Beni çok etkileyen kitaplardandır, Norveçli yazar Knut Hamsun’un Behçet Necatigil tarafından çevrilen; Varlık Yayınları’ndan çıkan; “Açlık “ (Norveççe: Sult) romanı.
Yazar adayı bir genç adamın açlıkla, yoksullukla, yalnızlıkla mücadelesini anlatır dünya edebiyatının başyapıtlarından olan bu roman.
1890 yılında ilk baskısı yapılan “Açlık’’, Türkçeye 1934 yılında Peyami Safa tarafından çevrilip, Resimli Ay Matbaası tarafından basılmıştır.
Lise sondayım; karlı bir kış zamanı…
Bazen; üstüne tarçın serptiğim bozamı leblebi eşliğinde ağır ağır içerek…
Bazen; Bursa bıçağıyla çizilip, maşaya dizilerek, odun sobasının üstünde pişirilen, kızarmış çıtır çıtır kestaneleri yiyerek…
Bazen de; kafamı kaldırıp, erik dallarında biriken ve havada uçarı bir kelebek gibi dans eden kar tanelerini seyrederek okumuştum kitabı.
******************
Evet, sevgili okurum; bir vakitler kar yağardı Bursa’ya.
Ben; çocukluğunda kardan adam yapmış; kızakla kaymış; kartopu oynamış; saçaklardan sarkan kılıç gibi buzlara, donmuş sokak çeşmelerine hayran hayran bakmış; karda bata çıka yürümekten keyif almış; kar soğuğunu mutlulukla iliklerinde hissetmiş; annesinin karda giysin diye kendisine eldiven, kaşkol, bere ördüğü şanslı kuşaktanım.
Kış çocuklarıydık biz.
******************
Gençliğimde; yazar olma, roman yazma düşleri kurduğum için, çok etkilenmiş, iki kere okumuştum “Açlık’’ı. Hep böyle yapardım, sevdiğim bir romanı peş peşe en az iki kere okurdum. Uzun süre zihnimde canlı kaldı roman.
Daima şuna inandım; iyi yazmak için, önce iyi bir okur olmak gerekir. Bana okuma alışkanlığı kazandıran aileme minnettarım. Kütüphanesi olan bir evde büyümenin ne büyük bir olanak olduğunu zamanla daha iyi kavradım.
Kütüphanesiz evler ışıksız evlerdir.
SESSİZ PROTESTO
Hamsun; maalesef, daha sonra ülkesini işgal eden Nazi’lere hayranlık duydu.
Bu acı gerçeği öğrendiğimde yaşadığım hayal kırıklığını unutamam. Hamsun’ın yazar imgesi hayalimde paramparça olmuştu.
Yazarın bir ideolojik duruşu ve tutarlılığı olması gerektiğini düşünürüm. Yazmak üslup cambazlıkları değildir; içeriktir.
Yazar; neleri yazıyor, neleri yazmıyor; gündemi halkın gündemiyle örtüşüyor mu; kimden yana tavır alıyor; dün ak dediğine bu gün kara diyor mu; bunlar önemli ölçekler.
Hamsun gibi iyi bir edebiyatçının, bir entelektüelin yolunun faşizmle kesişmesi trajiktir.
Ancak, Norveç halkı bu akıl almaz tutumu yüzünden Hamsun’u cezalandırmakta gecikmedi. Okurları evinin önüne gelip kitaplarını bıraktılar.
Ne bir slogan, ne bir hakaret ne de bir saldırganlık; sessizce geldiler ellerinde kitaplarla ve kitapları bırakıp yine sessizce gittiler.
******************
Hamsun penceresinden izledi; her gün evinin önünde biriken, büyük bir yığına dönüşen kitaplarını ve kendisinden vazgeçen okurlarının vakur tutumlarını.
Dünyada yapılmış en etkili protestolardan biriydi.
Bir yazar için bundan büyük, bundan daha kavurucu bir cehennem olabilir mi?
******************
Yazı vicdanın ve aklın alfabesinden edinir harflerini.
Ve nasıl yazdığından daha önemlidir ne yazdığın nasıl yaşadığın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
CAN ERTAN
HAMSUN’UN “AÇLIK’’ ROMANI… NASIL YAZDIĞINDAN ÖNEMLİDİR NASIL YAŞADIĞIN
Beni çok etkileyen kitaplardandır, Norveçli yazar Knut Hamsun’un Behçet Necatigil tarafından çevrilen; Varlık Yayınları’ndan çıkan; “Açlık “ (Norveççe: Sult) romanı.
Yazar adayı bir genç adamın açlıkla, yoksullukla, yalnızlıkla mücadelesini anlatır dünya edebiyatının başyapıtlarından olan bu roman.
1890 yılında ilk baskısı yapılan “Açlık’’, Türkçeye 1934 yılında Peyami Safa tarafından çevrilip, Resimli Ay Matbaası tarafından basılmıştır.
Lise sondayım; karlı bir kış zamanı…
Bazen; üstüne tarçın serptiğim bozamı leblebi eşliğinde ağır ağır içerek…
Bazen; Bursa bıçağıyla çizilip, maşaya dizilerek, odun sobasının üstünde pişirilen, kızarmış çıtır çıtır kestaneleri yiyerek…
Bazen de; kafamı kaldırıp, erik dallarında biriken ve havada uçarı bir kelebek gibi dans eden kar tanelerini seyrederek okumuştum kitabı.
******************
Evet, sevgili okurum; bir vakitler kar yağardı Bursa’ya.
Ben; çocukluğunda kardan adam yapmış; kızakla kaymış; kartopu oynamış; saçaklardan sarkan kılıç gibi buzlara, donmuş sokak çeşmelerine hayran hayran bakmış; karda bata çıka yürümekten keyif almış; kar soğuğunu mutlulukla iliklerinde hissetmiş; annesinin karda giysin diye kendisine eldiven, kaşkol, bere ördüğü şanslı kuşaktanım.
Kış çocuklarıydık biz.
******************
Gençliğimde; yazar olma, roman yazma düşleri kurduğum için, çok etkilenmiş, iki kere okumuştum “Açlık’’ı. Hep böyle yapardım, sevdiğim bir romanı peş peşe en az iki kere okurdum. Uzun süre zihnimde canlı kaldı roman.
Daima şuna inandım; iyi yazmak için, önce iyi bir okur olmak gerekir. Bana okuma alışkanlığı kazandıran aileme minnettarım. Kütüphanesi olan bir evde büyümenin ne büyük bir olanak olduğunu zamanla daha iyi kavradım.
Kütüphanesiz evler ışıksız evlerdir.
SESSİZ PROTESTO
Hamsun; maalesef, daha sonra ülkesini işgal eden Nazi’lere hayranlık duydu.
Bu acı gerçeği öğrendiğimde yaşadığım hayal kırıklığını unutamam. Hamsun’ın yazar imgesi hayalimde paramparça olmuştu.
Yazarın bir ideolojik duruşu ve tutarlılığı olması gerektiğini düşünürüm. Yazmak üslup cambazlıkları değildir; içeriktir.
Yazar; neleri yazıyor, neleri yazmıyor; gündemi halkın gündemiyle örtüşüyor mu; kimden yana tavır alıyor; dün ak dediğine bu gün kara diyor mu; bunlar önemli ölçekler.
Hamsun gibi iyi bir edebiyatçının, bir entelektüelin yolunun faşizmle kesişmesi trajiktir.
Ancak, Norveç halkı bu akıl almaz tutumu yüzünden Hamsun’u cezalandırmakta gecikmedi. Okurları evinin önüne gelip kitaplarını bıraktılar.
Ne bir slogan, ne bir hakaret ne de bir saldırganlık; sessizce geldiler ellerinde kitaplarla ve kitapları bırakıp yine sessizce gittiler.
******************
Hamsun penceresinden izledi; her gün evinin önünde biriken, büyük bir yığına dönüşen kitaplarını ve kendisinden vazgeçen okurlarının vakur tutumlarını.
Dünyada yapılmış en etkili protestolardan biriydi.
Bir yazar için bundan büyük, bundan daha kavurucu bir cehennem olabilir mi?
******************
Yazı vicdanın ve aklın alfabesinden edinir harflerini.
Ve nasıl yazdığından daha önemlidir ne yazdığın nasıl yaşadığın.