Bir iç deniz olarak şehirleri kıyılarında birleştirdiği gibi insanları da kalplerinde ve ortak mirasın etrafında bir araya getiren birleştirici bir gücü var bu denizin.

Kiminin ağlarını bıraktığı sudan avın bereketini beklediği, kimimizin serin sularında serinlediği, kimilerinin kıyılarını sevdikleriyle adımladığı, kimimizin havasında şifa ve huzur bulduğu kaçış yerimiz olmuştur hem denizlerimiz.

Çevresindekilerin yaşam kaynağı olan Marmara Denizi’nde bizlerden isteği var.

Dün kentimizde, Marmara Denizi’nin geleceğini dert edinmiş insanların bir araya geldiği

bence hayati önem taşıyan Marmara Belediyeler Birliği’nin öncülüğünde toplantı gerçekleştirildi.

Son günlerde tıpkı 2021 yılında olduğu gibi Marmara Denizi’nin şu sıralar dibinde birikmeye başlayan müsilajın nisan ve mayıs aylarında yüzeye çıkması beklentisine önlem alınması amaçlanan toplantıya birliğe üye belediye başkanları ve akademisyenler katıldı.

Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in açılış konuşmasında yetkilileri acil önlem alınması çağrısında bulundu.

Bu işin sadece Marmara’ya kıyısı olan belediyelere yüklenilerek çözümlenecek mesele olmadığını vurgulayan Başkan Bozbey şunları söyledi:

“Müsilajın üç yıl aradan sonra yeniden geri dönmesinin sebepleri bellidir. Nitekim 2021 yılında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın önem amaçlı aldığı 22 maddeden üçünü uygulamamasından kaynaklıdır”

Başkan Bozbey’in uygulanmadığını söylediği üç madde şunlar.

Kentsel atık su arıtma tesislerinin tamamının ileri biyolojik tesislere dönüştürülmesi.

İkincisinin tarımsal kirliliğinin önüne geçmek üzere yapay sulak alanların oluşturulması.
Üçüncüsü de kamu-özel işbirliği modelinin atık su altyapı projelerinde uygulanmasına yönelik idari hususlar.

Bu üç maddenin merkezi hükümet tarafından dikkate alınması aksi takdirde yarın çok geç olacaktır çağrısı yapan Başkan Bozbey, akademik çalışmalardan elde edilen verilere göre Marmara Denizi’ne her gün 4.7 milyon metreküp atık su deşarj edilirken bunların sadece yarısı fiziksel arıtmadan geçilerek denize bırakıldığını açıkladı.

Bu şu demek oluyor.
Her gün milyonlarca metreküp kirli su denizin oksijen seviyesini bitiriyor.

Sonuç daha önce olduğu gibi kısa bir süre sonrada aynı şekilde müsilajın denizlerimizi kaplayacağıdır.

Şu da bilinmelidir ki, müsilajı gözle görebildiğimizin çok daha fazlasının deniz dibinde oluşmasıdır.

Bu da denizdeki tüm canlıların ölümüne neden olması demektir.

Sorun varsa mutlaka çözümde vardır mantığıyla hareket edilmelidir.

Nitekim de Marmara Denizi’nin geleceğinin korunması adına Maramara’ya kıyı belediyelerin ileri biyolojik atık su arıtma tesislerinin gerekiyorsa kapasitelerinin artırılması ya da yenilenmesi, deşarjlarının kontrol edilmesi ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilir yönetimi büyük önem taşımaktadır.

Bu konuda Başkan Bozbey’in çözüm çağrısı da şudur.
Merkezi finansman kanallarının da bu önemli amaç uğruna işlevsel bir şekilde kullandırılması gerekmekte olduğudur.
Marmara Denizi’ni koruma adına faizsiz ya da düşük faizli finansman seçeneklerinin İlbank ve kamu bankaları aracılığıyla sunulması şarttır.