Önce ne zaman yapılacağı, Millet İttifakı’nın adayının kim olacağı, seçimin sonucunun nasıl oluşacağı, birinci mi yoksa ikinci turda mı biteceği, seçim sonuçlarından memnun olmayacak taraf acaba karışıklık çıkaracak mı? Şeklindeki seçim senaryolarının hepsini geride bırakacağımız son gün pazar günü olacak inşallah.
Türkiye'nin seçimi, adı altında ülkede pek çok gelişme bu konuya günlerdir kilitlenmiş durumda.
Diğer bir ifadeyle çalışanından işverenine kadar herkes hafta sonu yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine fokuslanmış halde.
Ne enflasyonun yüksek olması ne de hayat pahalılığı bir yana vatandaş şu anda öyle bir duruma gelmiş ki kiminle sohbet etsek, "Hayırlısıyla şu seçimler bitse de rahatlasak. Türkiye biran önce gerçek gündemine dönse" beklentisi hakim.
Yurttaş pekâlâ haklı.
Nitekim, bazı siyasiler ve de sözde kendini gazeteci görenlerin söylediği lafın nereye gideceğinden, sonucu nelere mal olacağından bihaber açıklamalarıyla ülkesini sevenlerle sevmeyenlerin seçimiymiş konumuna getirilen seçmen adeta yay gibi gerilmiş pozisyonda.
Hele ki her söylemimizde geleceğimizin teminatı ifadesini gururla kullandığımız gençlerimiz görüşleriyle üçe, dörde hatta beşe bölünmüş durumda.
Seçimler elbette gelip geçecek ama bırakacağı tahribat nasıl onarılacak...

Öyle bir duruma getirildik ki, sanki kazanların hayatı değişecek kaybedenlerin hayatı kararacak.
Bu olacak şey değil.
Şunu unutmamalıyız.
29 Mayıs sabahı her zamanki günden farksız olmayacağıdır.
Zira Kemal Kılıçdaroğlu'na da, Recep Tayyip Erdoğan'a da oy verenler, vermeyenler ya da ikisine de vermeyenler olarak birlik ve beraberlik içinde bu güzel ülkemizde kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz.
Sonuçta ülkenin sahibi milletin iradesiyle ortaya çıkacak sonucu demokrasinin gereği olarak kabul etmekten öte ne olabilir ki? Geçenlerde sosyal medyada gördüğümde, işte bunu keşke yapabilsek dediğim sözü sizlerle paylaşmak istedim.
"Vefat ettiğinizde cenazenize dahi katılmayacaklar için tabutunuzu taşıyacakları kırmayın"
Bırakın siyaset yapanlar, bu işi meslek edinip menfaat sağlayanlar bir birini kırıp üzsün!
Çünkü kavgada dahi söylenmeyecek sözlerle bir birlerine hakaret eden onlar, seçimler bittikten sonra kol kola yan yana görüntü vermelerinin adına 'siyaset' diyorlar.
İşte o yüzden siz siz olun siyasi görüşünüz için kimseyi incitmeye, kırmaya, üzmeye hiç gerek yok.
Şüphesiz bugünlerde yaşananları gelecekte siyasi tarih kitapları yazacaktır.