Her şey Cumhurbaşkanlığı yolunda önemli aşamaları geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu ilginç çıkışı ve CHP Genel Merkezi’nin de bunu onaylaması üzerine başladı.
Bu hareketin bir yanı da, İktidar kanadını erken seçime ikna etmekten geçiyordu. Bu durum muhalif seçmende olumlu etki bıraktı ve moral verdi. Ama bu gelişmeler İktidar kanadını, savcılık eli ile harekete geçirdi ve İmamoğlu ile belediyedeki A takımı göz altına alınarak tutuk evine kondu. Böylece , İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı yoluna koskocaman bir taş kondu. Yetmedi ve toplum tarafından pek de anlaşılamayan kısa bir süreç ile İmamoğlu’nun üniversite diploması da iptal edildi.Böylece, cumhurbaşkanlığı adaylığı yolu, yetersiz öğrenimi nedeni ile iyice kapatıldı. Yanlış hatırlamıyorsam, bu anlamda pek de görülmeyen bir yöntemdi diploma iptali. Daha önce, sahte diploma ile doktorluk yapanlara, yine aynı yol ile kendisini farklı kimlikler ile tanıtanlara alışkındı toplumumuz. Bu kez durum oldukça farklıydı. İmamoğlu ile birlikte, aynı üniversiteden aynı yıllarda diploma alarak yıllardır kendi alanlarında mesleklerini sürdüren çok sayıda eğitimci ve bilim insanının da bu kutsal belgeleri de iptal edilerek, buna yaygın bir iptal kararı havası verildi..
Bu kararı alan kurul da, bu işlem için pek de yeterli/ geçerli değildi. Ama, dönem ve yönetim sistemi, “Hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukuku” biçiminde değişikliğe uğramıştı. Bu durumu meşrulaştırdı. Ama, mağdurların direnişi, her türlü kötü koşula karşın devam etti. Bu nedenle İstanbul seçmeni de devreye girerek, yapılan mitinglerde alanları doldurdu. Bir de baktık, diplomayı iptal eden kurulun yetkisiz olduğu söylentileri bu kez yayıldı. Ama İktidar için,
“Bu da olmaz” gibi bir kavram geçerli değildi. Tutukluluk halleri, daha da ağırlaştırılarak sürdü gitti ve yaklaşık üç dört aydan beri, emsali görülmemiş bir siyasal dönemden bu günlere geldik…
Türkiye’nin geleceğini belirleyecek, bir diploma iptali, kendine yeni mecralar açtı. Bu alanda benzer ve gerçek olduğuna inanılan yolsuzluklar da araştırılmaya başlandı ve sonunda, tünelin ucundaki ışık göründü...
“Diploma satın al” isimli hesaplar ortaya çıktı.4 yüz bin lira karşılında sahte hukuk fakültesi diploması verebileceklerini söyleyenlere bile rastlandı. Şimdi bunu bir de canlandırma ile anlamaya çalışalım. Bu yolla ve sahte diploma ile avukatlık yapan bir sahtekârı düşünelim. Öğrendiği yöntemler ile, suçlu birini, aklayabilecek.Yani bir kesimi hak etmediği yere getirirken, bu hukuk katliamı ile, bir diğerinin hakkı gasp edilecek. Büyük bir yönetim zaafı yani…
Aslında, İmamoğlu’nun iptal edilen diplomasaının tartışmaları, İktidar yönetiminin zaaflarını da ortaya koydu. Bu konudaki ilginçlikler birbirini izlemeye başladı. Bu furya, ehliyet sınavlarında, yeterli puanı alamayanların sınav sonucunu değiştirecek düzeye ulaştı. Bunun yapılabildiği yöntem de çok ilginç. Bu konuda yetkili olan Milli Eğitim Bakanlığı Motorlu Taşıt Kursiyerleri E-Sınav sonuçları ile başarısız olanların puanı, Daire başkanının e-imzası kullanılarak değiştirilmiş. Örneğin bir kursiyerin puanı sadece 44 iken 76 yapılarak geçerli not almış ve ehliyetine kavuşmuş! “Her şerde bir hayır vardır” özdeyişi burada tam olarak kendini gösteriyor ve koskoca bir devletin, en yüksek makamının, karşısındaki rakibini sahte diploma gerekçesi ile alt etmeye çalışırken, kendi kontrolündeki yönetim erkinin uğradığı sahteciliğinin farkında olamıyor. Ama toplumumuzun büyük bölümü, böylesi İktidar zaafların da göremiyor, öğrenemiyor. İşin en kötü tarafı da bu sanırım. Bu ve benzer gerçek sahtekarlıklar arasında daha da ilginç olanlar da var.Bu konuya dair bir gazete haberi daha; MEB bünyesindeki denetimsizliklerden çok ilginç bir örnekten bahis açmış. Haber aynen şöyle :
“Denetimler sonucu mevzuata aykırı fiilin işlendiği ‘hayalet sınıf’ kuran
4 özel okulun daha tespit edilmesinin ardından, bu okulların da ruhsatının iptal edilmesiyle son 1 ayda kapatılan özel okul sayısı 10'a yükseldi.”
Demek ki neymiş, bazı fırsatçı özel okullar, hayalet sınıflar oluşturarak diploma dağıtmış oluyor. Çok sayıdaki bu sahtekarlık varken, sadece, cumhurbaşkanı adayı gösterilen birinin yolunu kesmek için, görevini yapan akademisyenleri alet ederek, sudan bir gerekçe ile, onları inanmadıkları bu karar almaya zorlayan bu rejim için ne söylenebilir? Ben bir tanım bulamadım. Bulup da bunu toplum ile paylaşacak bir babayiğit varsa ortaya çıksın da biz de görelim! Bir ihtimal daha var o da sahte bir isimle karşımıza çıkabilir bu babayiğit!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Diploma
Her şey Cumhurbaşkanlığı yolunda önemli aşamaları geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu ilginç çıkışı ve CHP Genel Merkezi’nin de bunu onaylaması üzerine başladı.
Bu hareketin bir yanı da, İktidar kanadını erken seçime ikna etmekten geçiyordu. Bu durum muhalif seçmende olumlu etki bıraktı ve moral verdi. Ama bu gelişmeler İktidar kanadını, savcılık eli ile harekete geçirdi ve İmamoğlu ile belediyedeki A takımı göz altına alınarak tutuk evine kondu. Böylece , İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı yoluna koskocaman bir taş kondu. Yetmedi ve toplum tarafından pek de anlaşılamayan kısa bir süreç ile İmamoğlu’nun üniversite diploması da iptal edildi.Böylece, cumhurbaşkanlığı adaylığı yolu, yetersiz öğrenimi nedeni ile iyice kapatıldı. Yanlış hatırlamıyorsam, bu anlamda pek de görülmeyen bir yöntemdi diploma iptali. Daha önce, sahte diploma ile doktorluk yapanlara, yine aynı yol ile kendisini farklı kimlikler ile tanıtanlara alışkındı toplumumuz. Bu kez durum oldukça farklıydı. İmamoğlu ile birlikte, aynı üniversiteden aynı yıllarda diploma alarak yıllardır kendi alanlarında mesleklerini sürdüren çok sayıda eğitimci ve bilim insanının da bu kutsal belgeleri de iptal edilerek, buna yaygın bir iptal kararı havası verildi..
Bu kararı alan kurul da, bu işlem için pek de yeterli/ geçerli değildi. Ama, dönem ve yönetim sistemi, “Hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukuku” biçiminde değişikliğe uğramıştı. Bu durumu meşrulaştırdı. Ama, mağdurların direnişi, her türlü kötü koşula karşın devam etti. Bu nedenle İstanbul seçmeni de devreye girerek, yapılan mitinglerde alanları doldurdu. Bir de baktık, diplomayı iptal eden kurulun yetkisiz olduğu söylentileri bu kez yayıldı. Ama İktidar için,
“Bu da olmaz” gibi bir kavram geçerli değildi. Tutukluluk halleri, daha da ağırlaştırılarak sürdü gitti ve yaklaşık üç dört aydan beri, emsali görülmemiş bir siyasal dönemden bu günlere geldik…
Türkiye’nin geleceğini belirleyecek, bir diploma iptali, kendine yeni mecralar açtı. Bu alanda benzer ve gerçek olduğuna inanılan yolsuzluklar da araştırılmaya başlandı ve sonunda, tünelin ucundaki ışık göründü...
“Diploma satın al” isimli hesaplar ortaya çıktı.4 yüz bin lira karşılında sahte hukuk fakültesi diploması verebileceklerini söyleyenlere bile rastlandı. Şimdi bunu bir de canlandırma ile anlamaya çalışalım. Bu yolla ve sahte diploma ile avukatlık yapan bir sahtekârı düşünelim. Öğrendiği yöntemler ile, suçlu birini, aklayabilecek.Yani bir kesimi hak etmediği yere getirirken, bu hukuk katliamı ile, bir diğerinin hakkı gasp edilecek. Büyük bir yönetim zaafı yani…
Aslında, İmamoğlu’nun iptal edilen diplomasaının tartışmaları, İktidar yönetiminin zaaflarını da ortaya koydu. Bu konudaki ilginçlikler birbirini izlemeye başladı. Bu furya, ehliyet sınavlarında, yeterli puanı alamayanların sınav sonucunu değiştirecek düzeye ulaştı. Bunun yapılabildiği yöntem de çok ilginç. Bu konuda yetkili olan Milli Eğitim Bakanlığı Motorlu Taşıt Kursiyerleri E-Sınav sonuçları ile başarısız olanların puanı, Daire başkanının e-imzası kullanılarak değiştirilmiş. Örneğin bir kursiyerin puanı sadece 44 iken 76 yapılarak geçerli not almış ve ehliyetine kavuşmuş! “Her şerde bir hayır vardır” özdeyişi burada tam olarak kendini gösteriyor ve koskoca bir devletin, en yüksek makamının, karşısındaki rakibini sahte diploma gerekçesi ile alt etmeye çalışırken, kendi kontrolündeki yönetim erkinin uğradığı sahteciliğinin farkında olamıyor. Ama toplumumuzun büyük bölümü, böylesi İktidar zaafların da göremiyor, öğrenemiyor. İşin en kötü tarafı da bu sanırım. Bu ve benzer gerçek sahtekarlıklar arasında daha da ilginç olanlar da var.Bu konuya dair bir gazete haberi daha; MEB bünyesindeki denetimsizliklerden çok ilginç bir örnekten bahis açmış. Haber aynen şöyle :
“Denetimler sonucu mevzuata aykırı fiilin işlendiği ‘hayalet sınıf’ kuran
4 özel okulun daha tespit edilmesinin ardından, bu okulların da ruhsatının iptal edilmesiyle son 1 ayda kapatılan özel okul sayısı 10'a yükseldi.”
Demek ki neymiş, bazı fırsatçı özel okullar, hayalet sınıflar oluşturarak diploma dağıtmış oluyor. Çok sayıdaki bu sahtekarlık varken, sadece, cumhurbaşkanı adayı gösterilen birinin yolunu kesmek için, görevini yapan akademisyenleri alet ederek, sudan bir gerekçe ile, onları inanmadıkları bu karar almaya zorlayan bu rejim için ne söylenebilir? Ben bir tanım bulamadım. Bulup da bunu toplum ile paylaşacak bir babayiğit varsa ortaya çıksın da biz de görelim! Bir ihtimal daha var o da sahte bir isimle karşımıza çıkabilir bu babayiğit!