Evlilikte Cinsellik ve Yakınlık: Sessizliğin Ardındaki Dil
Yazının Giriş Tarihi: 21.07.2025 21:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.07.2025 21:13
Evlilik, iki insanın hayatlarını birleştirdiği, sadece aynı evi değil aynı duyguları da paylaşmaya çalıştığı bir yolculuktur. Bu yolculukta cinsellik, çoğu zaman konuşulmayan ama hissedilen, görmezden gelinen ama eksikliği derinleşen bir başlıktır. Özellikle uzun yıllar süren evliliklerde cinselliğin “ilk günkü gibi” olması değil, “o günün ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenmesi” beklenir. Ancak toplumsal öğretiler, ayıplar, utanmalar ve beklentiler, eşlerin bu konuyu açıkça konuşmalarını çoğu zaman engeller.
Yakınlık, Cinsellikten Önce Başlar…
Cinsellik sadece fiziksel bir eylem değildir. Evlilikte cinsellik, duygusal yakınlıkla başlar. Bir bakışla anlaşmak, gün içinde hatırlanmak, birlikte gülmek, zor zamanlarda yanında bir omuz hissetmek… Tüm bunlar, çiftler arasında bağ kurar. Bu bağ, yatak odasına da yansır. Çünkü sevildiğini, önemsendiğini ve görüldüğünü hisseden biri, kendini hem duygusal hem de fiziksel olarak daha açık ve hazır hisseder.
Ne yazık ki birçok çift, yalnızca cinsellikteki sorunları çözmeye çalışırken, alttaki duygusal kopuklukları gözden kaçırır. Oysa asıl mesele, eşlerin birbirine ne kadar yakın hissettiğidir. İyi bir cinsel yaşam, güçlü bir duygusal bağın üzerine inşa edilir.
Konuşulmayanın Gölgesi Uzar…
Cinsellik hakkında konuşmak hâlâ birçok evlilikte tabu. Oysa sağlıklı bir evlilik, açık iletişimle mümkündür. Ne istendiğini, neyin rahatsız ettiğini, nelerin özlendiğini konuşabilmek çiftleri birbirine yakınlaştırır. Cinsellikte tatmin, sadece bedensel değil, duygusal olarak da anlaşılmakla ilgilidir. Eşler arasında bu konudaki sessizlik, zamanla yanlış anlaşılmalara, kırılganlığa ve uzaklaşmaya neden olabilir.
Çiftler bazen “artık istenmiyorum”, “önceliğim değilim” gibi duygularla yüzleşebilir. Oysa bu duygular çoğu zaman yanlış okunan sinyallerin sonucudur. Belki eşlerden biri yorgundur, belki streslidir, belki de kendini yeterince iyi hissetmiyordur. Bu durumları açıkça konuşabilmek, ilişkideki yükü azaltır.
Evliliğin yıllar içinde biçim değiştirmesi gibi, cinsel hayat da değişir. Gençlikte daha yoğun yaşanan cinsellik, ilerleyen yaşlarda farklı bir forma bürünür: Daha az sıklık, ama daha derin bir paylaşım. Bu değişim, bir problem değil, ilişkinin olgunlaşmasıdır. Önemli olan bu süreci birlikte karşılayabilmek, birlikte değişebilmek ve yeni haliyle birbirine dokunabilmektir.
Cinsellik Sorun Değil, İlişkinin Aynasıdır..
Cinsellik, evlilikte sorunların nedeni değil, yansımasıdır çoğu zaman. İletişimsizlik, güvensizlik, öfke, kırgınlık… Tüm bunlar önce duygusal bağda çatlaklar oluşturur, sonra bu çatlaklar cinsel yakınlıkta kendini gösterir. Bu yüzden cinselliği konuşmak, sadece bir ihtiyacı değil, bir bağı onarma fırsatını da içinde taşır.
Özetle…
Cinsellik evlilikte utanılacak değil, konuşuldukça güçlenecek bir alandır. Sessiz kalmak yerine birbirini duyan, anlayan ve birlikte çözüm arayan çiftler, sadece cinsel olarak değil, duygusal olarak da birbirine yakın olur. Unutmayalım: Gerçek yakınlık, sadece bedende değil, kalpte de hissedilir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
EMİNE ÇİZMELİ ERİKEL
Evlilikte Cinsellik ve Yakınlık: Sessizliğin Ardındaki Dil
Evlilik, iki insanın hayatlarını birleştirdiği, sadece aynı evi değil aynı duyguları da paylaşmaya çalıştığı bir yolculuktur. Bu yolculukta cinsellik, çoğu zaman konuşulmayan ama hissedilen, görmezden gelinen ama eksikliği derinleşen bir başlıktır. Özellikle uzun yıllar süren evliliklerde cinselliğin “ilk günkü gibi” olması değil, “o günün ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenmesi” beklenir. Ancak toplumsal öğretiler, ayıplar, utanmalar ve beklentiler, eşlerin bu konuyu açıkça konuşmalarını çoğu zaman engeller.
Yakınlık, Cinsellikten Önce Başlar…
Cinsellik sadece fiziksel bir eylem değildir. Evlilikte cinsellik, duygusal yakınlıkla başlar. Bir bakışla anlaşmak, gün içinde hatırlanmak, birlikte gülmek, zor zamanlarda yanında bir omuz hissetmek… Tüm bunlar, çiftler arasında bağ kurar. Bu bağ, yatak odasına da yansır. Çünkü sevildiğini, önemsendiğini ve görüldüğünü hisseden biri, kendini hem duygusal hem de fiziksel olarak daha açık ve hazır hisseder.
Ne yazık ki birçok çift, yalnızca cinsellikteki sorunları çözmeye çalışırken, alttaki duygusal kopuklukları gözden kaçırır. Oysa asıl mesele, eşlerin birbirine ne kadar yakın hissettiğidir. İyi bir cinsel yaşam, güçlü bir duygusal bağın üzerine inşa edilir.
Konuşulmayanın Gölgesi Uzar…
Cinsellik hakkında konuşmak hâlâ birçok evlilikte tabu. Oysa sağlıklı bir evlilik, açık iletişimle mümkündür. Ne istendiğini, neyin rahatsız ettiğini, nelerin özlendiğini konuşabilmek çiftleri birbirine yakınlaştırır. Cinsellikte tatmin, sadece bedensel değil, duygusal olarak da anlaşılmakla ilgilidir. Eşler arasında bu konudaki sessizlik, zamanla yanlış anlaşılmalara, kırılganlığa ve uzaklaşmaya neden olabilir.
Çiftler bazen “artık istenmiyorum”, “önceliğim değilim” gibi duygularla yüzleşebilir. Oysa bu duygular çoğu zaman yanlış okunan sinyallerin sonucudur. Belki eşlerden biri yorgundur, belki streslidir, belki de kendini yeterince iyi hissetmiyordur. Bu durumları açıkça konuşabilmek, ilişkideki yükü azaltır.
Evliliğin yıllar içinde biçim değiştirmesi gibi, cinsel hayat da değişir. Gençlikte daha yoğun yaşanan cinsellik, ilerleyen yaşlarda farklı bir forma bürünür: Daha az sıklık, ama daha derin bir paylaşım. Bu değişim, bir problem değil, ilişkinin olgunlaşmasıdır. Önemli olan bu süreci birlikte karşılayabilmek, birlikte değişebilmek ve yeni haliyle birbirine dokunabilmektir.
Cinsellik Sorun Değil, İlişkinin Aynasıdır..
Cinsellik, evlilikte sorunların nedeni değil, yansımasıdır çoğu zaman. İletişimsizlik, güvensizlik, öfke, kırgınlık… Tüm bunlar önce duygusal bağda çatlaklar oluşturur, sonra bu çatlaklar cinsel yakınlıkta kendini gösterir. Bu yüzden cinselliği konuşmak, sadece bir ihtiyacı değil, bir bağı onarma fırsatını da içinde taşır.
Özetle…
Cinsellik evlilikte utanılacak değil, konuşuldukça güçlenecek bir alandır. Sessiz kalmak yerine birbirini duyan, anlayan ve birlikte çözüm arayan çiftler, sadece cinsel olarak değil, duygusal olarak da birbirine yakın olur. Unutmayalım: Gerçek yakınlık, sadece bedende değil, kalpte de hissedilir.