Önümüzdeki birkaç gün için ülkemizin beklentisine dair tahminim şöyle;
İktidar Partisi ve ona gönül verenler ile CHP seçmeni aynı kulvarda bu anlamda. Her ki cenah da 30 Haziran günün iple çekiyor.Çünkü, Özgür Özel’in seçim yarışını kazanarak CHP Genel Başkanı olduğu kurultay için mahkeme bir karar açıklayacak. Eğer “mutlak butlan” kararı içir yeterli delil ve ifade varsa, söz konusu kurultay düşmüş olacak. Bu durumda genel başkanlık için ya önceki başkan Kılıçdaroğlu partiye gelerek eski koltuğuna oturacak, ya da bu durumu kabul etmez ise, ki, buna ihtimal yok gibi, bu kez kayyım” atanacak. Maksat muhabbet, pardon CeHaPe’yi ülke gündemi, bozulan ekonomi, hukuksuzluklar dan alı koyarak, kendi derdine düşmesini beklemek. Bu durumda İktidar da rahat bir nefes alacak. Oysa, gündeme getirilerek, İktidar cenahının beceriksizlikleri ve de toplumun çok büyük bir kesiminin içinde bulunduğu sefalet ücretlerinin artırılmaması üzerine yapılacak itirazlar da bir süre için de olsa durdurulmuş olacak.Şu an görevdeki CHP Yönetimi buna karşın bir tavır alacaktır şüphesiz. En azından mahkemenin elinde somut bir delil olmadan böyle bir karara imza atması halinde, bunun geçersizliği savunulacak. Belki de bu kez bu ilginç karar mutlak butlan haline düşecek! Ama bu arada, İktidar cenahının, tercihleri ve halk yerine, yandaş kayırma politikası için de zaman kazanılmış olacak.
Yani 30 Haziran’daki karar sonrası iki tarafın da siyasi maçtaki taktikleri şimdilik böyle…Vatandaş her zaman olduğu gibi tribünde otururken, yani sandık önüne gelemediği/ getirilemediği için ancak oturduğu yerden slogan atabilecek! Özetle bu maçın skoru üç ihtimalli gibi duruyor şimdilik.
Oysa, emekçi, emekli ve yetim aylığı alanların hakkı daha da yenmiş olacak. Tencereler zor kaynayacak, çocuklar gıdasız kalma noktasına gelebilecek.
Ve de, İktidar’ın yanlışları ortaya çıkamayacak .Örnek mi; yine herkesin bildiği yerden, kitabın ortasından vereceğim. Bir gazete, konuyu özetlemek için, galiba bir reklam sloganından alıntı yaparak ilginç bir manşet hazırlamış:
“Burada uçak uçmuyor, burada fiyatlar uçuyor.”
Uçak nerede uçmuyor, bunu ezberledik artık.Yani Balıkesir Havaalanı’ndaki durumu anlatıyor bu cümle. Bu konuda çok ilginç bir etkinlik varmış bizim bilemediğimiz. Altı yıldan beri tek bir uçağın bile inmediği söz konusu hava alanı için “Kağıttan Uçak Şenliği” başlatılmış. Muhalefet vekilleri ve üyeleri, bu alanda kağıt uçurtma yaparak, ilginç bir politika sergilemeye başlamış.
Gelelim bu kez fiyatların uçtuğu , bir başka hava alanına…
Yer Antalya Havalimanı. Adı bile caf caflı bu alanın, pardon limanın…
Ama adına yakışır bir hareketlilik varmış doğal olarak. Çünkü 17 milyon turiste ev sahipliği yapmış bu işletme. Doğal olarak da, lüks bir havaalanında her şeyin de uçması gerekiyor ! Örneğin 20 liralık simit, burada 110 liraya satıştaymış. Fiyatı ortalama 90 lira olan bir alkollü içecek burada 800 liradan satılırmış. Yolcu kısmındaki bir restoranda da bir dilim kek 135, bir poğaça da 110 liradan satılıyormuş. Canınız salata mı istedi, bir tabak ton balıklı salata için sadece 560 liracık ödüyormuşsunuz! Antalya Hava alının, yüksek fiyatlara karşın, bu yıl turist sayısında 18 milyon gibi bir beklenti oluşmuş.İşte ben buna uçmak derim ! İktidar için hep eleştiri yaparken, bu müthiş fiyat uçurma eylemini de artı hanesine yazmak gerek diyorum! Bunları, gerçeklere dayanarak yazmak kolay. Hele bir yaşamaya kalksak da, uçuyor muyuz, yoksa bir yerlere uçarak düşecek miyiz, bir de onu anlayalım ve eleştiriyi de ona göre yapalım derim !
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Burası Türkiye uçan da var uçamayan da !
Önümüzdeki birkaç gün için ülkemizin beklentisine dair tahminim şöyle;
İktidar Partisi ve ona gönül verenler ile CHP seçmeni aynı kulvarda bu anlamda. Her ki cenah da 30 Haziran günün iple çekiyor.Çünkü, Özgür Özel’in seçim yarışını kazanarak CHP Genel Başkanı olduğu kurultay için mahkeme bir karar açıklayacak. Eğer “mutlak butlan” kararı içir yeterli delil ve ifade varsa, söz konusu kurultay düşmüş olacak. Bu durumda genel başkanlık için ya önceki başkan Kılıçdaroğlu partiye gelerek eski koltuğuna oturacak, ya da bu durumu kabul etmez ise, ki, buna ihtimal yok gibi, bu kez kayyım” atanacak. Maksat muhabbet, pardon CeHaPe’yi ülke gündemi, bozulan ekonomi, hukuksuzluklar dan alı koyarak, kendi derdine düşmesini beklemek. Bu durumda İktidar da rahat bir nefes alacak. Oysa, gündeme getirilerek, İktidar cenahının beceriksizlikleri ve de toplumun çok büyük bir kesiminin içinde bulunduğu sefalet ücretlerinin artırılmaması üzerine yapılacak itirazlar da bir süre için de olsa durdurulmuş olacak.Şu an görevdeki CHP Yönetimi buna karşın bir tavır alacaktır şüphesiz. En azından mahkemenin elinde somut bir delil olmadan böyle bir karara imza atması halinde, bunun geçersizliği savunulacak. Belki de bu kez bu ilginç karar mutlak butlan haline düşecek! Ama bu arada, İktidar cenahının, tercihleri ve halk yerine, yandaş kayırma politikası için de zaman kazanılmış olacak.
Yani 30 Haziran’daki karar sonrası iki tarafın da siyasi maçtaki taktikleri şimdilik böyle…Vatandaş her zaman olduğu gibi tribünde otururken, yani sandık önüne gelemediği/ getirilemediği için ancak oturduğu yerden slogan atabilecek! Özetle bu maçın skoru üç ihtimalli gibi duruyor şimdilik.
Oysa, emekçi, emekli ve yetim aylığı alanların hakkı daha da yenmiş olacak. Tencereler zor kaynayacak, çocuklar gıdasız kalma noktasına gelebilecek.
Ve de, İktidar’ın yanlışları ortaya çıkamayacak .Örnek mi; yine herkesin bildiği yerden, kitabın ortasından vereceğim. Bir gazete, konuyu özetlemek için, galiba bir reklam sloganından alıntı yaparak ilginç bir manşet hazırlamış:
“Burada uçak uçmuyor, burada fiyatlar uçuyor.”
Uçak nerede uçmuyor, bunu ezberledik artık.Yani Balıkesir Havaalanı’ndaki durumu anlatıyor bu cümle. Bu konuda çok ilginç bir etkinlik varmış bizim bilemediğimiz. Altı yıldan beri tek bir uçağın bile inmediği söz konusu hava alanı için “Kağıttan Uçak Şenliği” başlatılmış. Muhalefet vekilleri ve üyeleri, bu alanda kağıt uçurtma yaparak, ilginç bir politika sergilemeye başlamış.
Gelelim bu kez fiyatların uçtuğu , bir başka hava alanına…
Yer Antalya Havalimanı. Adı bile caf caflı bu alanın, pardon limanın…
Ama adına yakışır bir hareketlilik varmış doğal olarak. Çünkü 17 milyon turiste ev sahipliği yapmış bu işletme. Doğal olarak da, lüks bir havaalanında her şeyin de uçması gerekiyor ! Örneğin 20 liralık simit, burada 110 liraya satıştaymış. Fiyatı ortalama 90 lira olan bir alkollü içecek burada 800 liradan satılırmış. Yolcu kısmındaki bir restoranda da bir dilim kek 135, bir poğaça da 110 liradan satılıyormuş. Canınız salata mı istedi, bir tabak ton balıklı salata için sadece 560 liracık ödüyormuşsunuz! Antalya Hava alının, yüksek fiyatlara karşın, bu yıl turist sayısında 18 milyon gibi bir beklenti oluşmuş.İşte ben buna uçmak derim ! İktidar için hep eleştiri yaparken, bu müthiş fiyat uçurma eylemini de artı hanesine yazmak gerek diyorum! Bunları, gerçeklere dayanarak yazmak kolay. Hele bir yaşamaya kalksak da, uçuyor muyuz, yoksa bir yerlere uçarak düşecek miyiz, bir de onu anlayalım ve eleştiriyi de ona göre yapalım derim !