Bir sezon daha böyle geldi geçti Bursaspor için… Son zamanlarda bir tek bunu yaşamamıştık elbette… Matematiksel olarak daha 6 karşılaşma olmasına rağmen, Bursaspor için sezon resmen sona erdi. Hem de maalesef başarısızlığın çok daha fazla konuşulacağı şekilde…
Sezona başlarken, transfer tahtasının açılamayacağı gerçeğiyle buluştuk öncelikle… Ve üzgünüm ki Bursaspor camiası bunu kanıksadı… Herhangi bir refleks ya da tepki göstermediği gibi, yaşanan sürecin de normalleşmesine seyirci kalındı.
Seyirci kalmak sadece transfer yapılamamasına değil. Bursaspor’un yaşadığı ekonomik krizler de bunun cabası haline geldi. Özellikle kesilen elektrikler, futbolcuların subliminal mesajları, imzalanan deklarasyonlar, kafa tutmalar, forma aşkının değil daha yolun başında kariyer planlarına olan aidiyet…
İnanın bu sürecin içerisinde en masum iki aktör var… Birincisi teknik direktör Mustafa Er ve futbolcular… Aslında hepsi Vakıfköy’ün eseri… Çok doğru kurgulanmış bir hammadde var. Ancak görünen köyün de kılavuz istemediği bir gerçekle karşı karşıya geldik.
Sezon başında ‘küme düşmeme’ çıtası koyan Vakıfköy çocukları, 27’nci hafta sonunda en azından ilk 9’un içerisinde yer alma başarısı gösterdi. Doğru transferler yapan yani oyunu kuralına göre oynayan rakipler ise şu an için Süper Lig’e direkt çıkma ve Play-Off mücadelesi veriyor. Haksız da sayılmazlar, Bursaspor’un bu kadar yerinde saydığı bir süreçte, sıradanlaşmaya adım adım ilerlediği bir dönemde, elbette onlar yükselecek, sizler ise seyredeceksiniz.
Son bilet Altay maçıydı bana göre… Teselli ikramiyesi olmasının yanı sıra Play-Off iddiasını da koruyabilme adına mücadele sergilemek zorundaydı Vakıfköy’ün çocukları. Özellikle bu vurguyu yapıyorum çünkü tecrübeli olarak addedilen futbolculardan sahaya her şeyini koyan Burak Altıparmak dışındakilerin hiçbirisinden istediğimiz katkıyı göremedik.
Altay maçında da özgüveni yerle yeksan olan Batuhan Kör, takımla mental anlamda ilişiği kopmak üzere görünen Burak Kapacak, eksiği hissedilen Emirhan Aydoğan, mücadelesiyle alkışı hak eden Burak Altıparmak…
Mustafa Er seneye mücadele edecek takımı kurgulamak istese dahi kendi kariyeri bile soru işareti olduğu için profesyonelce ilerlerken, duygularına nasıl ket vurabilecek merak konusu oldu. İskelet oluşturabilmek için öncelikle fotoğrafın net olması, flu’luklardan arınması gerekiyor.
Altay maçının teknik analizlerini zaten yeterince okudunuz, değerlendirdiniz… Önemli olan bir b’Altay’a sap olamayanların gelecekte bu camiada yer alıp alamayacağıdır. Yeni başkanı, teknik adamı, kadrosu belli olmayan bir Bursaspor’un muğlaklıktan en erken tarihte sıyrılması icap eder.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RUHİ BERBER
BİR B’ALTAY’A SAP OLAMAMAK
Bir sezon daha böyle geldi geçti Bursaspor için… Son zamanlarda bir tek bunu yaşamamıştık elbette… Matematiksel olarak daha 6 karşılaşma olmasına rağmen, Bursaspor için sezon resmen sona erdi. Hem de maalesef başarısızlığın çok daha fazla konuşulacağı şekilde…
Sezona başlarken, transfer tahtasının açılamayacağı gerçeğiyle buluştuk öncelikle… Ve üzgünüm ki Bursaspor camiası bunu kanıksadı… Herhangi bir refleks ya da tepki göstermediği gibi, yaşanan sürecin de normalleşmesine seyirci kalındı.
Seyirci kalmak sadece transfer yapılamamasına değil. Bursaspor’un yaşadığı ekonomik krizler de bunun cabası haline geldi. Özellikle kesilen elektrikler, futbolcuların subliminal mesajları, imzalanan deklarasyonlar, kafa tutmalar, forma aşkının değil daha yolun başında kariyer planlarına olan aidiyet…
İnanın bu sürecin içerisinde en masum iki aktör var… Birincisi teknik direktör Mustafa Er ve futbolcular… Aslında hepsi Vakıfköy’ün eseri… Çok doğru kurgulanmış bir hammadde var. Ancak görünen köyün de kılavuz istemediği bir gerçekle karşı karşıya geldik.
Sezon başında ‘küme düşmeme’ çıtası koyan Vakıfköy çocukları, 27’nci hafta sonunda en azından ilk 9’un içerisinde yer alma başarısı gösterdi. Doğru transferler yapan yani oyunu kuralına göre oynayan rakipler ise şu an için Süper Lig’e direkt çıkma ve Play-Off mücadelesi veriyor. Haksız da sayılmazlar, Bursaspor’un bu kadar yerinde saydığı bir süreçte, sıradanlaşmaya adım adım ilerlediği bir dönemde, elbette onlar yükselecek, sizler ise seyredeceksiniz.
Son bilet Altay maçıydı bana göre… Teselli ikramiyesi olmasının yanı sıra Play-Off iddiasını da koruyabilme adına mücadele sergilemek zorundaydı Vakıfköy’ün çocukları. Özellikle bu vurguyu yapıyorum çünkü tecrübeli olarak addedilen futbolculardan sahaya her şeyini koyan Burak Altıparmak dışındakilerin hiçbirisinden istediğimiz katkıyı göremedik.
Altay maçında da özgüveni yerle yeksan olan Batuhan Kör, takımla mental anlamda ilişiği kopmak üzere görünen Burak Kapacak, eksiği hissedilen Emirhan Aydoğan, mücadelesiyle alkışı hak eden Burak Altıparmak…
Mustafa Er seneye mücadele edecek takımı kurgulamak istese dahi kendi kariyeri bile soru işareti olduğu için profesyonelce ilerlerken, duygularına nasıl ket vurabilecek merak konusu oldu. İskelet oluşturabilmek için öncelikle fotoğrafın net olması, flu’luklardan arınması gerekiyor.
Altay maçının teknik analizlerini zaten yeterince okudunuz, değerlendirdiniz… Önemli olan bir b’Altay’a sap olamayanların gelecekte bu camiada yer alıp alamayacağıdır. Yeni başkanı, teknik adamı, kadrosu belli olmayan bir Bursaspor’un muğlaklıktan en erken tarihte sıyrılması icap eder.