Hava Durumu

Barış gününde bile anlaşamayanlar!

Yazının Giriş Tarihi: 05.09.2025 16:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.09.2025 20:04

Geçtiğimiz hafta içinde,Takvimde 1 Eylül gününü görünce ilk anda aklıma “Dünya Barış Günü” geldi . Bu önemli günün yaklaşması üzerine, 1 Eylül’de ne olmuş da bu tarihi bir gün ilan edilmişti diye hafızamı tazelemek istedim. Önce 1 Eylül için yapılan tanımı gördüm, sonra da karşıma 21 Eylül çıktı. Acaba neden iki ayrı gün ortaya çıkmış diye meraklanınca yanıtı aramaya başladım. Sonunda karşıma iki ayrı “Barış Günü” ve ilan edilme nedenlerine ulaştım. Aslında bunun izahını yapmak ne kadar zor olsa da,acaba mizahını yapmak gerekir mi diye de içimden söylenmedim diyemem. “Ne var yani, bu kadar karmaşık ve insanlığın giderek daha da zalimleşmeye başladığı bir evrende, iki ayrı Barış Günü” fazla da gelmez” diye söylenerek, kendim güldüm, kendim dinledim ama, yine de konunu içeriğini öğrendim sonunda… Meğer 1 Eylül’ü Barış Günü ilan tarihi oldukça geriye, İkinci Dünya Savaşı’nın sonrasına dayanıyormuş. O dönemde Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyeleri, Almanya’nın 1 Eylül 1939 günü Polonya’yı işgal ederek başlattığı İkinci Dünya Savaşı’na atıfta bulunarak, “Barış için bir dünya mücadelesi” görevini ülkelere hatırlatmak için, söz konusu bu tarihi “Dünya Barış Günü” ilan etmişler. Bu tarihten çok uzun yıllar sonra bu kez Birleşmiş Milletler 1981 yılındaki birleşiminde, Genel Kurul’un açılış günü olan, her eylülün üçüncü salı gününü “Uluslar arası Barış Günü” olarak ilan etmiş.Yıllar sonra Genel Kurul’un 7 Eylül 2001 tarihli kararı ile de 21 Eylül Barış Günü olarak kabul edilmiş. Dolayısı ile, bundan sonraki yıllarda “barış günü olarak BM’in ilan ettiği 21 Eylül’de bu anlamda anma ve tören yapılıyormuş ve Birleşmiş Milletler Merkezi’’de de Japonya tarafından yaptırılan bir “Barış Çanı” çalınıyormuş. Söz konusu bu çanın özelliği de, dünyanın tüm kıtalarından çocukların bağışladığı bozuk paralar ile üretilmesiymiş. Çanın üzerine de “Yaşasın Tam Dünya Barışı” yazısı kazınmış. Bu durumda, şimdiki adı ile eski dönemin Sovyetler Birliği ile, Varşova Paktı’nın ülkelerinde kabul edilen 1 Eylül’de anma yapılan o ilk barış gününün de hükmü ortadan kalkmış oluyor .Zaten artık Sovyetler Birliği de tarihe karıştı, sadece Rusya olarak kaldı.

İşte bu bilgilere dayanarak, “Barış Günü” için bile tam olarak anlaşamayan dünya milletlerinin bu davranışını dile getirmek için başlığı buna göre attım.

Zaten bu tür günler anlamca önemli olsalar da, dünya üzerindeki çatışmalar kolayca ortadan kalkmıyor, ya da kalkamamış…En önemlisi de ülkemiz yönetiminin yakından izlediği Rusya-Ukrayna Savaşı… Henüz, savaşı önleyecek bir sonuç alınamadı. İsrail’in her tarafa yaptığı saldırganlığı hemen her gün haber bültenlerinde izliyoruz. Silahla öldürülen Gazzeliler’in dışında,

o milletin yetişkin ve çocukları açlıktan da can veriyor. Demek ki bu tür çıkar savaşlarını önleyecek etkili ve yetkili bir güç henüz kurulamamış. Bu nedenle, her yıl 7 Eylül’de “Barış Çanı” çalmak bu vahşeti önlemeye yetmiyor ve yetmeyecek de…Bunlar bizim izleyebildiğimiz çatışmalar. Belki de, Afrika’da Uzak Doğu ülkelerinde bile bu zulüm sürüyor olabilir. Çünkü insanoğlunun fıtratında, şiddet ve güç gösterisi hiç bitmiyor. Bizim ülkemiz Türkiye’de de durum farklı mı sanki? İnsanlar can vermiyor ama, suçu henüz kesinleşmeyen tutuklular cezaevlerinde, sıkış-tepiş yaşamaya çalışıyor. O suçu belli olmayan insanları en fazla üzen ve yıpratan da, suçu olanların dışarıda hür olarak yaşaması. Onların da işlediği belirtilen suç için somut bir delil bulunamamasına karşın, ceza evlerinde olumsuz koşullarda çile çekmesi. Nedeni de, hukuk devleti unvanına karşın, bu önemli unsurun iyi işlememesi/işletilmemesi sonucu ortaya çıkan bir zulüm. Öncelikle İktidar ve Ana Muhalefet partilerine “Barış Gününüz daim olsun” diyorum !

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.