Çevre kirliliğine neden olan etkenlerin başında belki de en önemlisi ise hızlı sanayileşme. 

Fabrikalar, hava, su ve toprağı kirletiyor, insanlar dâhil hemen bütün canlıları olumsuz ekliyor.

İnsanların doğal kaynakları aşırı ve yanlış kullanmasıçevreyi kirletmekte, bozmakta ve tahrip etmekte...

Çevrenin bozulması yahut tahrip olmasıyla da başta insanlar olmak üzere, tümcanlı varlıklar zarar görmekte.

Batıda, endüstri devriminin başlangıcından bu yana ve yirminci yüzyılda daha da güçlenen eğilim, insan yaşam kalitesinin salt ekonomik ve fiziksel koşulların iyileştirilmesi yoluyla artırılabileceği inancı.

Toplumların refahının bazı fiziksel faktörlerin ve ekonomik hedeflerin gerçekleşmesine (Örneğin kişi başına düşen milli gelir, kişi başına düşen enerji, demir-çelik, çimento üretimi gibi) bağımlı olduğu kanısı yaygınlaşmakta.

Bu da doğayı daha hoyratça kullanmayı hızlandırmakta hiç kuşkusuz…

* * *

Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre her yıl 1,7 milyon insan sağlıksız çevre koşulları nedeniylekansere yakalanırken, 12,6 milyon insan ise çevre kirliliğine bağlı hastalıklar sebebiyle yaşamını yitiriyor.

Çevre kirliliğinin bir çeşidi olan hava kirliliği ise yılda 4,2 milyon insanın ölümünden sorumlu.

Salt insan değil diğer canlıların da yaşamını tehlikeye sokan çevre kirliliğini önlemek için neler yapabiliriz peki?

Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayıp,insan eliyle bozulması olduğuna göre yine insanlar eliyleönlenmesi gerçeği çıkıyor karşımıza.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın başlattığı “Sıfır Atık” projesi sürerken, kişiler ve kurumlar da çeşitli arayışlarla sürece katılmaya başladı.

“Sıfır Atık”, israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, oluşan atığın miktarının azaltılmasını, etkin toplama sisteminin kurulmasını, atıkların geri dönüştürülmesini kapsayan atık önleme yaklaşımı olarak tanımlanan bir hedef.

* * *

Çevre kirliliğini önlemek için hiç kuşkusuz yapabileceklerimiz var.

Ekolojik farkındalığın yaratılması ve duyarlılığın arttırılması için çeşitli sivil toplum örgütleri paçaları sıvamış durumdalar.

Sanayicilerin çevreye olan duyarlığını ortaya koyarak farkındalık yaratmak amacıyla Bursa Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği-BOSİAD da bu kapsamda ‘Çevreci üretim, temiz gelecek’ sloganıyla 2015, 2016 ve 2018 yıllarındadüzenlediği ‘Çevreye Duyarlı Sanayi Tesisi Yarışması’nın bu yıl 4.’sünü gerçekleştiriyor.

Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren tüm sanayi tesislerinin katılımına açık olan yarışmanın amacı, çevreye verilecek zararları minimize ederek ya da ortadan kaldırarak sürdürülebilir olmasını sağlamak.

Yarışmanın konusu, Bursa Organize Sanayi Bölgesindeki firmaların tamamının katılabileceği Çevreye Duyarlı Sanayi Tesisi Yarışması ile çevre altyapısını kurmuş, üretim ve hizmet faaliyetlerinde hem mevzuat hem de uygulamada gerçek bir çevreci yaklaşım sergileyen ve duyarlılığı olan sanayi tesisleri içerisinden en duyarlı olanları belirlemek, onları ödüllendirmek.

Yarışmaya katılacak olan tesislerin 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili mevzuatı ile OSB Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında Bursa OSB tarafından yayınlanan talimat yükümlülüklerini yerine getirmiş olmaları gerekmekte.

BOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Rasim Çağan’ın önceki hafta gerçekleştirdiği basın toplantısında söylediği gibi ‘kirletmeden üretmek’ amaç olmalı.