Hava Durumu

Yaz aşklarına iki farklı bakış, aynı duygusal çıkmaz

Yazının Giriş Tarihi: 01.08.2025 10:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.08.2025 10:47

Yaz geldiğinde hava ısınır, kalpler de… Gençlik zaten duyguların en yoğun yaşandığı dönem. Bir bakış, bir gülümseme, bir ortak anı; insanın kalbini harekete geçirmek için çoğu zaman bu kadarı yeter.
Ama işte tam da bu noktada, iki farklı gençlik profili benzer bir duygusal çıkmazda buluşuyor:
“Aşık oldum ama şimdi ne yapacağım?”

Dindar genç için aşk çoğu zaman suçlulukla gelir. Kalbinin seçtiği kişiyle yakınlaşmak ister ama sınırlar, değerler, inançlar devreye girer. Gönlüyle inancı arasında kalakalır. Aşkı haram mı, helal mi tartışmalarının ortasında bastırmakla saklamak arasında sıkışır.

Seküler yaşam tarzını benimsemiş gençler için durum daha farklı görünür. Onlar aşkı yaşamakta daha özgürdür belki ama bu özgürlük, çoğu zaman yönsüzlükle gölgelenir. “Birlikte vakit geçiriyoruz ama nereye gidiyor bu ilişki?” sorusu karşılıksız kalabilir. Anlık duygularla başlayan yaz ilişkileri, çoğu zaman sonbaharla birlikte yitip gider.

Her iki gençlik de duygularla başa çıkmayı öğrenemeden, ya bastırır ya da savrulur.

Dindar genç, kalbini suçlu ilan ederken; seküler genç, duygusunu değersiz bir deneyime dönüştürebilir.
Oysa kalp ne suçludur ne de sıradan. Kalp, korunması gereken bir emanettir.
Ama nasıl?

Asıl sorun aşk değil; aşkı taşıma becerisi.
Bu beceri ise ne sadece kurallarla gelişir, ne de sadece deneyimle. Kişinin kendini tanıması, değerlerini sorgulaması ve ilişkide ne aradığını bilmesiyle gelişir.

Yaz aşkları çoğu zaman geçicidir, evet. Ama geçici olması, anlamsız olduğu anlamına gelmez.
Önemli olan, yaşanan şeyin ardından kendimize ne kattığımız, ne öğrendiğimiz ve neyi korumaya çalıştığımızdır.

Prof. Dr. Acar Baltaş’a göre, aşkı ve ilişkiyi anlamanın anahtarı bağ kurabilmektir.
Gençler, ister dindar ister seküler olsun, aslında dört temel unsura ihtiyaç duyar:
• Ortak değerler ve yaşam tarzı yakınlığı
• Çekicilik (fiziksel, sosyal ya da entelektüel)
• Güven ve bağlılık
• Geleceğe dair birlikte yürünebilme isteği

Baltaş, gençlerin duygularının yoğunluğunda bu temel noktaları çoğu zaman gözden kaçırdığını, bu yüzden hem dindar hem de seküler gençlerin benzer bocalamalar yaşadığını vurgular.
Ona göre aşk bir karar değil, bir süreçtir. Ve bu süreçte duygular kadar akıl da önemlidir.

Kimse aşkı yaşamasın ya da herkes yaşasın demek doğru değil. Doğru olan şu soruyu sormak:
Bu his beni daha iyi bir insan yapıyor mu, yoksa sadece duygularımın peşinden mi sürükleniyorum?

Kalbimizin de bir yolu var. Onu her rüzgârda savurmak yerine, yönünü birlikte aramak gerek. Yaz aşkları, yolun başlangıcı olabilir. Ama yolu kimle, nasıl yürümek istediğimizi bilmeden atılan adımlar, sonunda kendi içimizde kaybolmamıza sebep olabilir.
Çünkü aşk, evliliğe dönüşmek zorunda değil belki; ama taşıdığı anlam, yönsüzce savrulmaktan çok daha fazlasını hak eder.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.