1

Baba : Evladım seni çok göresim geldi, nerelerdesin?
Evlat : Baba çok işim var...
Baba : Evladım seni arıyorum, ama ulaşamıyorum.
Evlat : Baba toplantılarım var...
Baba : Evladım seni bugün yemeğe bekliyoruz.
Evlat : Baba arkadaşlarla önceden yaptığımız bir program var.
Baba : Evladım bir sesini duyayım dedim.
Evlat : Babacığım şimdi kapatmak zorundayım, ben seni ararım.
Baba : Evladım seni ne zaman göreceğiz?
Evlat : Baba çok işim var, bir ara uğrarım.
Baba : Evladım dün gece rüyalarıma girdin, iyi misin?
Evlat : İyiyim baba iyiyim.. Şimdi araba kullanıyorum, seni sonra ararım..
Baba : Evladım ne zaman arasam işin var, yoğunsun, seni çok özledim, ne zaman görüşeceğiz?
Evlat : OF BABA YAAA!!!
Bir zaman sonra evlat babasına telefon eder…

Telefonu açan babasının komşusudur.
Evlat : Babamla görüşeceğim, çok işim var, gelemeyeceğimi söyleyecektim..
Komşu : Babanız dün gece vefat etti, son sözleri de “Evladım şimdi iş toplantısındadır, onu rahatsız etmeyin, beni toprağa siz verin” oldu!..

***

                                               2

80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı.

Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.

O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu.

Yaşlı baba kargaya gülümserek biraz baktıktan sonra oğluna sordu; 'Bu ne oğlum?'

Oğlu şaşkın, yanıtladı; 'o bir karga baba.'

Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu;

'Bu ne oğlum?'

Oğlu daha da şaşkın, yine yanıtladı; 'Baba, o bir karga'

Karga hâlâ pervazdaydı...

Yaşlı baba üçüncü kez sordu; 'Bu ne?'

Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü;

'O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun?'

Yaşlı baba dördüncü kez de sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti;

'Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört kez onun ne olduğunu soruyorsun, sana söylüyorum ve sen hâlâ sormayı sürdürüyorsun'

Babası yüzünde gülümsemeyle yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü.

Bu bir anı defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sonra sevgiyle gülümsemeyi sürdürerek bir sayfası açık defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.

'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 kez onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim...’

Kıssadan Hisse

İnsan yaşamında önemli yeri olan Allah ve Peygamberimizden (SAV) sonra en saygın mevkide olması gereken anne, babadır.

Onların bizim yaşamımızdaki yeri çok büyüktür...

Sağlıklarında değerlerini bilip onlara en güzel bir şekilde davranmamız gerekmektedir.

Kur’an-ı Kerimde (Nisâ Suresi), 36. Ayet der ki;
‘...Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez...

Allah, kendi rızâsını ana-babanın rızâsına bağlamıştır.

Bu gerçeği Peygamberimiz (SAV)  şöyle haber verirler;

“Allah’ın rızâsı, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır.

Allah Teâlâ’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek sûretiyle kazanılır.”