o öğütler, kendisini yitirmemize rağmen güncelliğini koruyor.

Çelik Erengezgin; betonarmenin insanlığa ve doğal yaşama bir ihanet olduğunu özellikle belirtirken, ekoloji ve enerjiyi beraberce kullanarak inşa ettiği ahşap projelerden görsel örnekler de sunmuştu o on-line toplantıda…İlginç şeylerin üstüne basarak, genç mimarlara ustalığını konuşturmuştu.

Türkiye’nin yüzde 97’lik oran ile dünyanın en yoğun betonarme stoğuna sahip olduğunu ve bunun da epey maliyetli olduğunu belirten Erengezgin’in farklı yorumları, inşaat ve mimarlık kulislerinde oldukça yankı buluyor bugünlerde de…

Çünkü Türkiye bir deprem ülkesi…

Yaşadığımız kent; deprem olasılığının en yüksek olduğu illerden biri…

Depremin kapıda olduğunu sık-sık belirtiyor deprem uzmanları…Hatta dün akşam Manisa Soma’da yaşanan 4,8’lik deprem, Bursa’da da hissedilince, yürekler yine ağızlara geldi.

“BETONARME BİNALAR İSKAMBİL KAĞIDI GİBİ ÇÖKÜYOR

Yüksek Mimar Çelik Erengezgin’in ahşap malzeme konusunda söylediği önemli şeyleri aktararak yazımın bu bölümüne doğal bir atmosfer katmak istiyorum şimdi…

Erengezgin: ”Ahşabın yangına dayanıklı hale getirilerek, kendi kendine yetebilen, kendi enerjisini üretebilen, son derece düşük maliyetli, hızlı yapıma uygun, depreme dayanıklı, sağlıklı, doğal ve kolay uygulanabilir yönünü hiç unutmamak lazımdır. Bu tür ahşap yapılar üreterek, doğal ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenin imkan dahilinde olduğunu herkesin bilmesi gerekir” diyerek betonla karşılaştırmalı örneklemeler için ilk anahtar açıklamayı sunmuştu.

ABD’li bir profesörün kendisine ahşabı Türklerden öğrendiklerini söylediğini sözlerine ekleyen Y. Mimar Erengezgin, bu ilginç olayı şöyle anlatmıştı:” 1999 Yılında mesleki bir çalışma ortamında tanıştığım ABD’li bir profesör bana ‘Biz ahşabı sizden öğrendik. Peki siz ne zaman unuttunuz bunu, neden betonarmeye yöneldiniz..? Ne oldu size ?..”

Şu anda ABD, Kanada ve Avustralya’da konutların yüzde 90’ının ahşap olması, üstüne üstlük bir deprem bölgesi olan Kaliforniya’da ahşap oranının yüzde 99’a kadar çıkması ABD’li profesörün söylediği gerçeklerle hiç çelişmiyor tabii ki…

Dünya galiba ahşabı sonradan öğrendi ve yapı sektöründe bundan da vazgeçmiyor.

Konu ile ilgili açıklamalara bu yönde devam eden Y. Mimar Erengezgin: ”Avrupa’daki konutların yüzde 55-60’ı ahşaptır. Kanada’da ise 7-8 katlı ahşap binalar vardır. Akıllı bir ahşap binanın deprem riski sıfırdır. Örneğin 1999 Gölcük depreminde altından fay hattı geçen 3 katlı ahşap bir ev sadece biraz yan yattı. Fakat karşı kaldırımda bulunan betonarme binalar, bir iskambil kağıdı gibi çöktü. Betonarmenin bilimsel ömrü 60-61 yıl olunca, bundan kaçıp kurtulmak gerek…Üniversiteler de ahşabı bilmiyor ve ne yazık ki hep betonu öğretiyorlar öğrencilere..”demişti.

ENERJİ MİMARLIĞINA AÇILAN BİR PARANTEZ

Çelik Erengezgin’in ilginç anekdotları tabii ki bunlarla bitmedi. Ahşabı savunmaya bir başka boyuttan devam etti söyleşide…

Bu da; yapıların enerji mimarlığı alanıydı.

Mimar Sinan’ın inşa ettiği Süleymaniye ve Selimiye camilerinin proje ile uygulamasındaki mimari harikalara dikkat çeken Erengezgin,450 yıl önce inşa edilen bu yapılarda iklimsel dengenin düşünüldüğünü belirtmişti.

Mimar Sinan’ın her 2 caminin altına boydan boya hava kanalları döşendiğini ve bu kanallar ile sıcaklığın düşürüldüğünü söyleyen Y. Mimar Erengezgin: ”Bu yapılarda yerin 2-3 metre inilmiş ve buradaki ortalama sıcaklığın 15 derece olduğu düşünülerek, iklimsel bir denge yaratılmıştır. Açılan çukurların üstü bir tabaka ile örtülerek, hava akışkanlığı sağlanmıştır. Bu kanalların en üstüne de hasır dokulu halılar döşenmiştir. Asırlar önce hayata geçirilen bu yapısal çözümler, enerji mimarlığının ilk eserleridir. Yapılarda ahşap kullanmak zaten akıllıca bir iştir, çünkü yalıtkan değeri betona göre 16 kat yüksektir. Enerji mimarlığı işte bu yüzden çok büyük önem taşımaktadır” demişti.

Anlaşılıyor ki; betonarme binaların geleneksel alternatifi ahşap yapılar, üstün özellikleri ile hem doğal felaketlerin karşısında duracak, hem de sağlıklı ve estetik yönleri ile zamana meydan okuyacaklar.

Benim TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin düzenlediği o eski tarihli online söyleşiden çıkardığım mesaj: “Ahşap ölmeyen bir hayattır. Hayatta ve ayakta kalmak için de tek alternatif budur. Beton binalar yıkılır ve darmadağın olur. Ahşap binalar ise yan yatar ama yıkılmaz” olacaktır bundan böyle…

Y.Mimar Çelik Erengezgin’i sevgi-saygı ve özlemle anarak yazımı sonlandırırken, ahşabın hayatlarımızdaki önemine bire kez daha dikkat çekmek istiyorum.

Deprem öldürmüyor, beton binalar öldürüyor. Ahşap binalarda ise; depremin zararlarından kurtulma şansı daha yüksek…

Öyleyse…!

Üstad Erengezgin’in dediğine kulak vermek gerek: ”Betonarme yapılar, doğa ve insanlığa ihanetir”.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özlü sözler: Aldığınızla hayatınızı kazanırsınız. Verdiğiniz ile ise; hayatınızı kurarsınız. (Winston CHURCHİLL)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.