Hava Durumu

GEÇMİŞTE 3 HARİCİYENİN KIBRIS SİYASETİ

Yazının Giriş Tarihi: 13.11.2021 13:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.11.2021 13:51

Bu başlığın altında evvelâ İngilizlerin Kıbrıs siyasetinin,1950 ile 1960 arasındaki siyasetine bakmalıyız. Çünkü ada'nın tasarruf sahibi devleti o ancak sömürgeler bakanlığının yeni yapılanmasını Kıbrıs'ta da uygulama veya uygulamaması bu ülkenin inisiyatifinde olduğunu bilmek gerekir. Erol Mütercimler; kitabının 53. sahifesinde İngilizlerin 2. Dünya Savaşı galibi Winston Churcil'in savaş biter bitmez iktidardan düşmesini temin eden seçimlerin akabinde geçen zaman dilimi Winston’un damadı Anthony Eden'i başvekalet koltuğuna oturtmuş bu başbakan da şu tarihi tespiti ifade etmiş olduğunu bildiriyor:

“Kıbrıs; İngiliz endüstri hayatı İran körfezindeki petrol yataklarına bağlı olduğu sürece stratejik açıdan çok büyük önem taşımaktadır" demişti. İran'da petrol hususunda Başbakan Musaddık'ın İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ve Kraliçesi Süreyya'yı devirip, İran’da milli bir petrol politika estirmesi, general Arşedir Zâhiri’nin, Şah yanlı darbesiyle düşürülen Musaddık etkisiz hâle getirilirken, İngilizlerin endüstrilerini ayakta tutmak için Musaddık' a mugayir olduklarını söyler isek hata etmiş olmayız.

Özetlersek, İngilizler Kıbrıs'ta buhran çıkarıp, kendisi zaman zaman Türkiye ve Yunanistan’ı bir fiili mücadele tarafları yaparak Kıbrıs'ta gözü olanları oradaki dumanlı hava ile korkutup, kendi üssünde Orta Şarktaki menfaatini korumaya elan olduğu gibi devam ettirmesidir. Ama ABD bu dolaba düşmemiş İngilizleri sıkıştırmış idi. DP hükümetinin, CHP'den Anayasaya Hukuk Profesörü Nihad Erim'i Kıbrıs ihtilaflarında müşavir ve diplomasimizin temsilcisi sıfatıyla istihdam arzusu talep
edildiğinde İsmet Paşa bu arzuyu ülkeye hizmet şeklinde telakki etmiş
Nihad Erim'i teşvikle birlikte müsaade de vermiştir.

Sayın Mütercimler, değerli kitabının 53. sahifesinde Nihad Erim'in not
defterinden şu alıntıyı yapıyor ki, biz de ona iştirak edip sayfamıza
dercediyoruz: "Nihat Erim İngiltere'nin Kıbrıs Genel Vâlisi J. Hard ing'in bu siyasetini şöyle anlatıyor:

“Kıbrıs işi BM'lerde konuşulacak. Amerikan dostlarımız, uslanmaz sömürgeciler sayıyorlar. Bu anlayış içinde bizim telkinlerimize önem vermiyorlar. Onlar üzerinde
siz daha etkili olabilirsiniz. Bütün imkân ve çabamızla bugünlerde yandaş kazanmaya çalışınız. Birleşmiş Milletler’de işi kurtaralım.
Sonra Yunanistan üçlü anlaşmaya yanaşmazsa üçümüz bir çözüm şekli bulamazsak. Türkiye ve İngiltere ikili bir anlaşma ile Kıbrıs sorununu kesin çözmelidir."
Tabiidir ki İngiltere bu tarz bir yaklaşımı birimlerinin bir başkasıyla Yunanistan'a yapmış olması bize tuhaf gelmemeli. Prof. İsmet Giritli; güzel konuşma sanatı, düşüncelerini saklaması için diplomatlara verilmiştir derken çifte standardın diplomaside var olduğunu da işaret etmiş oluyor dersek yanlış bir şey ifade etmiş olmayız. Ama şunu da ifadede geç kalmayalım ki; çifte standart zaman zaman siyasetimiz de tenakuza düştüğümüzün siyasi mahfillerde fark edilmesinde hangi
diplomatı harcayacağız seçimiyle baş başa kalmamıza sebep olur. Bunda da, ilahlar kurban istedi lafzı câri hâle gelir.

1950 14 Mayıs seçimleri sonrasında DP iktidarı Türkiye’nin kaderine el koyduğunda ilk işi Kore harbine 4 bin 500 kişilik bir tugay göndermiş olması ve bu birliğimizin milletimizin her yönde büyüklüğünü sergileyen, cesur, civanmert, inançlı, savaş kabiliyetinin muhteşemliği Mehmetçik lakabındaki isabeti göstermiş, dost ve düşman Türk askerinin hayranı olmuştu. Buna karşılık aynı savaş için Yunanistan’dan giden
asker ise gölgemizde kalmış bulunduğundan bir zaman için bizim, ABD nezdinde itibarımız daha ziyade idi. Buna mukabil;1950 23 Ocağın da, CHP iktidarının son günlerinde hükümetimizin Dışişleri bakanı aynı zamanda Akşam Gazetesi’nin sahibi Necmeddin Sadak, Sayın Mütercimlerin kitabının 55. sayfasından alıntı yaptığımız TBMM'de bir Milletvekili sorusunu cevaplaması şöyleydi:

"Kıbrıs meselesi diye birşey yoktur. Bunu çok önceden gazetecilere söylemiştim. Çünkü, Kıbrıs bugün İngilter'enin, Kıbrıs'ı bir başka devlete devretmek niyetinde veya
eğiliminde olmadığı hakkında kanaatımız tamdır. Kıbrıs'ta yapılan hareketler ne olursa olsun. İngiltere hükümeti Kıbrıs adasını başka bir devlete terk etmeyecektir. Bu böyle olunca gençlerimiz boş yere
heyecana kapılıyorlar, gereksiz yere yoruluyorlar" demişti!

Fiemanillah.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.