Ülkemizdeki kira fiyatları, yeni kiracılara kıyasla eski kiracılar bakımından piyasa seviyelerinin altında seyretmektedir. Kiracılarını çıkaramayan ve dolayısıyla konutu daha yüksek bir kira bedeli üzerinden kiraya veremeyen ev sahipleri, uygulanan %25 zam sınırlaması nedeniyle konutlarını kira piyasasının oldukça aşağısında bir kira bedeli ile kiralamak durumunda kaldıklarını ve dolayısıyla mağdur olduklarını ifade etmektedirler.

Kira bedelinin yasal zam sınırlamasının kapsamına girmeksizin arttırılabilmesi mümkündür. Bunun için kira sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren beş yıllık sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Beş yılın sonunda kira sözleşmesi, mevcut piyasa koşullarına yani emsal ve rayiç bedellere göre güncellenecek, taraflar arasındaki hakkaniyet tesis edilmiş olacaktır.

Mahkemeler bu süreçte emsal kira bedellerini, taşınmazın durumunu ve TÜFE oranlarını değerlendirerek kira bedelini belirler. Kira artışına ilişkin bir şart varsa, bedel geriye dönük uygulanabilir; aksi takdirde sadece ileriye dönük geçerlilik kazanır. Daha açık bir anlatımla, dava sonuçlanıncaya kadar kiracı eski kira bedelini ödemeye devam eder ancak kira sözleşmesinde artış şartı konulmuşsa geri dönük olarak bakiye kira bedellerinin kiracıdan tahsil edilebilme imkanı vardır.

Sonuç olarak, kira tespit davası, ekonomik dalgalanmalar karşısında şartları bulunan kira sözleşmesindeki kira bedelinin adil şekilde güncellenmesini sağlar.