Hava Durumu

Bu gün 23 Nisan neşe doluyor mu insan?

Yazının Giriş Tarihi: 22.04.2024 17:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.04.2024 17:23

Klasik tekerlemeyi biraz değiştirerek, bu günün anlam ve önemine değineceğim. İçimizi neşe ile dolduran 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın günümüzde aynı coşku ile yaşanacağını da pek sanmıyorum. Çünkü benim söz ettiğim, bu günün  asıl önemi olan“Milli Egemenlik” bölümü…Eğri oturup doğruyu konuşursak, on yıllardır, bu bayramın çocuklara atfedilmesi ile meşgul olduk. Dünyadaki ilk çocuk bayramı diye kıvandık. Milli egemenlik yanını hatırlatmak ve öne çıkarmak pek de akla gelmedi. Belki de bazen demokrasi treni dursa da (!) genelde bu yönde bir sıkıntı olmamasından kaynaklıydı. Ama içinde bulunduğumuz zaman diliminde, özellikle ülke içindeki değişim ve yönetim modeli ile, “milli egemenlik” örselendi gibi geliyor bana…

Çocuk her dönemde çocuktur ve adına yapılan bu bayramı neşe içinde kutlar. Asıl konuya geldiğimizde, aynı cümleleri kurmak pek de mümkün değil !

İlk kez 1921 Anayasa’na giren “Milli Egemenlik” kavramı, aslında 23 Nisan 1920 günü açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde fiilen başlar. Gazi Mustafa Kemal milli egemenliğin tanımını da o günlerde şöyle yapar:

"Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin istikrarının ve korunmasının sağlanması, ancak ve ancak tam ve kesin manasıyla milli egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Dolaysıyla hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası milli egemenliktir,”

Bu açıklamayı günümüzde yaşananlar çerçevesinde değerlendirdiğimizde karşımıza nasıl bir tablo çıkar?  Dikkat ettiyseniz, tek kelimelik önemli kavramlar var bu tanım içinde. Adalet deniyor, eşitlik deniyor, hürriyet deniyor ve  bu kavramlara en yüksek sıfatı verilerek, Milli Egemenlik  daha da yukarıya taşınıyor. Aslında şeklen bir değişiklik yok bu günde de kavramlar açısından… Ama uygulamada yaşananlar ve bu yöndeki farklı sonuçlar, halk iradesinin tam olarak adalete, eşitliğe yansımadığı gibi belirli bir zümrenin üstünlüğünün olmaması ilkeleri ile çelişir durumda. Sadece ortaya sandık koyarak, içinden çıkan sonuçlara göre “Evet milli egemenlik sağlandı”  demek, 23 Nisan 1920 gününden tam 104 yıl sonra bu kavramın tam olarak uygulandığı anlamını taşımıyor. Çünkü o sandık nasıl ve hangi etkiler altında son şeklini aldı, konusu için bir iki hafta öncesine dönün ve gelişmeleri bir daha gözden geçirin derim ! Ne demek istediğimi, sanırım hemen herkes biliyor. Memur alımında bile ayrıcalıklar, skandal nitelikli uygulamalar,sosyal sınıflar arasındaki derin uçurumlar, devletin omurgasını teşkil eden bu 124 yıllık ilkeyi zorluyor..

Ve bu gün yaşanacaklara değinmeden de geçmeyelim derim...

23 Nisan ve klasik devlet törenleri

Önce devlet erkânı Anıt Kabir’e birlikte çıkacak. Cumhurbaşkanı şeref defterine klasik cümleleri yazacak ve okuyacak…Sonra, iktidar ve muhalefete mensup milletvekilleri, bakanlar Arslanlı yoldan geriye giderken, küçük bir grup Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sevgi tezahürlerini, bir mezar anıta yakışacak biçimde gösterecek ! Çocuklara gelince…Okullarının hazırladığı sembolik unsurları, kostüm ve hareketler ile geçit resminde veya bir alanda sergileyecek. Özen ile seçilmiş bazı çocuklar, önemli makamların koltuğuna belirli bir süre ile oturtularak, “milli egemenliğin” halka ait bir hak, bu makamların geçici olduğunu, her vatandaşın seçildiği takdirde buralara oturma hakkına sahipliğini farkında olmadan anlatmış olacak. Bu arada koltuğun sahibine sorular ve talimatlar ile sınayacak. Bu töreni, geçiştirilmesi gereken bir gün gibi değerlendiren bazı yetkili ve bürokratlar da, giyimlerine özen gösterecek Cumhurbaşkanı’nı tebrik töreninde… O’nun bakışlarından bir anlam çıkarmaya çalışacak. Televizyon kanalları, bu rutin töreni, her zamanki gibi otomatiğe bağlamış biçimde bizlere aktaracak. Gece yapılacak kokteyle de dış temsilciler, elçiler ve üst düzey zevat katılacak. Sonuç;  bir ulusal bayram günü için sıra savma ritüeli gerçekleştirilmiş olacak. Tüm bu görkemli tören ve toplantılar sırasında, “milli egemenlik” ve bunun kime ait olduğu, bu kavram ve yönetim düsturunun yerine getirilmesi için, hangi kurumlar ve ülke yönetiminde herkesin eşit olduğu gibi gereksiz konuşmaları ne genç ve de çocuklar duyacak, ne de büyükler ağızlarına alacak.. Ve tüm ülke halkı, bir bayramı en azından tatil yaparak geçireceği için, yine de memnun vaziyette, ertesi günün telaşına hazırlanacak. Geriye;  ilk kez bu bayramda geçit resmine veya bir etkinliğe katılan çocukların anıları kalacak. Hepimizin geçtiği bu yoldan onlar da yürüyecek, ama bu günün gerçek anlamına dair bir tek kelime bile öğrenemeyecekler. Yine de bu anılardan ve günden mutlu olacaklar.

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun hepimize…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.