Hava Durumu

Bursa’da çok ortaklı şirketler

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2023 14:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2023 14:40

Onlarca sanayi bölgesi, binlerce işletmesi ile Türkiye’nin önde gelen sanayi kentlerinden olan Bursa, yakın sayılabilecek bir geçmişte çok farklı ve günümüzde pek de rastlanmayan bir şirketleşme modeli yaşamıştı. Ekonomik kriz ve askeri darbenin ardından 1961-71 yılları arasında, önemli büyüklükte çok ortaklı şirketler üretime geçmişti.  1958 yılındaki Kapalıçarşı yangını ve devalüasyon , ardından 27 Mayıs 1960 İhtilali, Bursalı sanayici, tüccar ve esnafı moralsiz bırakmıştı. Sonunda çare bulundu. Güçler birleşecek, birlikte çalışılacak ve birlikte kazanılacaktı. Öyle de oldu. 1961-1971 yılları arasında ve henüz “Menkul Kıymetler Borsası” gibi olanaklar bilinmezken, Bursalılar çok ortaklı şirketler kurdu… Üstelik  halka da açıldı… Bir kısmı günümüze kadar varlığını da sürdürdü. Kriz döneminin yarattığı bu örnek modeli anlatabilmek için oldukça geriye gitmek gerekiyor.

Demokrat Parti'nin iktidar olduğu 1950-60 döneminde, Bursa'da kurulu bulunan kamuya ait Merinos ve Sunğipek'in fabrikalarının kapasiteleri artırılırken, özel sektör de tekstil alanında teşvikler alarak yeni işyerleri açmıştı.

1950-60 sürecinde tekstilin yanı sıra gelişen diğer bir sanayi kolu da madeni eşya, makine ve taşıt aracı yan sanayiydi. 1955 yılında kurulan  SKT oto yağ keçeleri ve yedek parça işletmesi ile 1961 'de hizmete giren Coşkunöz, bu alandaki ilk büyük kurumlar olarak dikkati çekti. Bursa'da imalat sanayine önem verilmiş ve yapımı biten Sanayi Çarşısı 1961 yılında Yıldırım’da açılırken, bu alanda yeni bir kavram da oluşmuştu. Çünkü Sanayi Çarşısı’nda küçük işletmeler halinde faaliyet gösteren girişimcilerin ikinci kuşağı, bugün kentin en önemli sanayicisi konumuna da yükselmişti. Öte yandan, 7 Temmuz 1962 tarihinde Maliye Bakanlığı, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’yla, Uluslararası Kalkınma Örgütü arasında imzalanan anlaşma ile Bursa’da Pilot Sanayi Bölgesi resmen kuruldu.

1964'te hizmete giren Koç Holdinge bağlı Aygaz dolum tesisi ,Organize Sanayi Bölgesi’nin ilk kuruluşuydu. Aynı anda Bursa’nın spordaki bir gelişmesi de, Türkiye için yeni bir model oluşturmuştu. Profesyonel 2.Lig’de yer alabilmek için 5 Bursa kulübü kendini feshediyor ve 1 Haziran 1963 tarihinde, yeşil beyazlı renklerle Bursaspor isminde yeni bir spor kulübünün doğuşuna imza atıyordu… Diğer kentler de Bursa’nın başlattığı bu örnek sonucu, illerinde  birleşme modeli ile  profesyonel futbola adım atmışlardı.

Öte yandan pilot sanayi bölgesi uygulamasıyla, atölyeden fabrikaya geçen Bursalı müteşebbisler, bu kez güçlerini birleştirerek, farklı bir yöntemle çok ortaklı şirketlerin kuruluşuna da imza attılar.

Pilot Sanayi Bölgesi’nde Aygaz ile birlikte aynı yıl hizmete giren sentetik iplik fabrikası  SİFAŞ (Sentetik İplik Fabrikaları Anonim Şirketi), bu yöntemle hizmete giren ilk kuruluştu.

Şirket ortakları ve yöneticilerinin kuruluş sırasında tanıştığı ve genel müdürlük görevine getirdiği Nezih Tunçsiper, araştırma yaptığımız günlerde kuruluşla ilgili anılarında şu görüşlere yer vermişti.

“ Bursa’a floş ipliği çok kullanılıyordu. O floşu kullanan yerli sanayi üreticileri bir araya geliyorlar. Diyorlar ki, ‘yahu biz Bursa’da kendimiz üretelim floşu…’ Bir şirket kuruluyor, zannediyorum TÜRLON ismi…Bu girişimcilerin başında Sait Ete geliyor, Abdurrahman Şenipek , Turgut  Yılmazipek, İpeker de var. Çünkü o zaman İpekerler’in Sanayi Bölgesi’nde bir tesisi var…”

Ortak sayısı giderek artan SİFAŞ, dönem sonunda yüksek oranlı kâr payı dağıtıyor… O dönemde menkul kıymetler borsası oluşmadığı için bu yöntem çok anlamlı olara değerlendiriliyor…Bu anlamı, şirketin kurucu yöneticisi Tunçsiper ilginç biçimde tanımlıyor:

“ SİFAŞ hisse senetleri, gelinlik kızların çeyiz sandığına girecek bir meta idi.”

SİFAŞ’ın ardından, 14 temmuz 1966 günü aynı yöntemle kurulan Bursa  Çimento Anonim Şirketi, acil bir ihtiyaçtan doğmuştu. Uzun yıllar şirketin yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunan Ergun Kağıtçıbaşı bu ihtiyacı şöyle özetliyordu:

“ Kuruluşun çok ana temel sebeplerinden birisi de, o sırada Organize Sanayi Bölgesi’nin alt yapısında kullanacağımız çimentonun tedarikinde yaşadığımız sıkıntıydı. Organize Sanayi Bölgesi uzun yıllara yayılan bir yatırım olduğu için orayı yöneten arkadaşlarımız ‘biz neden kendi çimento fabrikamızı kurmuyoruz’ yönünde fikir ortaya attılar…”

Bursa Çimento Şirketi’ni yönetenler halkın güvenini sağlamak konusunda da başarılıydı. Bu nedenle fabrikanın ortakları çığ gibi büyüyordu.

Kağıtçıbaşı bu durumu net biçimde şöyle ifade ediyordu :

“ 1966 Haziranında başlandı. O tarihteki TL cinsinden 30 bin lira sermaye kondu. Her biri bin lira mertebesindeydi payların… Ve bir buçuk ay gibi sürede bin 236 ortak kaydoldu.”

Türkiye’de henüz sermaye piyasası kurulu oluşmamışken, Bursa Çimento Fabrikası ortaklarına her yıl kâr payı dağıtıyordu.

Altmışlı yılların başında, Bursa'daki 4 devlet fabrikasının katma değer payı yüzde 53, istihdam oranı da yüzde 46 idi. Pilot Sanayi Bölgesi'nin kuruluşu ve işler hale gelişi bu dengeyi özel sektör lehine değiştirmişti.

Bursa'ya, yabancı sermayenin Türk ortakları ve özellikle İstanbullu girişimciler akın etmeye başladı. Altmışların sonunda otomotiv sektörü de Bursa'yı seçiyordu. SİFAŞ ve Bursa Çimento A.Ş. gibi çok ortaklı örneklerin hemen ardından 27 Ağustos 1966 tarihinde kurulan Karsan, Koç Holding'in desteklediği bir kuruluştu ama, Bursalı küçük esnaf ve sanatkârın birlikteliğinden doğmuştu. Fabrikada 30 yıl  genel müdürlük görevinde bulunan Yılmaz Ebrem bu süreci şöyle özetliyordu :

“ Karsan’ı kuranlar Bursa’nın karosercileridir. Onların paraları yetmediği için Talat Diniz, Kemal Hoca(Coşkunöz) , Hilmi Evkuran, Rüştü Ayma, Kemal Avar gibi isimler birleşmiş gruba dahil olmuş. Trenin son vagonuna atlayanlar bu büyük isimler.”

Kuruluşun ardından, gerektiği için Otoyol firması işbirliği ile üretime geçen ve 1968 yılında ilk otobüsü üreten Karsan, sermaye ve ortak sayısıyla dikkati çekiyordu… Çok ortaklı şirket modelinin gereği olan temettü dağıtımı, Karsan’da istenilen biçimde gerçekleşemiyor, sürekli yatırım halinde olması nedeniyle şirket, yıllar geçtikçe küçük ortaklarını kaybediyordu. Hisseler giderek tek elde toplanmaya başladı.

Öte yandan, SİFAŞ’taki naylon iplik üretiminin ardından, sentetik özelliği taşıyan polyester elde etmek üzere Polilen isimli bir fabrika daha  kuruldu…Bursa’nın tanınmış iş adamı Abdurrahman Şenipek’in önderliğinde gerçekleşen  kuruluşun öyküsü, diğer çok ortaklı şirketlerle benzerlik taşıyordu.

Benzerleri gibi ortaklarına temettü dağıtan Polilen, üretimi ve yönetim biçimiyle Türkiye’deki diğer kuruluşlara örnek olmuştu.

Çok ortaklı şirketler artarken, bambaşka bir sektörde bir kuruluş daha ortaya çıkıyordu…Bursa’da meyve suyu üretmek için kentin önde gelen isimleri yine bir araya geldi. Aroma adı verilen bu kuruluş, Konservecilik Araştırma Enstitüsü’nün ürünlerinden esinlenen bir grup işadamının heyecanından doğmuştu…Yüzün üzerinde hissedarla kurulan Aroma’ya , sektörü hiç bilmeyen kesimlerden bile ortaklık talebi geliyordu. Bunun nedenini uzun süre yönetim kurulu başkanlığı yapan Hüsamettin Örüç şöyle yorumluyordu.

“ 79 kurucu ortağın katıldığı bir grup olarak, 4 milyon sermayeli bir anonim şirketi, Atatürk Caddesi’nde kiraladığımız bir büroda hayata geçirdik. Bize olan güvenden dolayı, bu sektörle hiç ilgisi olmayanlar, para göndererek ortak oldular. Halka açık özelliğini baştan hissettirmiştik.”

1980 yılına kadar yurt içi ve dışındaki pazarlara ürünlerini rahatlıkla satabilen Aroma’nın yönetimi, hemen her yıl ortaklarına kâr payı dağıtabilmişti.

Bu durum, zaman içinde payların tek elde toplanmasına da yol açmıştı.

Farklı sektörlerde ortak girişimin yaşandığı o dönemde, Karsan’ın ardından makine ve yedek parça üretmek üzere 7 Haziran 1969 günü Maysan Anonim Şirketi resmen kuruldu. Maysan  da çok ortaklı olarak, 7 yıl varlığını sürdürebildi. Sonra da Çukurova Holding bünyesine katıldı.

Bursa’da farklı sektörlerde devreye giren çok ortaklı halka açık şirketlere bir yenisi daha eklendi. Takvimler 27 Ocak 1970’i gösterdiğinde Bursalı sanayici, iş adamı, esnaf ve bir kısım halk bir araya geliyor ve Çemtaş’ın doğuşuna imza atıyordu. Başlangıçta 863 kurucu ortakla yola çıkan Çemtaş, ark ocaklı vasıflı çelik üretti. Türkiye sanayisi içindeki ağırlığını iyice hissettiren Çemtaş, bir dönem çok ortaklı vasfını yitirdi ama , bir süre sonra kuruluştaki yapısına geri döndü.Altmışlı yıllarda, birbiri ardına kurulan çok ortaklı şirketler 1980 sonrasında bu özelliklerini yitirmeye başladı…Bu tür bir ortaklık, Türkiye’nin ilk sivil havacılık şirketi olarak da ilk kez Bursa’da ortaya çıkmıştı. 1977 yılında kurulan Bursa Sivil Hava Yolları Anonim Şirketi’nin ortakları arasında,  İl Özel İdaresi, BTSO ve bazı özel şirketler vardı. 1984 yılında, Sönmez Holding, Bursa Hava Yolları'na ait olan 2 uçağı satın alarak, Sönmez Hava Yolları'nı kurdu ve çok ortaklı yaşam sona erdi. Yıl 2023…Bursa yine sanayi kenti… Üstelik bazı şirketler yabancı ortaklar ile yaşamını sürdürüyor. Ortak girişim ruhu ise bambaşka bir kimliğe bürünmüş durumda…Bu durumda esnaf, sanayici ve sıradan vatandaşı bir araya getiren geçmiş dönemin çok ortaklı şirketleri , mazideki bir anı olarak tarihteki yerini aldı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.