İnsan ilişkileri, hayatımızdaki en değerli ama bir o kadar da kırılgan şeylerden biri değil mi? Sevgiyle başlar, umutla büyür, ama bazen küçük bir yanlış anlaşılma, bir sessizlik ya da bir kırgınlıkla kolayca yara alır. Peki, ilişkilerde yaşananlar aslında ne? İnsan ne ye kırılır? Yanlış anlaşılmalar mı?Yoksa insanların bir birlerin arkasından oluşturdukları örüntüler mi?Bilinmezlik aslında insanı ne kadar da yoran ve güven duygusunu alt üst eden oluşumdur.Böylesi oluşum durumlar ahlaksızlık mı? yoksa bir hastalık mı?
Çoğumuz, yaşanan kötü şeyleri ya “ahlaksızlık” diye ya da “psikolojik bir sorun” diye etiketliyoruz. Ama gerçek çok daha karmaşık. Çünkü insan, duyguları ve düşünceleriyle çok katmanlı bir varlık. Kimi zaman yalan söyleyen, güveni sarsan taraf kötü niyetli olabilir, evet. Ama bazen de bu davranışlar, o kişinin içinde yaşadığı travmaların, korkuların ya da ruhsal sorunların dışa vurumu olabilir.
İlişkilerdeki sorunlar sadece “doğru ya da yanlış” ölçüsünde değerlendirilemez. İletişim eksikliği, beklentilerimizin birbirine uymaması, stres ve hayatın karmaşası da bu kırılganlığı derinleştirir. İnsanları anlamaya çalışmak, empati kurmak, yargılamaktan çok daha kıymetli.
Elbette, zarar veren davranışları görmezden gelmemek, sınırlarımızı korumak gerekir. Ama bunu yaparken karşımızdakinin de bir insan olduğunu hatırlamak; onun da kırılganlıkları, korkuları, eksiklikleri olduğunu unutmamak önemli.
Elbette, ilişkilerde her zaman karşımızdaki kişiyi anlamak mümkün olmayabilir; tıpkı bazen bizim de anlaşılmakta zorlandığımız gibi. Bazen bizler, yaşadığımız kırgınlıklar, korkular veya hayal kırıklıklarıyla karşımızdakini anlamakta zorlanırız. Öte yandan, karşımızdaki kişi de kendi duygusal dünyasında benzer zorluklarla mücadele ediyor olabilir. Bu yüzden, ilişkilerde anlayış ve sabır iki taraf için de geçerli olmalıdır. Ancak her ne kadar çaba göstersek de, bazen yollar ayrılabilir, bazen mesafe koymak en sağlıklı seçenek olabilir. Önemli olan, ilişkiyi zorlamak yerine, her iki tarafın da kendi iç barışını ve saygısını koruyabileceği bir dengeyi bulmaktır.
Unutmamalıyız ki, insanız ve insanın oldugu her yerde anlaşılmamak ve sorunlar vardır. Ve unutmayalım ki kırılganlık, ilişkilerimizi daha gerçekçi, daha insanî kılan şeydir….
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
EMİNE ÇİZMELİ ERİKEL
KIRILGAN İLİŞKİLER
İnsan ilişkileri, hayatımızdaki en değerli ama bir o kadar da kırılgan şeylerden biri değil mi? Sevgiyle başlar, umutla büyür, ama bazen küçük bir yanlış anlaşılma, bir sessizlik ya da bir kırgınlıkla kolayca yara alır. Peki, ilişkilerde yaşananlar aslında ne? İnsan ne ye kırılır? Yanlış anlaşılmalar mı?Yoksa insanların bir birlerin arkasından oluşturdukları örüntüler mi?Bilinmezlik aslında insanı ne kadar da yoran ve güven duygusunu alt üst eden oluşumdur.Böylesi oluşum durumlar ahlaksızlık mı? yoksa bir hastalık mı?
Çoğumuz, yaşanan kötü şeyleri ya “ahlaksızlık” diye ya da “psikolojik bir sorun” diye etiketliyoruz. Ama gerçek çok daha karmaşık. Çünkü insan, duyguları ve düşünceleriyle çok katmanlı bir varlık. Kimi zaman yalan söyleyen, güveni sarsan taraf kötü niyetli olabilir, evet. Ama bazen de bu davranışlar, o kişinin içinde yaşadığı travmaların, korkuların ya da ruhsal sorunların dışa vurumu olabilir.
İlişkilerdeki sorunlar sadece “doğru ya da yanlış” ölçüsünde değerlendirilemez. İletişim eksikliği, beklentilerimizin birbirine uymaması, stres ve hayatın karmaşası da bu kırılganlığı derinleştirir. İnsanları anlamaya çalışmak, empati kurmak, yargılamaktan çok daha kıymetli.
Elbette, zarar veren davranışları görmezden gelmemek, sınırlarımızı korumak gerekir. Ama bunu yaparken karşımızdakinin de bir insan olduğunu hatırlamak; onun da kırılganlıkları, korkuları, eksiklikleri olduğunu unutmamak önemli.
Elbette, ilişkilerde her zaman karşımızdaki kişiyi anlamak mümkün olmayabilir; tıpkı bazen bizim de anlaşılmakta zorlandığımız gibi. Bazen bizler, yaşadığımız kırgınlıklar, korkular veya hayal kırıklıklarıyla karşımızdakini anlamakta zorlanırız. Öte yandan, karşımızdaki kişi de kendi duygusal dünyasında benzer zorluklarla mücadele ediyor olabilir. Bu yüzden, ilişkilerde anlayış ve sabır iki taraf için de geçerli olmalıdır. Ancak her ne kadar çaba göstersek de, bazen yollar ayrılabilir, bazen mesafe koymak en sağlıklı seçenek olabilir. Önemli olan, ilişkiyi zorlamak yerine, her iki tarafın da kendi iç barışını ve saygısını koruyabileceği bir dengeyi bulmaktır.
Unutmamalıyız ki, insanız ve insanın oldugu her yerde anlaşılmamak ve sorunlar vardır. Ve unutmayalım ki kırılganlık, ilişkilerimizi daha gerçekçi, daha insanî kılan şeydir….