Hava Durumu

DAĞLARIN ARKASINDA YAR ULUDAĞ’IN KESTANE KAR

Yazının Giriş Tarihi: 03.12.2022 13:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.12.2022 13:52

  Bir dağ var uzakta;

   Gitmesek de, görmesek de, gezmesek de o dağ bizim dağımızdır.

   Dünyanın en büyük aktif yanardağı olan Mauna Loa, yaklaşık 40 yıl sonra yeniden infilak edince aklıma, gitmesek de, görmesek de, gezmesek de bizim dağımız olan Uludağ geldi.

   Ne de olsa Uludağ’da sönmüş bir yanardağ değil mi?

   13 bin hektarlık alanda kurulu Uludağ Milli Parkı’nın yaklaşık 5 bin hektarlık bölümü milli park statüsünden çıkarılarak alan başkanlığı adı altında yapılaşmaya açılacak. Uludağ Alan Başkanlığı kurulması hakkındaki yasa taslağı Ak Parti grubunda imzaya açılması, volkanik açıdan olmasa da (zaten Uludağ volkanik değil, iç püskürük bir dağ özelliği taşır) siyaseten yer sarsıntılarına neden olurken, iç ve dış püskürük fay hatlarını da harekete geçirdi.

   Geçtiğimiz yıl Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanan maden yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte, elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin zeytinlik alanlarına denk gelmesi durumunda zeytin sahalarının madencilik faaliyetinin yürütülecek kısmının taşınmasına bakanlık tarafından izin verilebileceği belirtilmiş, yönetmelik resmi gazetede yayımlanmıştı.

Tepkiler üzerine yönetmelik iptal edilmişti.

   Alan Başkanlığı uygulaması Kapadokya’da da yapılmıştı. Milyonlarca yılda oluşan peri bacalarına buldozerlerle dalınması, zeytinliklerin maden ocaklarına dönüştürülme çabaları, tarım alanlarının hiçe sayılarak, konut yapımı için imara açılması gibi sakıncalı uygulamalar akla gelince endişelenmemek mümkün değil. 32 endemik türün ev sahipliğini yapan, Türkiye’nin ve Bursa’nın en önemli su havzalarından birisi olan Uludağ’ın başına gelecekler tabii ki aklı başında herkesi tedirgin ediyor.

   Üç Bakanlık, iki kurul, iki de Belediye yetkisinde olması nedeniyle çok başlılık savunmasıyla Alan çalışmasına ikna edilmeye çalışılıyor. Türkiye’nin Davos’u olması, 4 Mevsim Uludağ ve Turizm gibi güzellemelerle, Bolu Kartalkaya, Kayseri Erciyes, Erzurum Palandöken’in gerisinde kalmakla Alan Çalışması ve yasa taslağı Uludağ’ın lehine olacakmış gibi açıklamalar yapılıyor…

   Ama akla yine de Kapadokya faciası geliyor.

   Üstelik TMMOB paydaş görülmüyor ve proje konusunda fikirleri bile alınmıyor.

   CHP il Başkanı İsmet Karaca, açıklama üzerine açıklama yapıyor.

   Karaca; “ Uludağ’ı koruyan tüm kanunlar, bakanlıklar ve kurumlar bir kenara bırakılmak isteniyor. Atanmış bir bürokrat, Alan Başkanı sıfatıyla yapılaşma dahil her türlü yetkiyi tek başına kullanacak, Uludağ’da istedikleri gibi at koşturacaklar, Anıtlar Kurulu, çevreciler, doğa severlerin hiçbir söz hakkı olmayacak. Böyle bir yasa olabilir mi? Ama oluyor işte, yaparsa AK Parti yapar diyorlardı, AKP bunu da yapmaya hazırlanıyor. Son derece kaygı verici bir kanun teklifi olduğunu kamuoyunun bilmesi gerek. Uludağ Alan Başkanlığı, Uludağ’daki yetkisini karar organı olan Uludağ Alan Komisyonu aracılığıyla kullanacak. Komisyon; görevlendirilmiş bir Bursa vali yardımcısı, çeşitli bakanlıklardan 7 üye, belediyeden 1 üye, üniversitelerden 4 üyeden oluşacak. Görüleceği üzere komisyonda çoğunluğu AKP’nin liyakatsiz kadrolarına vermeyi uygun görmüşler. Ne yapmak istedikleri çok açık. Bunların niyeti doğayı, doğal güzellikleri, doğal kaynakları korumak değil. Uludağ’ı talana açacaklar, bu yasaya göre de devletin hiçbir kurumu denetleyemeyecek, hatalı yapılan işleri engelleyemeyecek. Bu kanun teklifi AKP’nin talan zihniyetinin dışa vurumudur. Uludağ AKP’nin liyakatsiz kadrolarına emanet edilebilir mi?” diye soruyor…

   Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Sitem” isimli şiirinde;

   Önde zeytin ağaçları arkasında yar Sene 1946 Mevsim Sonbahar Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim Dalları neyleyim Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim Yar yar... Seni karasaplı bıçak gibi sineme sapladılar Değirmen misali döner başım Sevda değil bu bir hışım Gel gör beni darmadağın Tel tel çözülüp kalmışım Yar yar... Canımın çekirdeğinde diken Gözümün bebeğinde sitem var… diyor…

   Alpay’da o güzel şarkısında;

   Dağların arkasında yar
Önündeyse ayrılıklar

Umudum yok, dermanım yok
Ardında bir bekleyenim yok

Geceler uzun gündüzüm yok
Ardında bir ağlayanım yok

Dağlar, dağlar,
Adım adım yaklaşıyor ayrılıklar
Adım adım uzaklaşıyor yar… diye sesleniyor…

   Biraz da Özdemir Asaf’ın dediği gibi yaşananlar.

   “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler”

   Yazının başlığında da dediğim gibi;

   Dağların arkasında yar;

   Uludağ’ın Kestane Kar.

   Kâr değil, üstelik en beyazından kar!

   Mauna Loa ve çevresindeki yerleşim yerleri boşaltılıyor, halk kül yağmurlarına karşı uyarılıyor.

   Hani diyorum ki, birkaç yıl sonra Uludağ için tam tersi mi olacak?

   Gitmesek de, görmesek de, gezmesek de, o dağ bizim dağımızdır…

  

 

  

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.