Biri ülkemizin en eski sendikası, bir diğeri ona alternatif ve daha sol tarafta yer alan, deneyimli bir emek örgütü ve yanlarında, genel de İktidarın yanında olmayı tercih eden en yenisi bir oluşum…Yani Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Hak-İş Bbaşkanı Mahmut Arslan…
Aynı masada yan yana ve de amaçları mevcut ülke yönetimini halka şikâyet etmek. Çünkü emekli ve emekçi kesiminde “bıçak kemiğe dayanmış” durumda. Bu üç önemli isim, bıçağın kendilerine çevrilmemesi için olsa gerek, ülkemizin 22 yıllık iktidarı ve de onun çok güçlü liderine karşı adeta bir ayaklanma başlatacak cümleler kurdular. Ama, yine masa başında tabii…Çerkezoğlu’nu bunun dışında tutmak durumundayım, çünkü en azından 1 Mayıs günleri Taksim’e çıkmayı deniyor! Neyse konu bu değil. Ben dahil herkesi ilgilendirecek ve ülkenin üzerindeki kara bulutları dağıtmak için o açıklamayı yaptılar. Ergün Atalay “Asgari ücret belirleme toplantıları” sırasındaki tutumundan çok uzaktı ve dedi ki; “Patronların kazandıkları para ortada . Buna rağmen 12-20 yıllık işçiye 10 bin 20 bin parayı çok görüyorlar. Bunlar bizi köle maraba zannediyorlar…”Ha şunu bileydin be Ergun başkan…Yılda bir kez bir, iki toplantı, asgari ücret belirlenmesinin ardından,364 gün sefahat…Ne bir grev, ne bir yüklü sözleşme, ya da kayıt dışı çalışanların ardından koşmak bu yaşta oldukça zor galiba… Eeee, bu nasıl işçi liderliği? Zaten 1 Mayıs’ta eskisi gibi “Bahar Bayramı” oldu. Memleket, kaçak insanların iş ve aş bulma merkezi zaten…Dağdaki çobanlar bile ekmeğini Afganlara kaptırmış bir bakanımıza göre! Ülkemde çocuk işçi geçidi yapılıyor adeta... Mesleki eğitim diye, 13-14 yaşındaki çocuklar “bir gün okula, dört gün“ucuz işçiliğe” mecbur tutuluyor. Arada bir de “iş kazasında can veriyolarr” ama, sizler maroken koltuklarınızda kahvenizi yudumladınız bu güne kadar… Başta da dedim ya, Arzu Çerkezoğlu’nu az da olsa bu söylediklerimin dışında tutmak gerekir ama, yeni bir sendikalı kesim yaratıp yaratamadığı da irdelenmeli… Dün sarf ettiği en can alcı cümlede, emeklileri de hesaba katarak; “ En düşük emekli aylığı asgari ücret kadar olmalı. Asgari ücrete de acilen zam yapılmalı.” açıklaması ile gündemden kopmadığını gördük!
Sayın Mahmut Arslan’a pek de söyleyeceğim bir şey yok. Nedeni de basit.Bu kendi deyimleri ile “Hak-İşKonfedarasyonu” hangi gerekçe ve kimlerin
teşviki/ desteği ile kuruldu bilemediğim için, Arslan’ın yaptıkları ve yapamadıkları hakkında bir şey söylemem abesle iştigal olur.
Ama dünkü toplantıda , “Türkiye’de asgari ücret, genel ücrete dönüştü. Asgari ücretli sayısı artıyor.” demesi bile, çalışma yaşamı açısından devrim gibi bir şeydi ! Galiba “açlık sofuluğu bozdurur” cümlesinin ete kemiğe büründüğü hal bu olsa gerek. Kısa bir süre sendikacılık deneyimi yaşamış ve işinden olmuş biri olarak; “ Bir süreden beri yatırıldıkları SANDUKA” dan çıkan ve SENDİKA kelimesini hatırlatacak bir atılım yapan, bu üç başkana tek bir kelimer; GÜNAYDIN.” Galiba bu konuya dair çok önemli bir ismi ve söylediklerini atladım. Pardon… Asgari ücret belirlenmesi, emekli aylıklarına yapılacak zam, hep resmi kurum TÜİK tarafından açıklanan, aylık ve altı aylık enflasyon oranı ile belirleniyor. Yani, sendikacıların muhatabı kâğıt üzerinde TÜİK Başkanı gibi görünüyor. Adını da neredeyse unutmuştuk… Erhan Çetinkaya imiş. Yaşanan olaylar, suçlamalar ve sendikacıların demeçleri, halkın yakarışları üzerine, şaşkınlıktan olsa gerek, sanki tüm vebal onun üzerindeymiş gibi (!), kendi isteği ile mi, talimatla mı bilemediğim bir açıklama yapmış. Bu güne kadar hiç görmediğimiz bir şekilde...! Açıklamada ilginç bir cümle kurmuş. “Enflasyonun “75 olması ile 45 olması arasında CAN YAKICILIĞI açısından fark olmadığını söylemiş. Allah insanı şaşırtmasın ne diyeyim!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Bu da oldu üç sendika bir masaya oturdu !
Biri ülkemizin en eski sendikası, bir diğeri ona alternatif ve daha sol tarafta yer alan, deneyimli bir emek örgütü ve yanlarında, genel de İktidarın yanında olmayı tercih eden en yenisi bir oluşum…Yani Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Hak-İş Bbaşkanı Mahmut Arslan…
Aynı masada yan yana ve de amaçları mevcut ülke yönetimini halka şikâyet etmek. Çünkü emekli ve emekçi kesiminde “bıçak kemiğe dayanmış” durumda. Bu üç önemli isim, bıçağın kendilerine çevrilmemesi için olsa gerek, ülkemizin 22 yıllık iktidarı ve de onun çok güçlü liderine karşı adeta bir ayaklanma başlatacak cümleler kurdular. Ama, yine masa başında tabii…Çerkezoğlu’nu bunun dışında tutmak durumundayım, çünkü en azından 1 Mayıs günleri Taksim’e çıkmayı deniyor! Neyse konu bu değil. Ben dahil herkesi ilgilendirecek ve ülkenin üzerindeki kara bulutları dağıtmak için o açıklamayı yaptılar. Ergün Atalay “Asgari ücret belirleme toplantıları” sırasındaki tutumundan çok uzaktı ve dedi ki; “Patronların kazandıkları para ortada . Buna rağmen 12-20 yıllık işçiye 10 bin 20 bin parayı çok görüyorlar. Bunlar bizi köle maraba zannediyorlar…”Ha şunu bileydin be Ergun başkan…Yılda bir kez bir, iki toplantı, asgari ücret belirlenmesinin ardından,364 gün sefahat…Ne bir grev, ne bir yüklü sözleşme, ya da kayıt dışı çalışanların ardından koşmak bu yaşta oldukça zor galiba… Eeee, bu nasıl işçi liderliği? Zaten 1 Mayıs’ta eskisi gibi “Bahar Bayramı” oldu. Memleket, kaçak insanların iş ve aş bulma merkezi zaten…Dağdaki çobanlar bile ekmeğini Afganlara kaptırmış bir bakanımıza göre! Ülkemde çocuk işçi geçidi yapılıyor adeta... Mesleki eğitim diye, 13-14 yaşındaki çocuklar “bir gün okula, dört gün “ucuz işçiliğe” mecbur tutuluyor. Arada bir de “iş kazasında can veriyolarr” ama, sizler maroken koltuklarınızda kahvenizi yudumladınız bu güne kadar… Başta da dedim ya, Arzu Çerkezoğlu’nu az da olsa bu söylediklerimin dışında tutmak gerekir ama, yeni bir sendikalı kesim yaratıp yaratamadığı da irdelenmeli… Dün sarf ettiği en can alcı cümlede, emeklileri de hesaba katarak; “ En düşük emekli aylığı asgari ücret kadar olmalı. Asgari ücrete de acilen zam yapılmalı.” açıklaması ile gündemden kopmadığını gördük!
Sayın Mahmut Arslan’a pek de söyleyeceğim bir şey yok. Nedeni de basit.Bu kendi deyimleri ile “Hak-İşKonfedarasyonu” hangi gerekçe ve kimlerin
teşviki/ desteği ile kuruldu bilemediğim için, Arslan’ın yaptıkları ve yapamadıkları hakkında bir şey söylemem abesle iştigal olur.
Ama dünkü toplantıda , “Türkiye’de asgari ücret, genel ücrete dönüştü. Asgari ücretli sayısı artıyor.” demesi bile, çalışma yaşamı açısından devrim gibi bir şeydi ! Galiba “açlık sofuluğu bozdurur” cümlesinin ete kemiğe büründüğü hal bu olsa gerek. Kısa bir süre sendikacılık deneyimi yaşamış ve işinden olmuş biri olarak; “ Bir süreden beri yatırıldıkları SANDUKA” dan çıkan ve SENDİKA kelimesini hatırlatacak bir atılım yapan, bu üç başkana tek bir kelimer; GÜNAYDIN.” Galiba bu konuya dair çok önemli bir ismi ve söylediklerini atladım. Pardon… Asgari ücret belirlenmesi, emekli aylıklarına yapılacak zam, hep resmi kurum TÜİK tarafından açıklanan, aylık ve altı aylık enflasyon oranı ile belirleniyor. Yani, sendikacıların muhatabı kâğıt üzerinde TÜİK Başkanı gibi görünüyor. Adını da neredeyse unutmuştuk… Erhan Çetinkaya imiş. Yaşanan olaylar, suçlamalar ve sendikacıların demeçleri, halkın yakarışları üzerine, şaşkınlıktan olsa gerek, sanki tüm vebal onun üzerindeymiş gibi (!), kendi isteği ile mi, talimatla mı bilemediğim bir açıklama yapmış. Bu güne kadar hiç görmediğimiz bir şekilde...! Açıklamada ilginç bir cümle kurmuş. “Enflasyonun “75 olması ile 45 olması arasında CAN YAKICILIĞI açısından fark olmadığını söylemiş. Allah insanı şaşırtmasın ne diyeyim!