Olay 12 Eylül sonrasında yaşanır ve yeni kurulan partilerin liderleri, önemli bir konu için TV ekranı önünde ilginç bir tartışma yaparlar.(Galiba o dönemde demokrasi şimdikinden daha önde koşuyormuş herhalde) ANAP Genel Başkanı Başbakan Turgut Özal, Boğaz köprüsünün gelirini yüksek bir bedelle satmak istediğini belirtir. Oturumdaki diğer liderlerden Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp da “sattırmam” diyerek ayak diretir. Özal hiç geri adım atmaz ve ısrarla “satarım” diyerek tartışmayı sürdürür ama, bu satış yapılamaz aklımda kaldığı kadar. İşte bundan onlarca yıl sonra Türkiye yeni bir satarım-sattırmam polemiği ile karşı karşıya…CeHaPe Genel Başkanı Özgür Özel’in iddiasına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD lideri Trump ile buluştuğunda, Türkiye’nin sahip olduğu ve çok değerli oluşu ile dikkati çeken nadir elementlerin satışı için anlaştıkları iddiasını ortaya attı. Belli ki, bu konuda bir bilgi ya da istihbarat almıştı. Bu konuyu geçtiğimiz günlerde yine makalemde ele almıştım. Gerçekten de müthiş ve benzeri görülemeyecek doğal varlıklara sahipmiş ülkemiz. Eskişehir Beylikova’da bulunuyormuş bu doğal zenginlik... Küçük bir orandaki o nadir elementler, müthiş bir etki ile bir çok alanda kullanılabiliyormuş. Söz konusu “nadir elementler” Türkiye dışında Çin’de bulunuyormuş ve bu doğal zenginlik, dünya üretiminin yüzde 80’ninden de fazlaymış. Bu neden ile batı dünyasının ilgisi,Çin yerine Türkiye’ye ve Beylikova’ya dönmüş olabilir. Özetle, NATO sınırları içinde olduğumuz için gözler vatanımıza çevrilmiş durumda.Meğer, paha biçilemez bir zenginlik topraklarımız altındaymış. Eti Maden Kurumu’nun, “nadir toprak işleme tesisine” yatırım ortaklığı yapmak isteyen Amerikan şirketleri de varmış. Özetle, binlerce yılda bile, bir kez yakalanabilecek, doğal bir servet üzerinde yaşıyormuşuz ve bundan halkımız olarak haberdar değilmişiz. Bu neden ile, İktidar-Muhalefet arasında, bu servetin değerlendirilebilmesi için şimdi yurt içinde bir mücadele başlayacak sanırım... CeHaPe, çok önemli bu doğal zenginliği, İktidar kanadının, eline rahatlatma amacı ile ABD ile anlaşma olasılığını önlemek için, elinden geldiği kadar mücadele edecek. Bu durum bence seçim yarışından bile daha önemli. Ama, bu doğal kaynağın nadir görülen ürünlerini ülkemizin kendisi yer altından çıkararak çok önemli bir gelir kaynağı elde etmesi de, sanırım dünyada bile çok önemli bulunulacaktır. Aslına bakılırsa ülkemizin başına konan talih kuşu gibi bu çok büyük zenginlikten, azami yararlanmak gerek. İşte, bu iki farklı düşüncenin sahipleri, seçim yarışının diğer gerekçeleri ile vaatleri bir yana bırakarak, sadece bu yer altı zenginliğini öne çıkararak yarıştığında, ortaya çok ilginç bir tablo ve bir sonuç da çıkabilir. Bekleyelim ve bu zenginlikten tüm ülke olarak yararlanalım derim. Böyle bir fırsat belki de bu topraklarda bir daha görülmeyebilir. Bu durum, önümüzdeki ilk genel seçimin bence mottosu kadar önemli olacaktır.