Hava Durumu

Desem ki !

Yazının Giriş Tarihi: 07.05.2025 19:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.05.2025 19:16

Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,

Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,

Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,

Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,

Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,

Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,

Sende tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,

Hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin;

Nimettensin, nimettensin!

Cahit Sıtkı Tarancı…

Şair bu şiiri sevgilisi için yazmış. Ama ben bu dizeler ile bu gün değil, beş altı yaşlarımda, rahmetli teyzemin şiir kitabından bana okurken tanıştım. Anlamı hakkında doğaldır ki, pek farkında değildim. Belki de bana ithafen okumuştu bu şiiri teyzem... Çünkü, edebiyat konusunda çok titiz davranırdı. Seçiciydi… Çarşıya gideceği zaman mutlaka beni de alırdı yanına…Bu açıdan baktığımda nerden elime geçtiyse bu dizeler beni de duygulandırdı.

Desem ki, kelimesi nereden aklıma geldiğini de belirtmeliyim. Bir yakınımız anlatmıştı. Nazım Hikmet Bursa ‘da yargılanırken, örnekleme yaparak, bir çok olumsuz cümleyi birlikte telaffuz ediyor, sonuna da” desem ki” eklemesi ile kusur ya da suçtan kaçıveriyormuş. Yani bu şiirli girişin asıl nedeni aslında “desem ki” diyerek olumsuzlukları veya istenenleri/ beklentileri anlatmak olasıydı. Ama şiir beni de etkilemiş olacak ki, yukarıdaki dizeleri demokratik bir Türkiye ile, gururla ismini andığım Bursa için uyarlama fikri aklımdan geçti.

Ülkemizin şu andaki durumuna bakarak, Tarancı’nın dizelerini önce özgürlüğün hakim olduğu, eşit vatandaşlığın hüküm sürdüğü, yoksulluk yaşanmayan, hukuk devleti sıfatını hak eden bir Türkiye’ye adıyor, atfediyorum.

Sonra daaaaa…..Doğup, büyüdüğüm ismi ile gururlandığım, yaşamaktan haz duyduğum, şehrim Bursa’ya söylemiş oluyorum.

Galiba bugün, satırlarımı bu çok anlamlı ama makale yazarlığı yapan birine pek de uygun olmayacak giriş yaptım. Aslına bakılırsa, o kadar da garip değildi yaptığım. Örneğin, her cümleye başlarken, şairin yaptığı gibi “desem ki” tekrarı yaparak, arzularımızı, beklentilerimizi yazarak, iyi bir idareyi kast etmiş olmaz mıyız? Özetle “desem ki” girişi her konu için çok elverişli bir satır başlangıcı…

Örnekleme de yapmak olası. Bir kaçını sıralayabilirim.

Desem ki, sizin hukuk anlayışınız hava kadar, su kadar yeterli. Ayrım yapmadan her kez eşit yurttaşlık hakkından yararlanabiliyor.Kimse mahkeme kapılarında beklemiyor ve adalet terazisi cam kadar şeffaf, dereler kadar berrak…

Desem ki “Benim ülkemde, kimse yatağa aç girmiyor. Vatandaş, uygar ülkelerde olduğu gibi eşit işe eşit ücret alıyor ve çok çalışıp çok kazanıyor. İş yaşamındaki adalet, adeta bir pınarın şırıltısı gibi, insana huzur veriyor.

Desem ki; “ Benim ülkemde kimse adaleti bulmak için mahkeme kapılarında beklemiyor, yasaların ışığında her alanda hakkını alıyor bu durum adeta hafif bir imbat gibi yürekleri serinletiyor.

Desem ki, benim ülkemde hiçbir çocuk, eğitim diyerek, çalıştırılmıyor, angarya yapılmıyor ve de gençler bilgi edinirken, harçlıklarını da temin ediyor. Sanki bir çalar saatin tıkırtısı gibi, onlara huzur ve güven veriyor.

Desem ki; “Benim ülkemde, hiçbir politikacı, düşüncelerinden dolayı hırpalanmıyor, kamu düzeninin onlara sağladığı güven ile, her sözleri, her açıklamaları, dikkatle dinleniyor ve hakaretsiz bir ortamda kendini ifade ediyor. Bu durum onları adeta bir gülün kokusu gibi mutlu ediyor.

Desem ki; “Benim şehrimde, herkes işe, aşa ve kararınca eğlenceye kolayca ulaşıyor, bu durum herkese, şırıl şırıl akan bir derenin huzurunu veriyor.

Desem ki; “ Benim ülkemde, Meclis çalışmaları, karşıt guruplara karşın, parlamenterlerin saygılı, kırıcı olmayan ve hakları çiğnemeden bir münazara gibi nezih bir ortamda geçiyor.Milletin vekilleri, birbirine bırakın yumruk atmayı, laf bile atmıyor. Herkes süresinde kibar bir dille meramını anlatıyor. Yasalar da bu huzurlu ortam sonucu, kolayca ve toplumun tüm kesimlerinin lehine olarak çıkarılıyor. Adeta öğretmenin sıcak duygularını öğrencileri ile paylaşır gibi, vatandaş ile vekili arasında kaplıca suyu kadar sıcak, onun kadar şifalı yasalar ile mutlu mesut yaşıyor.

Desem k; Benim kadim şehrimde, can sıkıcı siyasi çekişmeler, toplumu rahatsız edecek hiçbir olay yaşanmıyor. İlgili ve yetkililerin, hakça, cefakârca çalışması ile, topluma her daim Uludağ’ın ilk bahar serinliğini yaşatıyor.

İşte böyle sevgili dostlar. Bir şiirden yola çıkarak “harikalar dünyasında “ hem de uykuda değil de bir makalede yaşayıp gidebiliyoruz.

Bu yazdıklarıma ne desem ki….?????

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.