Bir bayram günü ki bu gün, dünya çapında bir ilk anlamı da taşıyor. Burada Ulu Önder Mustafa Kemal’in anlatmak istediği de çok anlamlı. Halk iradesini yansıtacak ve tüm önemli kararları onların seçtiği vekiller ile alacak bir yeni devletin ilk adımları, Yüce Meclis’in (TBMM) açılışı ve bu mutlu günün çocuklara armağan edilişi ile taçlandırılıyor. Çünkü büyük önderin düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanı çocuklara armağan etmiştir. Üstelik bu armağan, Türk çocukları ile dünyadaki tüm çocuklara verilmiştir bir anlamda...
TBMM’nin açılışının 105. Yılını idrak ettiğimiz bu günden, şimdi de 23 Nisan 1920 gününe bir gidelim.
Milli müdafaayı ateşleyen gelişme İstanbul’un işgalidir. 18 Mart 1920 günü Osmanlı Meclis-i Mebusanı son toplantısını yaparak çalışmalarına ara verir. Ardından padişah iradesi ile feshedildiğinde takvimler 11 Nisan’ı gösterir. İstanbul’un fiilen işgali nedeniyle Mustafa Kemal bir bildiri yayınlar;
“Bugün, İstanbul’u zorla işgal etmek suretiyle Osmanlı Devleti’nin yedi yüz yıllık yaşam ve egemenliğine son verildi. Yani, Türk Milleti, yaşam ve bağımsızlık hakkının ve bütün geleceğinin savunmasına davet edildi.”
Mustafa Kemal bu bildirinin ardından Ankara’da bir meclis toplanması yolunda acele seçim yapılması için vilayetlere, mutasarrıflıklara ve kolordu komutanlarına bir genelge göndererek “Ankara’da olağanüstü yetkiye sahip bir meclis, millet işlerini yönetmek ve denetlemek üzere toplanacaktır.”der. Kısa sürede il temsilcileri belirlenir ve 23 Nisan Cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi açılır. Açılışın ardından Mustafa Kemal Meclis Başkanı olarak seçilir ve şu konuşmayı yapar: Gerek askeri gerekse siyasi yaşamımın bütün ve dönem ve evrelerini dolduran mücadelelerimde daima hareket kuralım, milli iradeye dayanarak milletin ve vatanın muhtaç olduğu amaçlara yürümektir.”
Bu müthiş ve akıl almaz gelişmelerin ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü bir bayram olarak, ülkenin geleceğini oluşturacak çocuklara armağan ettiğini açıklar. Böyle bir bayram ilk kez bu topraklarda yapılmış olur. Bazen yurt dışında da kutlanan bu güne karşın, hiçbir ülke ve lider böyle bir günü çocuklara armağan etmemiştir günümüze kadar.Sadece Japonya’da 5 Mayıs’ta, benzeri bir kutlama yapıldığını bazı kaynaklar açıklıyor.
..Ve geleceğimiz olan günümüz çocukları
Yine okullarda marşlar okunacak, şehirlerde kortejler oluşturulacak, hatta küçüklerin bir bölümü, anlı şanlı bakanların hatta Cumhurbaşkanı’nın koltuğuna kısa süreli oturacak. Biraz da eğlenecekler…Acaba bu günün eğlencesine katılamayan ülke çocukları ne halde, bir de onlara bakalım…
Önce çocuk işçi sayısı…TÜİK rakamlarına göre 2024 yılında 720 bin, DİSK rakamlarına göre 2 milyon civarında açıklanmış. Ülkemizde, beş çocuktan biri çocuk işçi statüsünde çalışıyormuş. Buna karşın giderek azalan bir doğurganlık da ülkemizin önemli sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor.2025 verilerine göre, okul dışında kalan, yani eğitime ulaşamayan çocuk sayısı da
1 milyon 578 bine kadar yükselmiş. Onlar bu durumdayken, aileler çok mu refah içinde olabilir? Toplam 5 milyon 4 yüz bin çocuk yoksulluk sınırı altında yaşıyormuş. Yani yeterince beslenemiyormuş.Bu veride Eğitim-Sen kaynaklarından aktarılmış. Evrensel Gazetesi’nin ulaştığı rakamlara göre de 2025 verilerine göre, okul dışında kalan çocuk sayımız ise 1 milyon 378 bin olarak bulunmuş. Bu verilerin doğruluk payı konusunda bir şey söylemek olası değil ama, yakın çevremizden gördüğümüz kadarı ile gerçeklik payı da oldukça yüksek. Bir de yürek sızlatan çocuk işçi ölümleri var. Şu anda buna dair elimde kesin bir rakam yok. Bu arada ülkemizde hızla doğum oranları da düşüyormuş. Bu da bu sorunun bir başka yönü. Veriler böyle iken, “Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan” demek doğru mu ? Bir de bunlara, son yıllarda, hatta aylarda rastlanan, 18 yaş altı sabıkalı çocuklar eklenince, bu çok önemli günümüzü kutlamak da oldukça zorlaşıyor. Bu nedenle, ekonomisi ve kişi hak ve özgürlükleri giderek güçlenen bir Türkiye’ye ulaşmak dileğimle ve karşılaştığınız her zorluğa, size verilmeyen haklarınıza karşın, yine de yürekten “sevgili çocuklar Bayramınız kutlu olsun” demek istiyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Bugün 23 Nisan gurur duyuyor insan!
Bir bayram günü ki bu gün, dünya çapında bir ilk anlamı da taşıyor. Burada Ulu Önder Mustafa Kemal’in anlatmak istediği de çok anlamlı. Halk iradesini yansıtacak ve tüm önemli kararları onların seçtiği vekiller ile alacak bir yeni devletin ilk adımları, Yüce Meclis’in (TBMM) açılışı ve bu mutlu günün çocuklara armağan edilişi ile taçlandırılıyor. Çünkü büyük önderin düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanı çocuklara armağan etmiştir. Üstelik bu armağan, Türk çocukları ile dünyadaki tüm çocuklara verilmiştir bir anlamda...
TBMM’nin açılışının 105. Yılını idrak ettiğimiz bu günden, şimdi de 23 Nisan 1920 gününe bir gidelim.
Milli müdafaayı ateşleyen gelişme İstanbul’un işgalidir. 18 Mart 1920 günü Osmanlı Meclis-i Mebusanı son toplantısını yaparak çalışmalarına ara verir. Ardından padişah iradesi ile feshedildiğinde takvimler 11 Nisan’ı gösterir. İstanbul’un fiilen işgali nedeniyle Mustafa Kemal bir bildiri yayınlar;
“Bugün, İstanbul’u zorla işgal etmek suretiyle Osmanlı Devleti’nin yedi yüz yıllık yaşam ve egemenliğine son verildi. Yani, Türk Milleti, yaşam ve bağımsızlık hakkının ve bütün geleceğinin savunmasına davet edildi.”
Mustafa Kemal bu bildirinin ardından Ankara’da bir meclis toplanması yolunda acele seçim yapılması için vilayetlere, mutasarrıflıklara ve kolordu komutanlarına bir genelge göndererek “Ankara’da olağanüstü yetkiye sahip bir meclis, millet işlerini yönetmek ve denetlemek üzere toplanacaktır.”der. Kısa sürede il temsilcileri belirlenir ve 23 Nisan Cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi açılır. Açılışın ardından Mustafa Kemal Meclis Başkanı olarak seçilir ve şu konuşmayı yapar: Gerek askeri gerekse siyasi yaşamımın bütün ve dönem ve evrelerini dolduran mücadelelerimde daima hareket kuralım, milli iradeye dayanarak milletin ve vatanın muhtaç olduğu amaçlara yürümektir.”
Bu müthiş ve akıl almaz gelişmelerin ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü bir bayram olarak, ülkenin geleceğini oluşturacak çocuklara armağan ettiğini açıklar. Böyle bir bayram ilk kez bu topraklarda yapılmış olur. Bazen yurt dışında da kutlanan bu güne karşın, hiçbir ülke ve lider böyle bir günü çocuklara armağan etmemiştir günümüze kadar.Sadece Japonya’da 5 Mayıs’ta, benzeri bir kutlama yapıldığını bazı kaynaklar açıklıyor.
..Ve geleceğimiz olan günümüz çocukları
Yine okullarda marşlar okunacak, şehirlerde kortejler oluşturulacak, hatta küçüklerin bir bölümü, anlı şanlı bakanların hatta Cumhurbaşkanı’nın koltuğuna kısa süreli oturacak. Biraz da eğlenecekler…Acaba bu günün eğlencesine katılamayan ülke çocukları ne halde, bir de onlara bakalım…
Önce çocuk işçi sayısı…TÜİK rakamlarına göre 2024 yılında 720 bin, DİSK rakamlarına göre 2 milyon civarında açıklanmış. Ülkemizde, beş çocuktan biri çocuk işçi statüsünde çalışıyormuş. Buna karşın giderek azalan bir doğurganlık da ülkemizin önemli sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor.2025 verilerine göre, okul dışında kalan, yani eğitime ulaşamayan çocuk sayısı da
1 milyon 578 bine kadar yükselmiş. Onlar bu durumdayken, aileler çok mu refah içinde olabilir? Toplam 5 milyon 4 yüz bin çocuk yoksulluk sınırı altında yaşıyormuş. Yani yeterince beslenemiyormuş.Bu veride Eğitim-Sen kaynaklarından aktarılmış. Evrensel Gazetesi’nin ulaştığı rakamlara göre de 2025 verilerine göre, okul dışında kalan çocuk sayımız ise 1 milyon 378 bin olarak bulunmuş. Bu verilerin doğruluk payı konusunda bir şey söylemek olası değil ama, yakın çevremizden gördüğümüz kadarı ile gerçeklik payı da oldukça yüksek. Bir de yürek sızlatan çocuk işçi ölümleri var. Şu anda buna dair elimde kesin bir rakam yok. Bu arada ülkemizde hızla doğum oranları da düşüyormuş. Bu da bu sorunun bir başka yönü. Veriler böyle iken, “Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan” demek doğru mu ? Bir de bunlara, son yıllarda, hatta aylarda rastlanan, 18 yaş altı sabıkalı çocuklar eklenince, bu çok önemli günümüzü kutlamak da oldukça zorlaşıyor. Bu nedenle, ekonomisi ve kişi hak ve özgürlükleri giderek güçlenen bir Türkiye’ye ulaşmak dileğimle ve karşılaştığınız her zorluğa, size verilmeyen haklarınıza karşın, yine de yürekten “sevgili çocuklar Bayramınız kutlu olsun” demek istiyorum.