Hava Durumu

Bayram bir toplumu nasıl birleştirir?

Yazının Giriş Tarihi: 04.06.2025 21:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.06.2025 21:07

Cevabı zor bir soruyu başlık yaptığımın farkındayım. Çünkü, ülkeyi oluşturan kesimlerin aynı gelişmeleri benimsemesi, aynı yaşam tarzında olması ve de hedeflerinin benzerlik taşıması mümkün değil. Hele günümüzün Türkiyesi’nde bu durum daha da belirgin. Hiçbir siyasal görüşü kastetmeden, kısaca sıralayacağım nedenler, toplumun her kesimini, ortak bir hedef, bir sevinç ve de ülke başarısının mümkün olamayacağının göstergesi. Nedeni de çok açık ve herkesin bildiği bir şey. Çünkü insanların, mutluluğu toplumsal birliği de oluşturuyor. Böyle bir iklim görünüyor mu ülkemizde? Cevap belli, nedenleri de. Bir kere çok orantısız milli gelir paylaşımı var. Ülke nüfusunun yüzde on beşlik kesimi, her arzusunu kolayca gerçekleştirebileceği, güç ve paraya sahip. Yönetim kademesi de onlar için kolaylık sağlayıcı bir konumda. Geriye kalan, yüzde seksen beşin, küçük bir bölümü, günlük ihtiyaçlarını rahatça olmasa da karşılayacak konumda ve en azından gelecek endişesini çok fazla yaşamıyor. Diğer büyük kesim de, en doğal ihtiyaçlarını bir türlü yeterince karşılayamıyor. Üstelik, yaşamları çok farklı bu iki kesim bir noktada birleşiyor. Her ikisi de, özellikle dolaylı vergilerin yükü ve ödemesinde eşit !Yani, çeşmedeki sudan, bebek bezine kadar alınan dolaylı vergiler, ülkenin en zengin ailesi ile, barakada yaşamak zorunda kalanla gibi, herkesten aynı oranda dolayı vergi alınıyor.

Bu nedenle ülke yönetiminin, bu büyük kesim için yapacakları çok sınırlı oluyor. Dış kaynak ve ihracat kapıları da, bildik bazı nedenler ile, ülkemize ve halkına kapıları kapatmış durumda. Bu durumda “bacasız sanayi” diye de tanımlanan “turizm” bile neredeyse ölüm halinde.Yabancı konuklar bile ülkemizin bu bölgelerindeki pahalılığın farkında. Toplumun çok büyük kesimi, işi olduğu halde, aşını yeterince sağlayamıyor. Parasal nedenler ile eğitim de ikinci plana atılmış durumda. İşte burada duracak ve bizzat başımdan geçen küçük bir olayı sizinle paylaşacağım. İki gün önce sabahleyin, semtimizdeki kahvaltı salonundaki unlu mamullerden alabilmek için işletmenin içindeyim. Benden sonra gelen orta yaşlı kadın, görevli hanımdan bir istekte bulundu. “Kızım burada çalışmak istiyor, kiminle görüşebilirim ? “Görevli hanım “kaç yaşında “ diye bir soru yöneltti. Aldığı yanıt, çalışmak isteyen genç kızın 14 yaşında olduğuydu. Yeni eğitim sistemine göre, mecburi olan birinci kademe, yani eski adı ile ilk öğretim 4 yıllık. İkinci dört yıllık eğitim de, eskinin orta öğrenimi. Demek ki bu genç kız daha fazla okula gitmek istemedi. Belli ki, ailesine yardımı gerekiyor. Bu önü alınamayan yoksulluk, önce eğitimi vuruyor, sonra da ülke kalkınmasını…Bu durumda, eğitimi yetersiz, bilgisi yaşam için etkisiz, becerisi belirsiz bireyler yetişiyor …Onlar ve aynı kuşaktan benzerleri de geleceğimizi oluşturuyor. Tablo aynen bu küçük örnekteki gibi. Bu durum, her alanda etkisini sürdürüyor. Yarın başlayacak kurban bayramında, bunu göreceğiz. Geçmişte, orta direk ve üstü ile, dar gelirlilerden küçük bir bölümü, bu bayramda kurban keserek, hem dini vecibesini yerine getiriyor, bu sayede komşuluk ve dostluklar perçinleniyordu. Bu arada, o dönemlerde çok yoksul olanlar da yılda bir kez de olsa hem iyi beslenmeyi ve dostluğu doya doya yaşıyordu.Toplum nezdinde dün-bugün farkı böyleydi. Gelelim toplumsal kesimin tümünü ilgilendiren, siyasal yapının kurban bayramına…Bu yıl çok farklı konumda bu toplum kesimi…İktidar, gücünü korumak, sandalyesini sağlamlaştırmak için gözünü karartmış durumda.Onların kurbanları, muhalif partinin seçilmiş yetkilileri. Hatta protestocular ve içlerindeki öğrenciler de... Türkiye, büyük bir hapishane konumunda bir süreden beri. Ayrışma doruk noktada…Herkese , her kesime örnek olan dostluk, birkaç saatliğine de olsa, yakın geçmişte dini bayramlarda boy gösterirdi. Bu kez galiba farklı bir bayrama giriyoruz. Gösterimdeki filmin adı “Düşman kardeşler.” Dini bütün İktidar Partisi’nin büyükleri, hiç göz yaşlarına bakmadan, muhalif politikacıların bir bölümün bayramını tutuk evlerine taşıdı.Bu kez soru çok net; Bu atmosferde yurdumuz yeterince bir bayramı yaşayabilir mi ? Ben de yanıtı yok. Belki de beni yanıltacak sahneleri, yapmacık da olsa görme şansımız olabilir siyasilerin bayramlaşma törenlerinde..O zaman bu satırlarım için özrünüze baş vururum!

Her şeye, her güçlüğe karşın, ayakta durmaya çalışan halkımın, bu çok önemli dini bayramını en içten duygular ile kutlarım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.