Stres; günümüzde insan yaşamını tehdit eden en önemli neden olarak biliniyor. Konunun uzmanları, özellikle iş stresinin insanın yaşam süresini belirleyen bir pozisyona ulaştığını ve de belirli bir düzeyin üstünde stres yaşayanların her an yaşamını yitirme tehlikesi içinde olduğunu söylüyorlar. Her mesleğin veya her iş konumunun kendine özgü bir stres yaratma potansiyelinin olduğunu da belirten stres uzmanları, Türkiye gibi gelişmekte olan ve oturmuş bir yönetim sistemine henüz ulaşamamış ülkelerde, ek olarak “ülke ortam stresi” olduğuna dikkat çekiyorlar. Bu noktada ülkemizin özel konumunu da yorumlayan bilim adamları, Türkiye’nin karmaşık durumunun, normal stres katsayısını defalarca arttıracak kadar güçlü bir fonksiyonu olduğunu belirtiyorlar

Onlara göre; Türkiye yaşanabilirlik anlamında zor bir ülke…

Ya bize göre..?

                                 TOPLUMSAL STRES FAKTÖRÜNE DİKKAT..!

Ülkemizde yaşayan 84 milyonu aşkın insan, mesleki stresin yanı sıra bir de ülkedeki olumsuz gelişmelerden kaynaklanan “toplumsal bir strese” maruz kaldığı, artık bilinen bir gerçek... Ülke ortamı stresinin yıpratıcı tahribatına uğrayan insanlarımız, birçok hastalık tehdidine ve ciddi ölüm tehlikelerine bile maruz kalabiliyorlar. Özellikle kalp krizi, mide-barsak kanaması, yüksek tansiyon, beyin kanaması, sedef hastalığı ve kanser gibi oldukça önemli hastalıklar, maalesef stres kaynaklı neden-sonuç ilişkisini çoğaltarak koruyorlar.

Bilginin henüz çok önemli bir değer olarak kabul görmediği ülkemizde; hırsızlık, rüşvet alma ve dolandırıcılık gibi bazı suçlar, bazı çevrelerde geçim kaynağı olarak kabul görüyor ve yalanın-dolanın bini bir para ediyor.

Bu yalan-dolan kasırgası içinde “gerçekleri bulup, onları okuyucularına yansıtmaya çalışan”  dürüst gazeteciler de, belki de dünyanın en stresli işini yapmak zorunda kalıyorlar.

İşte bu açıdan bakıldığında; gazeteciliğin, ülkemiz koşullarında; en stresli meslek olduğunu söylemek çok da zor olmuyor bizler için…

Sadece gazeteciler mi stresli bu ülkede..?

Tabii ki hayır…Toplu ulaşımdaki otobüs şoförlerini unutmamak gerek…

Cerrahlar, güvenlik görevlileri, gardiyanlar, diğer sağlık görevilleri,

                         STRESİ EN AZ MESLEKLER SIRALAMASI

Bu konuda çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar, iş yaşamındaki stresin birçok meslek dalında giderek artmakta olduğunu kanıtlıyor. İngiltere’de yayınlanan Sunday Times isimli gazete tarafından yakın geçmişte yapılan geniş kapsamlı bir araştırma, tüm dünya ülkelerinde stresin giderek arttığını ortaya koyuyor.

Kontrol edilemeyen stres; insan yaşamlarına kötü dokunuyor.

Son yıllarda giderek artan küresel ısınmanın da insan stresini artıran bir boyutunun olduğu konuşuluyor tıp çevrelerinde…Bir de pandemi sonrasındaki yeni bulaşıcı hastalıkların korkusu var tabii ki…                                                                                                                                                                  Gazetenin araştırmasına göre: yüksek stresle çalışanlar arasında ilk sırayı: hapishane görevlileri yani gardiyanlar alıyor. Yüksek strese maruz kalanlar listesi ilk 10 sıralamasında; ikinciliği polisler, üçüncülüğü ise ambulans görevlileri almış durumda. Yapılan araştırma sonunda: öğretmenlik, itfaiyecilik, ordu mensupluğu, üst düzey yöneticilik(CEO), aktörlük, gazetecilik ve garsonluk sırasıyla ilk üç dereceyi takip ediyor.

Pandemi sürecinde; stres katsayısı giderek artan ilk meslek; doktorluk ne yazık ki…Zaman-zaman şiddete de maruz kalan sağlık çalışanlarımız, tabii ki ülkemize has stresi en çok yaşayanlar…Bugünlerde belki de en stresli mesleği olanlar; sağlık çalışanları…

Doktorlar, hemşireler ve ambulans görevlileri…

İngiliz Sunday Times’ın araştırmasında; stres düzeyi en düşük olan meslekler arasında da: astronomi uzmanlığı, ekolojik tarım üreticiliği, güzellik uzmanlığı ve doğa koruma görevlileri yer alıyor. Özellikle amatör anlamda müzik yapan müzisyenler de, stres azlığı bakımından 5. sırada bulunuyorlar.

Ülkemizdeki uzmanların tespit ettiği  stresi ez az olan meslekler ise; peyzaj mimarlığı, bahçıvanlık, ressamlık, doğa aktivistliği ve balıkçılık sayılabilir.

                          DOĞRU MESLEK SEÇİMİ ÇOK ÖNEMLİ

İş yaşamındaki stresin, zaman-zaman bir ömür törpüsü haline dönüşmesi maalesef engellenemiyor. Bugünlerde gıda ve temizlik maddelerindeki yüksek zamlarla şaşkın durumda olan ülkemiz insanları, yüksek kiralar, geçim şartları zorluğu ve hayat pahalılığı ile de mücadele veriyor. Bir de buna  iş stresi eklendiğinde; kolayca bir kaosa doğru sürüklenen insanlarımız, yaşamdan zevk almayan depresif bir kimliğe de bürünebiliyor. İşte bu yaşamsal tehlikelerden dolayı, stresi az bir meslek seçmek en iyisi galiba...

Giderek artan zam haberleri ile ekonomik zeminin her geçen dakika daha kaygan hale dönüştüğü bu ülkede; doğru bir mesleği seçmek en iyisi galiba…

Biliyoruz ki; gelecek hafta sonu (8-9 Haziran) üniversite seçme sınavı var. Zorlu bir maratona bu zorlu geçim şartları doğrultusunda hazırlanmaya çalışan lise son sınıftaki gençler, belki hayatlarının en önemli sınavına girecekler.

Çünkü başarıları gelecekteki yaşamlarını belirleyecek. İyi bir meslek sahibi olmak için, bu sınavda istediği sonucu almak zorunda gençler…

Çocuklarımız bir taraftan yapmaktan zevk aldığı ama öte yandan da para kazandığı bir mesleği seçtiği taktirde, kendilerini daha mutlu hissedeceklerdir.

Stressiz yaşamın altın anahtarı budur bence…

İyi bir meslek…Gerilimi az bir iş…Belki doğru bir eş ve isabetli kararlar…

Kişisel mutluluğun resmi; ancak o zaman yapılabilir belki de…!

Ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in ressam Abidin Dino’ya söylediği ”Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” çağrışımı belki o zaman gerçekleşir

Kim bilir..!

Kişiliğini saklamak için maskesiz dolaşmayan insanın pek kalmadığı bu yalancı dünyada bile…

ÖZLÜ SÖZLER: Uçmayan kuş kolay vurulur. (Benjamin FRANKLİN)