Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; çok müsrif bir ülke olduk. Parası yettiğinde; her şeyin en iyisini veya en pahalısını almaya meyilli bir tüketici profili de var ülkemizde…

Bunca yokluk ve yoksulluğa rağmen..!

En iyi otomobil, en son model cep telefonu, en şık kol saati, en sıkı puro, en lüks takım elbise gibi sıra dışı mallara bile önem veren insanlar da var.

İnsanları kullandıkları lüks araba veya oturduğu villa ile değerlendiren ve ona göre davranan, gerektiğinde de “önce para-önce ben” diyen bir kesim de doğdu son 30 yılda…

Devlet sektöründe de; en pahalı Alman otomobillerini makam aracı olarak kullanma alışkanlığı oluşmuştu son yılarda…

Yani…Kısacası; tasarrufu önemsemeyen, ha babam-de babam tüketen, üretimin veya dış ticaret açığının ne olduğundan bihaber olan insan profilleri çok arttı ülkemizde…

Bu anlayışla, duvara toslanabilme olasılığının giderek arttığını bilen saygın insanlara rağmen..!

Şimdi sizlere tasarruf etmeyi bir gelenek haline getiren, tüketim yerine üretime önem veren ve genel ekonomisi hep ARTI veren bir ülkeyi tanıtmak istiyorum.

Bize biraz ders olsun diye belki…

Hem tasarrufu ilke edinen, hem de yaşam kalitesi ve insan mutluluğu anlamında dünyada hep 1 numara olan Finlandiya’yı anlatmak istiyorum sizlere…

Tasarruf genelgeleri ile bütçe açığını kapatmaya çalışılan ülkemize bir ışık olması dileği ile…

          ÇOCUKLARA DÜNYANIN EN İYİ EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ ÜLKE

Finlandiya Cumhuriyeti; tüm dünyada yerli malı kullanmayı ulusal ilke edinmiş bir Kuzey Avrupa ülkesi olarak tanınıyor. 1995 Yılında Avrupa Birliği ülkesi olarak kabul edilen bu soğuk ama şirin ülke, ilginç ekonomik istatistiklere sahip…Dünyada AR-GE harcamaları için gayri safi milli hasıladan en yüksek oranda pay ayıran ( yüzde 3,7) Finlandiya’da tam 12 adet mükemmel araştırma merkezi ve 21 üniversite bulunuyor.

Dünyanın en gelişmiş elektronik ve bankacılık sistemine sahip olan ülke; telekominikasyon, elektronik ve bilgi teknolojisinde Avrupa kıtasının liderliğini sürdürmektedir. Finlandiya’nın Nokia markası, 2001 Yılında ünlü ekonomi dergisi Business Week tarafından dünyanın en büyük 6.markası seçildi. Son yıllarda çok kan kaybeden Nokia o dönemde; 35 milyar dolarlık marka değeri ile dünya cep telefonu pazarının en büyük firması oldu. Bu ülkede; 2000-2015 yılları arasında kullanılan cep telefonlarının yüzde 98,8’inin yerli malı telefon olması da, bence en önemli kriterlerden biridir.

Kişi başına milli gelirin 50 bin doları aştığı Finlandiya, Şeffaflık Örgütü raporlarında: en az yolsuzluk yapılan ülke unvanını defalarca almıştır. Fin kültüründe; alçak gönüllülük ve dürüstlük insanlık için esas nokta sayılmaktadır. Ülkede asgari ücret;1.800 Euro olarak uygulanırken,5,5 milyon nüfuslu ülke parlamenter cumhuriyet ile yönetilmektedir.

Dünyanın en iyi eğitim sistemine sahip ülkede; eğitim-öğretim faaliyetleri parasızdır. Eğitim-öğretim sistemi nedeniyle örnek ülke olarak adlandırılan Finlandiya’da merkezi sınavlar yapılmamaktadır. Öğretmenler özerktir ve kendi müfredatlarını kendileri belirlemektedir. Öğrenciler okul saati dışında ödev verilmemekte ve ders saatleri giderek azaltılmaktadır. PİSA(Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) yarışmalarında Finli öğrenciler; Matematik, Fen Bilimleri Okumada her zaman ilk sırada yer almaktadır. Sağlık alanında da hiçbir hastadan para alınmamaktadır.

                                 2.EL GİYSİ PAZARLARI ÇOK REVAÇTA

Finlilerin en karakteristik özelliği; tutumlu olmasıdır. Bunu şu ilginç örnekle anlatmak mümkün; Finlandiya’da birçok eskici dükkanı (kripari) bulunuyor. Tüm ülkeye yayılan bu mağaza türü işyerleri, insanların giyim merkezlerini oluşturuyor. Kullanmaktan bıktığı giysisini getirerek bu işyerlerinden 2. el giysi alan Finliler, bunun için küçük bir değişim bedeli ödüyorlar. Kimsenin eski eşyalarını çöpe atmadığı ve değerlendirme yolunu tercih ettiği ülkede, göz kamaştıran milli gelirlere rağmen insanların 2.el giysi tercihleri ülkenin refahının getiren bir faktör olduğu konuşuluyor.

Finlilerin bu anlayışı “tasarruf budur” denilen bir yorumu da beraberinde getirmektedir.

Şu anda 5 milyon 461 bin kişinin yaşadığı Finlandiya’da; 2,4 milyon kişinin çalışarak katma değer yaratması çok önemli bir istihdam zenginliğini yansıtıyor.

Neredeyse her 2 kişiden biri çalışıyor ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Bence en iyi tasarruf budur. Üretiyor ve ürettiği kadar tüketiyor Finliler…

Ülkesinde üretilen mallara sahip çıkarak, çok zengin bir ülke olmalarına rağmen tasarruf yaparak ve ülke değerlerine sahiplenerek “ekonomik anlamda bir mucize gerçekleştiren” Finliler, bugün birçok ülkenin gıpta ile baktığı bir zenginliği yaşıyorlar. Anlaşılıyor ki: Finlandiya mucizesini yaratan şey, yerli malı tüketme alışkanlığı ile geleneksel tasarruf felsefesidir.

Kimse yenisini alınca; evindeki eski eşyayı atmıyor ve bir şekilde değerlendirip ekonomiye kazandırıyor. Eski eşyaları alıp tamir eden ve daha sonra değerine satan birçok işletme var ülkede…

                          BİZDE DE TASARRUF ŞART AMA HERKESE..!

Bu felsefenin ülkemizde de yaygınlaşması için herkesin çaba harcaması gerekiyor galiba…

Dış ticaret açığı ve cari açık gibi sorunların olmadığı ülkelerden biri olan Finlandiya, ekonomik anlamda Türkiye’nin örnek alacağı bir ülkedir.

Kazandığından fazlasını harcamayan bu ülke insanları, yerli malı felsefesinin de dünyadaki en büyük savunucusudur.

Bize ise…Tasarruf genelgeleri yayınlanarak, büyük bütçe açığını küçük yamalarla kapatmaya çalışmak çok mantıklı olmasa da, 70’li yıllardaki gibi insanların tasarruf kültürünü geliştirmek de önemlidir.

Amaç tasarruf ise…Herkese tasarruf şarttır.

Finlandiya’yı okuduk ve anladık herhalde…

Darısı ülkemiz insanlarının başına..!              

ÖZLÜ SÖZLER: Siz görmezden gelseniz de, gerçekler var olmayı sürdürürler. (Aldous HUXLEY)