İşte size yüksek puanlı bir soru…Kısa süre önce İstanbul’da Silivri merkezli, gün ortasındaki bir deprem sarsıntısı Bursa’yı da korkutmuştu/Korkmuştuk. Birkaç gün bizler de tedirginlik yaşadık ama, dünya dönüyordu, iş güç deprem dinlemezdi, herkes, hepimiz normal dünyamıza dönüverdik. Kısa bir üre sonra, bir de baktık, depremin en şiddetlisi, İstanbul’da değil Bursa’da yaşanacakmış ! Daha önce neredeydi bu bilim insanları? Bizim de bildiğimiz ve anlatılanlardan öğrendiğimiz 1855 yılındaki “küçük kıyamet” adı ile bilinen Bursa depremidir şehrimiz için en tehlikelisi…Bu gün dedikodu haberi gibi yayılan, bizleri şimdiden sarsan bu iddialardan bir iki ay önce, Bursa’da yabancı uzmanların da katıldığı bir deprem programını izledik. Uzmanlar deprem anında ilk tehlikeyi yaşayacak, ya da insan yaşamını tehlikeye atacak yapıları tanımladılar. Bunlar arasında, sağlıksız yapılar başta olmak üzere, viyadükler ve köprüler de bulunuyor. Çünkü afet anında ve sonrasında, ulaşımı sağlamak için en önemli yerler buralarmış… Sonra da Bursa’nın konut stokuna şöyle bir göz atılmış. Elle tutulur binaların sayısı az olmalı ki, bu konu biraz geçiştirildi. İşte o toplantıdan hemen sonra başlama imkanı olsa, kim bilir kaç yıl sürecek bir çalışma ve ondan kat be kat büyük paraya ihtiyaç olduğu gerçeğini de yabancı söylediklerinden yapılan tercümelerde anlamaya çalışmıştık. İyi güzel de, şimdi ne yaşadık ki, en yüksek deprem riskini İstanbul’dan alıp Bursa’ya hediye etti bazı bilim insanları ?
Bu soruyu sorma hakkımız yok mu ? Doğru da olabilir. O zaman, ülkeyi ve kentimizi yönetenlere sormak gerekir tüm soruları…Örneğin 1855 kıyametinden başka bu topraklarda hangi depremler yaşandı? Fay hattının / hatlarının kırılma olasılığı nedir? Bu soruların yanıtını ara ki bulasın!!! Aradan bir iki ay geçmeden bu yeni fayımız neden eskilere dahil oldu? İnsanın aklına her şey geliyor. Kusuruma bakmayın. Acaba diyorum, bu deprem korkusunu İstanbul’dan alıp, Bursa’ya taşıyarak, yine bir şeylerin ardından mı koşanlar var? Sakın beni suçlamayın, biricik ülkemizde, olmaz diye bir şey yoktur çünkü…
Bu korkumu bir kenara bırakarak, şehrimiz için herhalde yeni yapılmış bir deprem çalışmasına göz atalım. Ne de olsa bu bir bilim, araştırmayı yapanlar da bilim insanı. Bu neden ile onların açıklamaları bizim için de tek kaynaktır
Buna dair A.A haberi’, virgülüne dokunmadan aynen şöyle:
Türkiye'de yeni yapılan bir araştırma Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın güney kolundaki fayların etkisi altında olan Bursa'nın deprem riskine dikkat çekiyor. Bursa Türkiye'nin en kalabalık ve en fazla ihracat yapan kentlerinden biri. Kentte birden fazla fay bulunuyor. BBC Türkçe'ye konuşan araştırmanın ortak yazarı Munzur Üniversitesi Yer Bilimleri ve Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Taylan Sançar, yaptıkları paleosismolojik araştırmalar neticesinde İnegöl fayının yaklaşık 2500 yıldır uykuda olduğunu bulduklarını belirtiyor. Paleosismoloji, yer bilimi (jeoloji) ve deprem biliminin (sismoloji) bir alt dalı ve geçmişte meydana gelmiş depremleri inceliyor. Son dönemde yapılan farklı araştırmalar kentin deprem riskine ışık tutuyor. Bursa'da 2024 yılında yayımlanan bir araştırmayla yeni bir fay hattı keşfedildiği ve bu fayın 7 ya da üzerinde deprem üretme potansiyeli olduğu iddia edilmişti. BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar tarihi kentin, büyük bir deprem için bir an önce hazır olması gerektiği uyarısında bulunuyor. Tarihsel kayıtlar, Bursa'da 1850'lerde yıkıcı iki deprem yaşandığını gösteriyor. Depremlerin büyüklüğünü ölçen aletler 1900'lerden önce icat edilmemiş. Bu tarihten önce yaşanan depremlerin büyüklükleri tam olarak bilinmiyor. Diğer yandan tarihi depremlerin spesifik olarak hangi fay hattındaki hareketlerle gerçekleştikleri de kayıt altına alınmış değil. Doç dr. Taylan Sançar, "eski depremlerin nerede olduğunu bulmak bize sadece zamansal olarak bu fayın deprem üretme aralıkları konusunda bir fikir vermiyor" diyor ve ekliyor:"Aynı zamanda mekansal olarak da hangi fayın kırılıp kırılmadığı konusunda bilgiler veriyor. BBC Türkçe kanalına konuşan Sançar, tarihsel depremlerde hangi fayların kırılıp kırılmadığının ilgili yöntemlerle test edilmesi, denetlenmesi ve doğrulanması gerektiğini belirtiyor.
Hendekler kazarak depremleri incelediler
Bursa'da Ulubat, Bursa ve İnegöl faylarının tarihçesini anlamak isteyen araştırmacılar, kentin geçmiş deprem izlerini taşıyan bölgelerinde kilometrelerle ölçülen derinlik ve genişlikte hendekler kazdılar. Zira geçmişte deprem olan bir yerdeki yüzey kırığı zaman içinde toprakla örtülüp kapanıyor. Kazılan hendeklerdeki toprak tabakasını detaylı olarak sınıflandıran araştırmacılar faydan etkilenmemiş ilk toprak katmanını laboratuarlarda yaşlandırarak depremlerin tarihine dair bulgulara ulaştılar.
BBC Türkçe'ye konuşan Sançar, bütün bu tarihlendirmeler sonucunda, Uluabat fayı üzerinde 1800 yıldır; İnegöl fayı üzerinde de 2500 yıldır bir depremin oluşmadığını bulduklarını söylüyor. Buna göre, inceledikleri üç fayın da 7 civarı büyüklükte deprem üretme potansiyeli var. Bunun yanında Bursa ve İnegöl faylarının birinde meydana gelen deprem diğerini tetikleyebiliyor. Sançar, iki fayın birilikte kırılmasının daha büyük bir depreme sebep olabileceğini söylüyor. Tunceli'deki Munzur Üniversitesi'nden bilim insanı, bu nedenle risk ve tehlike değerlendirmelerinde Bursa fayının geçmişte kırılıp kırılmadığının tespitinin önemli olduğunu belirtiyor. İncelemelerinde kesin sonuca ulaşamamalarının, araştırmalarının kapsamı ve bütçesi kadar, Paleosismolojik incelemeler yaptıkları arazilerin, başta yapılaşma olmak üzere insan eliyle bozulmuş olmasıyla ilgili olduğunu savunuyor.
Bursa, Eskişehir,Sakarya, Kütahya gibi zemini sıvılaşmaya yatkın iller beni deprem açısından çok korkutuyor. İstanbul da ki 6.2 lik deprem 380 km ötede Eskişehir’de bile hissediliyor. Zeminin ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.
Kaynak: Merve Kara-Kaşka
Unvan, BBC Türkçe
Twitter, @mervekarakaskaBildirdiği yer Londra
Tarih? 27 Nisan 2025
Virgülüne dokunmadan verdiğim ve anlam bütünlüğünü kuramadığım bu ilginç ve ürkütücü haber ve içindeki açıklamanın altına ne yazılır bilemedim. Bence bunun yorumunu, ilimizin yetkili mercileri ve kişileri yaparak ya da yaptırarak, topluma açıklaması gerekir diye düşünüyorum. En azından yapılan bu ilginç araştırmanın gerçekliği konusunda Bursa’yı bilgilendirebilirler.
Bu açıklamaların gerçek payı yüksek ise bize ne faydası olacak, o da belirsiz. Bunu da öğrenmek hakkımız. Çünkü, böyle bir afetten korunmanın bedeli, yeni, sağlam ve depreme dayanıklı yapıların ve zeminlerin maliyeti, insanı çaresiz bırakmaya da yetiyor çünkü. Kamu bu konuda ne yapar, o da meçhul! Allah korusun demekten ve bu araştırmanın nedeni ve sonuçları hakkında şimdilik ilgililerin bilgilendirmesini beklemekten başka bir çare görünmüyor.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Bursa mı İstanbul mu daha riskli?
İşte size yüksek puanlı bir soru…Kısa süre önce İstanbul’da Silivri merkezli, gün ortasındaki bir deprem sarsıntısı Bursa’yı da korkutmuştu/Korkmuştuk. Birkaç gün bizler de tedirginlik yaşadık ama, dünya dönüyordu, iş güç deprem dinlemezdi, herkes, hepimiz normal dünyamıza dönüverdik. Kısa bir üre sonra, bir de baktık, depremin en şiddetlisi, İstanbul’da değil Bursa’da yaşanacakmış ! Daha önce neredeydi bu bilim insanları? Bizim de bildiğimiz ve anlatılanlardan öğrendiğimiz 1855 yılındaki “küçük kıyamet” adı ile bilinen Bursa depremidir şehrimiz için en tehlikelisi…Bu gün dedikodu haberi gibi yayılan, bizleri şimdiden sarsan bu iddialardan bir iki ay önce, Bursa’da yabancı uzmanların da katıldığı bir deprem programını izledik. Uzmanlar deprem anında ilk tehlikeyi yaşayacak, ya da insan yaşamını tehlikeye atacak yapıları tanımladılar. Bunlar arasında, sağlıksız yapılar başta olmak üzere, viyadükler ve köprüler de bulunuyor. Çünkü afet anında ve sonrasında, ulaşımı sağlamak için en önemli yerler buralarmış… Sonra da Bursa’nın konut stokuna şöyle bir göz atılmış. Elle tutulur binaların sayısı az olmalı ki, bu konu biraz geçiştirildi. İşte o toplantıdan hemen sonra başlama imkanı olsa, kim bilir kaç yıl sürecek bir çalışma ve ondan kat be kat büyük paraya ihtiyaç olduğu gerçeğini de yabancı söylediklerinden yapılan tercümelerde anlamaya çalışmıştık. İyi güzel de, şimdi ne yaşadık ki, en yüksek deprem riskini İstanbul’dan alıp Bursa’ya hediye etti bazı bilim insanları ?
Bu soruyu sorma hakkımız yok mu ? Doğru da olabilir. O zaman, ülkeyi ve kentimizi yönetenlere sormak gerekir tüm soruları…Örneğin 1855 kıyametinden başka bu topraklarda hangi depremler yaşandı? Fay hattının / hatlarının kırılma olasılığı nedir? Bu soruların yanıtını ara ki bulasın!!! Aradan bir iki ay geçmeden bu yeni fayımız neden eskilere dahil oldu? İnsanın aklına her şey geliyor. Kusuruma bakmayın. Acaba diyorum, bu deprem korkusunu İstanbul’dan alıp, Bursa’ya taşıyarak, yine bir şeylerin ardından mı koşanlar var? Sakın beni suçlamayın, biricik ülkemizde, olmaz diye bir şey yoktur çünkü…
Bu korkumu bir kenara bırakarak, şehrimiz için herhalde yeni yapılmış bir deprem çalışmasına göz atalım. Ne de olsa bu bir bilim, araştırmayı yapanlar da bilim insanı. Bu neden ile onların açıklamaları bizim için de tek kaynaktır
Buna dair A.A haberi’, virgülüne dokunmadan aynen şöyle:
Türkiye'de yeni yapılan bir araştırma Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın güney kolundaki fayların etkisi altında olan Bursa'nın deprem riskine dikkat çekiyor. Bursa Türkiye'nin en kalabalık ve en fazla ihracat yapan kentlerinden biri. Kentte birden fazla fay bulunuyor. BBC Türkçe'ye konuşan araştırmanın ortak yazarı Munzur Üniversitesi Yer Bilimleri ve Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Taylan Sançar, yaptıkları paleosismolojik araştırmalar neticesinde İnegöl fayının yaklaşık 2500 yıldır uykuda olduğunu bulduklarını belirtiyor. Paleosismoloji, yer bilimi (jeoloji) ve deprem biliminin (sismoloji) bir alt dalı ve geçmişte meydana gelmiş depremleri inceliyor. Son dönemde yapılan farklı araştırmalar kentin deprem riskine ışık tutuyor. Bursa'da 2024 yılında yayımlanan bir araştırmayla yeni bir fay hattı keşfedildiği ve bu fayın 7 ya da üzerinde deprem üretme potansiyeli olduğu iddia edilmişti. BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar tarihi kentin, büyük bir deprem için bir an önce hazır olması gerektiği uyarısında bulunuyor. Tarihsel kayıtlar, Bursa'da 1850'lerde yıkıcı iki deprem yaşandığını gösteriyor. Depremlerin büyüklüğünü ölçen aletler 1900'lerden önce icat edilmemiş. Bu tarihten önce yaşanan depremlerin büyüklükleri tam olarak bilinmiyor. Diğer yandan tarihi depremlerin spesifik olarak hangi fay hattındaki hareketlerle gerçekleştikleri de kayıt altına alınmış değil. Doç dr. Taylan Sançar, "eski depremlerin nerede olduğunu bulmak bize sadece zamansal olarak bu fayın deprem üretme aralıkları konusunda bir fikir vermiyor" diyor ve ekliyor:"Aynı zamanda mekansal olarak da hangi fayın kırılıp kırılmadığı konusunda bilgiler veriyor. BBC Türkçe kanalına konuşan Sançar, tarihsel depremlerde hangi fayların kırılıp kırılmadığının ilgili yöntemlerle test edilmesi, denetlenmesi ve doğrulanması gerektiğini belirtiyor.
Hendekler kazarak depremleri incelediler
Bursa'da Ulubat, Bursa ve İnegöl faylarının tarihçesini anlamak isteyen araştırmacılar, kentin geçmiş deprem izlerini taşıyan bölgelerinde kilometrelerle ölçülen derinlik ve genişlikte hendekler kazdılar. Zira geçmişte deprem olan bir yerdeki yüzey kırığı zaman içinde toprakla örtülüp kapanıyor. Kazılan hendeklerdeki toprak tabakasını detaylı olarak sınıflandıran araştırmacılar faydan etkilenmemiş ilk toprak katmanını laboratuarlarda yaşlandırarak depremlerin tarihine dair bulgulara ulaştılar.
BBC Türkçe'ye konuşan Sançar, bütün bu tarihlendirmeler sonucunda, Uluabat fayı üzerinde 1800 yıldır; İnegöl fayı üzerinde de 2500 yıldır bir depremin oluşmadığını bulduklarını söylüyor. Buna göre, inceledikleri üç fayın da 7 civarı büyüklükte deprem üretme potansiyeli var. Bunun yanında Bursa ve İnegöl faylarının birinde meydana gelen deprem diğerini tetikleyebiliyor. Sançar, iki fayın birilikte kırılmasının daha büyük bir depreme sebep olabileceğini söylüyor. Tunceli'deki Munzur Üniversitesi'nden bilim insanı, bu nedenle risk ve tehlike değerlendirmelerinde Bursa fayının geçmişte kırılıp kırılmadığının tespitinin önemli olduğunu belirtiyor. İncelemelerinde kesin sonuca ulaşamamalarının, araştırmalarının kapsamı ve bütçesi kadar, Paleosismolojik incelemeler yaptıkları arazilerin, başta yapılaşma olmak üzere insan eliyle bozulmuş olmasıyla ilgili olduğunu savunuyor.
Bursa, Eskişehir,Sakarya, Kütahya gibi zemini sıvılaşmaya yatkın iller beni deprem açısından çok korkutuyor. İstanbul da ki 6.2 lik deprem 380 km ötede Eskişehir’de bile hissediliyor. Zeminin ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.
Kaynak: Merve Kara-Kaşka
Unvan, BBC Türkçe
Twitter, @mervekarakaskaBildirdiği yer Londra
Tarih? 27 Nisan 2025
Virgülüne dokunmadan verdiğim ve anlam bütünlüğünü kuramadığım bu ilginç ve ürkütücü haber ve içindeki açıklamanın altına ne yazılır bilemedim. Bence bunun yorumunu, ilimizin yetkili mercileri ve kişileri yaparak ya da yaptırarak, topluma açıklaması gerekir diye düşünüyorum. En azından yapılan bu ilginç araştırmanın gerçekliği konusunda Bursa’yı bilgilendirebilirler.
Bu açıklamaların gerçek payı yüksek ise bize ne faydası olacak, o da belirsiz. Bunu da öğrenmek hakkımız. Çünkü, böyle bir afetten korunmanın bedeli, yeni, sağlam ve depreme dayanıklı yapıların ve zeminlerin maliyeti, insanı çaresiz bırakmaya da yetiyor çünkü. Kamu bu konuda ne yapar, o da meçhul! Allah korusun demekten ve bu araştırmanın nedeni ve sonuçları hakkında şimdilik ilgililerin bilgilendirmesini beklemekten başka bir çare görünmüyor.