Hava Durumu

Cumhuriyet bize neleri kazandırdı?

Yazının Giriş Tarihi: 19.10.2023 15:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.10.2023 15:38

Evet kısa süre sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılını idrak edeceğiz. Törenler yapılacak, nutuklar atılacak, başta öğrenciler olmak üzere Anıt Kabir ziyaretçi akınına uğrayacak ve de yabancı misyon şefleri ve devlet büyükleri kutlama mesajı gönderecek.Ama asıl konu “Cumhuriyet Rejimi” ve kazanımlarını anlatmak olmalı. Bir ulus yüz yıl içinde nelere sahip oldu, ne gibi kazanımlar elde etti ? Bunları dile getirmeden kutlamalar  pek de önem kazanamaz diye düşünüyorum. Soru şöyle “Cumhuriyet topluma ne getirdi ve ne anlam taşıyor?” Toplumumuz bunun farkında mı ?Cevapları çok da zor değil…Bir çırpıda sayabileceklerimiz zaten hep aklımızda…

Öncelikle, bireylerin kulluktan vatandaşlığa geçişi diye başlayabiliriz.Yani eşit yurttaşlık… Daha önce nüfus sayımına dahil edilen erkekler ve büyük baş hayvanlar ile yan yana getirilemeyen kadınların dahil edilmesi…Trajik gelebilir ama gerçek böyle…Yine kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuşması… Öz dilinde kaliteli bir eğitim…Yurt ve Dünya’da barış diyen bir devlet anlayışı…Bağımsız bir Yargı düzeni…Onurlu bir toplum ve onu yönetecek kişileri önce ikinci seçmen yolu ile sonra da günümüzdeki gibi seçebilme yetkisi. 1946 yılında gerçekleşen çok partili demokratik seçimler… İbadetini de anlayacağı dilden yerine getirmesi.. Ve de LAİKLİK gibi devasa bir toplumsal hak. Bunun sonucu, inanç hürriyeti ve bunun kamu yönetiminden çekilmesi gelir… İlk aklıma gelenleri sıraladım, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yoldaki duraklara bir göz atalım.

 Mustafa Kemal’in  ilk Bursa ziyareti ve Batıya cumhuriyet mesajı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa  ziyaretlerinin neredeyse tümünde önemli gelişmeler vardır. Türkiye ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucu payitahtı Bursa’nın öne çıkmasında bu geziler büyük rol oynar. Bazen, yeni rejime dair ip uçları, bazen vatandaşlık vurgusu ve inkılapların uygulanış biçimi anlatılır. İstanbul henüz işgalden kurtulmadan önceki dönemde, Bursa yeniliklerin dillendirildiği bir şehir özelliğini taşımıştır. Bu arada kente kazandırılan projeler ile yeni devletin işlevi hakkında bilgi edinilmesi sağlanmıştır. İlk gezisini Bursa’nın istiklale kavuşmasından sadece 36 gün sonra 17 Ekim 1922 günü gerçekleştiren Gazi Mustafa Kemal, vefatına kadar tam 17 kez Bursa’ya gelir. Kentin gelişim ve değişimi Gazi’nin Bursa’ya her gelişinde yaptığı icraat ve konuşmalarla yaşanmıştır. Genellikle Bursa’ya dair gelişmelerin neredeyse tamamına yakını onun geldiği dönemlere denk gelir.

Bursa’nın kurtuluşundan sonra TBMM Başkanı ve Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ,13 Eylül Çarşamba günü milletvekillerinin bir telgrafı ile Bursa’ya davet edilir.Ayrıca 15 Eylül Cuma günü Belediye önünde yapılan bir mitingle varılan ortak karar  gereği TBMM’nin ,bir toplantısını Bursa’da yapması dillendirilir. TBMM’nin Ankara dışında toplanması uygun bulunmadıysa  da, Mustafa Kemal Paşa Bursa’yı esasen ziyaret etmek için bir fırsatını beklemektedir. Çağrı üzerine 16 Ekim 1922 günü beraberinde  Kazım Karabekir ve Refet(Bele) paşalar olduğu halde Ankara’dan trenle hareket eder ve Bilecik Karaköy İstasyonu’na gelir. Ertesi günü Karaköy’den otomobille hareketle İnegöl üzerinden saat 13 sularında, halkın coşkun gösterileri arasında  önce Hacivat Deresi civarında karşılanır ve Bursa’ya girer. Ardından tarihi Bursa Belediyesi önünde ve  Orhan Camii tarafındaki küçük meydanda halkın coşkusu arasında, ilginç bir karşılama ekibi ile selamlanır.

Çok ilginç ve anlamlı bu karşılamadan sonra tarihi Bursa Belediyesi binasına teşrif eden Gazi Mustafa Kemal, kent ileri gelenleri ile  tanışır, daha sonra burada yaptığı ilk konuşmasında  şunları söyler:(Atatürk’ün bu ve diğer konuşmaları , günümüz konuşma diline uyarlanmıştır).

“Sayın  Bursa halkının hakkımızda göstermiş olduğu içten gösterilerden olağanüstü duyguluyum. Bugün mutluluğunu duyduğumuz zaferi, ulusumuzun kararlık ve kutsal  inanç gücü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları’nın süngüleri kazanmıştır. Üzerinde başka türlü hiçbir güç, hiçbir baskı yoktur ve olmamıştır. Ulusun ve ordularının yeteneği , bütün ulusal emellerimizi elde edecek derecededir. Üç buçuk yıl süren bu savaştan sonra bilim açısından , milli eğitim açısından , ekonomi açısından savaşımlarımızı sürdüreceğiz ve güveniyorum ki bunda da başarılı olacağız.Fabrikacı olacağız, sanatkâr olacağız.Bundan sonra düşüncelerimizi hep buna adayalım.”

Mustafa Kemal bu ilk gezisi sırasında, Lozan’da toplanacak Barış Konferansı’nda Türkiye’yi temsil edecek kurulun başkanının kim olacağı üzerinde düşünür, ilgili kişilerle görüş alışverişinde bulunur . Sonunda bu görevi  en iyi yürütebilecek kişinin, kısa süre önce Mudanya Ateşkes Konferansı’ndaki başarılı diplomasi  yönetimiyle ilgi çeken Batı Cephesi Komutanı İsmet(İnönü) Paşa olduğuna karar verir.

Bu arada 22 Ekim günü Bursa’ya gelen United Pres muhabiriyle bir görüşme yapar ve barış ilkelerini şöyle açıklar.

“Amerika, Avrupa ve bütün uygarlık alemi bilmelidir ki, Türkiye halkı her uygar ve yetenekli ulus gibi, kayıtsız, koşulsuz özgür ve bağımsız yaşamaya kesin olarak karar vermiştir.”

Bu ilk gezinin büyük önem arz eden bir bölümü böyle. Aslına bakılırsa Gazi Mustafa Kemal, ilk Bursa ziyaretinde, yarım kalan hedefini tamamlayacak  Lozan diplomasisi gibi hayati bir konuyu sonuca bağlar  ve sanki geleceğini gördüğü Bursa’da sanayiden de söz eder. Bu ilk buluşmanın gelişmeleri bu kadarla da kalmaz.

Atatürk kadının yerini  ilk kez Bursa’da gösterdi

Günümüzde İktidar’ın bazı icraatları, laikliği örseleyen bazı garip seslerin yükseldiği ve Afganistan’da Taliban Rejimi ve İran’ın sergilediği kadına yönelik çarpık bir anlayışa karşın, Cumhuriyet henüz ilan edilmeden Çağdaş Türkiye’nin bu alandaki ilk adımının Gazi Mustafa Kemal tarafından Bursa’da atıldığını bu gezinin bir bölümünden anlıyoruz. 11 Ekim 1922 tarihinde gerçekleşen Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sadece 6 gün sonra Bursa’ya gelen Gazi Mustafa Kemal, kadın ve erkeklerden oluşan bir grubun birlikte izlediği ve belki de ilk kez bu şekilde yapılan bir toplantıya katılır ve onlara hitap ederek ilk adımı atar. Bu adım Cumhuriyet’in de ilk işaret fişeğidir.

Araştırmacı-yazar Nezaket Özdemir’in “Ulusal Basında Atatürk’ün Bursa Gezileri” kitabının bir bölümünde, Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nin Osmanlıca yazılmış haberinden Türkçeye çevrilerek bu olay  şöyle anlatılıyor:

“İstanbul’un 470 mümessili Bursa’da”

 “Dün, paşalar hazeratı ile beraber gelen yolcular bize Türklüğün şimdiye kadar görmediği ulvi bir manzarayı anlattılar. Öyle bir manzara ki, değil yalnız orada hazır bulunanları, anlatırken de bizleri ağlatmıştır.

Muallim hanımlar ve muallim beyler diyoruz, bu cümleler Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nindir ve muhterem mürebbilerimiz (eğitimciler) için Bursa’da “müennes” (kadın) kelimesini bir kez bile olsun kullanmamışlardır. Bu heyet İstanbul’dan, Başkumandan Paşa Hazretleri’nin Bursa’da olduklarını haber alınca derhal yola çıkmış ve ayın 27. Akşamı Mudanya’ya gelmiştir. Heyet Bursa istasyonunda inince derhal yaya olarak ve önlerinde mızıkaları ile Başkumandan Paşa Hazretleri’nin ikametgâhları önüne gelmişler ve heyecanlı yaşa sadaları ve alkışlarıyla kendilerini selamlamışlardır. Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, refakatlerinde Fevzi (Çakmak), İsmet(İnönü, Kazım (Karabekir) paşalar hazeratı olduğu halde derhal aşağıya inmişler ve heyetin hepsinin ayrı ayrı hatırlarını sormuşlardır. Bu evet Türklüğün şimdiye kadar görmediği ve hiçbir millet reisinin mazhar olamadığı bir manzara olmuştur.

Kadın, erkek bütün ziyaretçiler Paşa Hazretleri’nin ellerini öpmeğe başlamışlar, ziyaretçileri ve paşaları gayr-ı kabil-i zapt (zapt edilmesi mümkün olmayan) bir heyecan ağlatmıştır. Bilhassa kadınların derin ve ince hıçkırıkları hazirun üzerinde pek büyük bir tesir icra etmiştir. Bu selamlaşmadan sonra paşalar hazeratı yukarı çıkmışlar ve heyet azası birer resmi geçit halinde sıra ile yukarı çıkarak ziyaretlerinde bulunmuşlardır. Aşağıdaki manzara bu kere daha yukarıda tekerrür etmiş ve herkes yeniden büyük heyecanla ağlamaya başlamışlardır.

Bundan sonra Şark sinemasında pek muhteşem bir müsamere verilmiş ve pek büyük bir muvaffakiyetle nihayetlenen müsamereden sonra heyet ve hazirun  birbirine karışarak pek samimi bir musahabe (sohbet) başlamıştır.

Heyet azasından her biri ellerindeki kağıtlara birer hatıra olmak üzere paşaların imzalarını attırmışlardır. Gece geç vakit heyecanlı alkışlar arasında müsamere mahalli terk edilmiştir.

Hakimiyet-i Milliye / 30 Teşrinevvel (Ekim) 1922

Bu anlatımda geçen birkaç yeri şöyle tarif edebiliriz. Gazi Paşa’nın kaldığı mekân, Bursa eşrafından ve de belediye başkanlığı da yapmış olan Yağcı Cemal Bey’in Altıparmak Stadyum Meydanı’ndaki konağıdır ( Şu anda BTSO bürosudur ). Ne yazık ki, bu güzel yapı önce doğumevi olarak kullanılmış, sonra da uzun yıllar SSK hastanesi ve idari merkezi olarak da hizmet vermiştir.

İstanbullu heyetin trenden indiği istasyon da, şimdiki Merinos İstasyon Cafe olarak kullanılan binadır. Hepsinden önemlisi de metinde “Şark Sineması” olarak geçen yapı, Fransızlar tarafından 1912 yılında inşa edilen Şark Oteli’dir. Bir ara Saray Sineması olarak kullanılmıştır. Gece kulübü olarak da bilinir. Sonra, sahipleri tarafından bir fast food markasına satılır. Şimdiler de Setbaşı Köprüsü yanında boş bir halde bulunuyor. Böylece Bursa’da, önemli bir tarihin izleri silinmiştir denebilir..

Gazi Mustafa Kemal’in bu ilk Bursa ziyaretinden çıkan önemli sonuçları bir cümle ile; Lozan Heyeti’nin belirlenmesi, dünyanın önde gelen ülkelerine yeni devletin şifreleri ile demokrasi yönetiminin geleceğinin duyurulması ve de kadın-erkek birlikte bir toplantıya alınarak sosyal anlamda da yeni yönetimin özelliğinin yansıtılması biçiminde özetleyebilirim.

Bu ilk gezi sonrası 29 Ekim 1922 günü Bursa’dan ayrılan Gazi Mustafa Kemal, Ankara’ya döner ve 1 Kasım’da TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada bir kez daha Bursa’da  Le Petit Parizien isimli Fransız gazetesinin muhabirine yaptığı açıklamayı şöyle yineler: “ Ulusun saltanat ve egemenlik orunu, yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir.”

Bu sözlerinin ardından kısa bir süre sonra saltanat kaldırılır.Kentimizden 29 Ekim günü dönüşü ve ardından 1 Kasım’da saltanatı kaldırışı, adeta Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin ilk müjdesinin Bursa’da verildiğinin bir göstergesi olur.

NOT: Gelecek hafta 28 Ekim 1923 gecesi yaşananlar…

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.