Bir kelimenin anlamına araştırırken bir de baktım, iki dev holding yönetimlerinin Devlete ödemediği borçlar önüme çıktı. Borcu oluşturan işlemi öğrenince bu kez öfkelendim. Her ay, otomatik ödemeye bağladığımız elektrik borçlarını bizler dağıtım şirketlerine günü gününe öderken, dev şirketler topladıkları bu yüksek meblağları, başka alanlarda kullanıp TEİŞ kasasına ödememişler. Bu konudaki bir gazete haberi aynen şöyle başlıyor;
“Zorlu Holding tarafından işletilen Osmangazi EUDAŞ’ın 2 milyar 51 milyon TL, Türkerler Holding tarafından işletilen Vangölü EUDAŞ’ın ise 309 milyon TL borcu olduğu belirlendi. TEİAŞ bu borçları tahsil etmeye çalıştıklarını belirtti. TEİAŞ bu konuda , Meclis KİT Komisyonu’nda milletvekillerinin yönelttiği sorulara yazılı yanıt göndermiş.Milletvekilleri, “TEİAŞ’AŞ’a iletim bedelini ödemeyen ve borçlu durumda olan dağıtım şirketleri hangileridir? Bu şirketlerin TEİAŞ’a ödemesi gereken iletim bedeli borçlarının 15 milyar TL’yi geçtiği iddiaları doğru mudur ?”
Soru gayet açık ve net. Ama cevap hakkında bir bilgiye rastlamadım. Şimdi bu can yakıcı durum için, nasıl bir cümle kuracağız? Benim sorum da bu olsun.
Vatandaş, eline geçen aylıklarını kılı kırk yararak idareli kullanmak adına, elektrik gibi, su sarfı gibi, varsa emlak vergisi gibi kamu borçlarını zamanında öderken, en ufak bir gecikmeyi hemen cezaya çeviren yönetim biçimi, nedendir, bu dağ gibi alacaklar için titiz davranmaz? Temmuz ayı başında ara zam yapılması için umut besleyen milyonlarca asgari ücretli ve emekliye, bu hakkı için yan çizen ülke yönetimi, gerekçe olarak yeterli birikimin olmadığını rahatlıkla öne sürebiliyor. Bir de önemli bir açıklama yapıyor. Emekçi ve emekliye yapılacak ara zam, enflasyonu çivisinden çıkarır ve daha büyük bir pahalılık ile karşılaşabilirmiş, bizim gibi sabit gelirliler…Eşit vatandaşlık ilkesinden her saat başı söz eden ülke yöneticileri, bu cümleleri kurarken, vatandaştan tahsil ettiği elektrik iletim borçlarını, söz konusu şirketler, gerekirse akımı keserek zorla alıyor, kendi borcunun kamuya ödemesine sıra gelince yan çiziyor. E,o zaman nerede kaldı eşit vatandaşlık?
Biz sabit gelirliler ve esnaf kesimi her konuda eşitiz diyelim. Borçlarını ödemekten imtina eden bu koca holdinglerin sahiplerini nerede görmeliyiz. Biz eşit vatandaş isek, onlar da “daha eşit vatandaş” mı oluyor bu durumda?
Yasa dışı bahis ve elden kaçan milyarlar
Bazı holdinglerin, dağıtım karşılığı halktan topladıkları paraları, iş kamuya ödemeye geldiğinde yan çizdiklerini sizinle paylaşırken, bir de baktım bir TV haberi “Yasa dışı bahis” diyordu. Tam anlamı ile, dolaşıma girmeyen ve vergilendirilemeyen milyarlık bir kaçak daha…Meğer beterinde beteri varmış. Ülkemizde bir süreden beri sözü edilen ama işin kaynağına bir türlü inilemeyen “Yasa dışı bahis” miktarı 100(yüz) milyar lirayı geçmiş. Ama üzülmeyelim bu konuda ! Çünkü dünya genelinde de yaygınmış bu durum ve Birleşmiş Milletler verilerine göre saptanmış bu miktar. Demek ki, herkesten daha eşit böyle sahtekarlar hemen her ülkede bulunurmuş… Ne yapalım kaderimizmiş madem çekeriz elbette ! Bu yasa dışı bahsin yaygınlaşması da, yasa dışı internet siteleri sayesinde oluyormuş. Teknolojiyi böyle güzel amaçlar için kullanmak da ne kadar ileri bir görüş değil mi ? Ama bir endişem daha var; bir de karşımıza “yapay zeka” diye bir baş belası çıkıyor. Bu sistem yaygınlaştığında, milyonlarca insan işsiz de kalabilirmiş. Konuyu iyi araştıranlar bunu rahatça söyleyebiliyor. Öte yandan bu sistemi iyi çözenler, ona ulaşamayanları, bundan sonra dünya çapında kazıklayabilir demek ki.., Kısa süre önce endişe ile izlediğimiz, İsrail-İran-ABD üçlüsünün kapıştığı ve ne sonuç aldığı pek de bilinmeyen savaşçıklar da ilginç değil miydi? .Buradan ne sonuç çıktı, bizim gibi az eşit milletler de anlayamadı sanırım! Bundan böyle fakir ve çaresiz ülke ve toplumlar da, güçlüler kadar eşit olamayacakları için eriyip gitmeye mahkûmdurlar endişesini de taşıyorum. Dilerim yanılırım da, mutlu, mesut ve yeterli gelire ulaşarak, dünya hayatını tamamlamış oluruz !
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Emekçi vatandaş eşit holdingler daha eşit!
Bir kelimenin anlamına araştırırken bir de baktım, iki dev holding yönetimlerinin Devlete ödemediği borçlar önüme çıktı. Borcu oluşturan işlemi öğrenince bu kez öfkelendim. Her ay, otomatik ödemeye bağladığımız elektrik borçlarını bizler dağıtım şirketlerine günü gününe öderken, dev şirketler topladıkları bu yüksek meblağları, başka alanlarda kullanıp TEİŞ kasasına ödememişler. Bu konudaki bir gazete haberi aynen şöyle başlıyor;
“Zorlu Holding tarafından işletilen Osmangazi EUDAŞ’ın 2 milyar 51 milyon TL, Türkerler Holding tarafından işletilen Vangölü EUDAŞ’ın ise 309 milyon TL borcu olduğu belirlendi. TEİAŞ bu borçları tahsil etmeye çalıştıklarını belirtti. TEİAŞ bu konuda , Meclis KİT Komisyonu’nda milletvekillerinin yönelttiği sorulara yazılı yanıt göndermiş.Milletvekilleri, “TEİAŞ’AŞ’a iletim bedelini ödemeyen ve borçlu durumda olan dağıtım şirketleri hangileridir? Bu şirketlerin TEİAŞ’a ödemesi gereken iletim bedeli borçlarının 15 milyar TL’yi geçtiği iddiaları doğru mudur ?”
Soru gayet açık ve net. Ama cevap hakkında bir bilgiye rastlamadım. Şimdi bu can yakıcı durum için, nasıl bir cümle kuracağız? Benim sorum da bu olsun.
Vatandaş, eline geçen aylıklarını kılı kırk yararak idareli kullanmak adına, elektrik gibi, su sarfı gibi, varsa emlak vergisi gibi kamu borçlarını zamanında öderken, en ufak bir gecikmeyi hemen cezaya çeviren yönetim biçimi, nedendir, bu dağ gibi alacaklar için titiz davranmaz? Temmuz ayı başında ara zam yapılması için umut besleyen milyonlarca asgari ücretli ve emekliye, bu hakkı için yan çizen ülke yönetimi, gerekçe olarak yeterli birikimin olmadığını rahatlıkla öne sürebiliyor. Bir de önemli bir açıklama yapıyor. Emekçi ve emekliye yapılacak ara zam, enflasyonu çivisinden çıkarır ve daha büyük bir pahalılık ile karşılaşabilirmiş, bizim gibi sabit gelirliler…Eşit vatandaşlık ilkesinden her saat başı söz eden ülke yöneticileri, bu cümleleri kurarken, vatandaştan tahsil ettiği elektrik iletim borçlarını, söz konusu şirketler, gerekirse akımı keserek zorla alıyor, kendi borcunun kamuya ödemesine sıra gelince yan çiziyor. E,o zaman nerede kaldı eşit vatandaşlık?
Biz sabit gelirliler ve esnaf kesimi her konuda eşitiz diyelim. Borçlarını ödemekten imtina eden bu koca holdinglerin sahiplerini nerede görmeliyiz. Biz eşit vatandaş isek, onlar da “daha eşit vatandaş” mı oluyor bu durumda?
Yasa dışı bahis ve elden kaçan milyarlar
Bazı holdinglerin, dağıtım karşılığı halktan topladıkları paraları, iş kamuya ödemeye geldiğinde yan çizdiklerini sizinle paylaşırken, bir de baktım bir TV haberi “Yasa dışı bahis” diyordu. Tam anlamı ile, dolaşıma girmeyen ve vergilendirilemeyen milyarlık bir kaçak daha…Meğer beterinde beteri varmış. Ülkemizde bir süreden beri sözü edilen ama işin kaynağına bir türlü inilemeyen “Yasa dışı bahis” miktarı 100(yüz) milyar lirayı geçmiş. Ama üzülmeyelim bu konuda ! Çünkü dünya genelinde de yaygınmış bu durum ve Birleşmiş Milletler verilerine göre saptanmış bu miktar. Demek ki, herkesten daha eşit böyle sahtekarlar hemen her ülkede bulunurmuş… Ne yapalım kaderimizmiş madem çekeriz elbette ! Bu yasa dışı bahsin yaygınlaşması da, yasa dışı internet siteleri sayesinde oluyormuş. Teknolojiyi böyle güzel amaçlar için kullanmak da ne kadar ileri bir görüş değil mi ? Ama bir endişem daha var; bir de karşımıza “yapay zeka” diye bir baş belası çıkıyor. Bu sistem yaygınlaştığında, milyonlarca insan işsiz de kalabilirmiş. Konuyu iyi araştıranlar bunu rahatça söyleyebiliyor. Öte yandan bu sistemi iyi çözenler, ona ulaşamayanları, bundan sonra dünya çapında kazıklayabilir demek ki.., Kısa süre önce endişe ile izlediğimiz, İsrail-İran-ABD üçlüsünün kapıştığı ve ne sonuç aldığı pek de bilinmeyen savaşçıklar da ilginç değil miydi? .Buradan ne sonuç çıktı, bizim gibi az eşit milletler de anlayamadı sanırım! Bundan böyle fakir ve çaresiz ülke ve toplumlar da, güçlüler kadar eşit olamayacakları için eriyip gitmeye mahkûmdurlar endişesini de taşıyorum. Dilerim yanılırım da, mutlu, mesut ve yeterli gelire ulaşarak, dünya hayatını tamamlamış oluruz !