Bazı hakim kararlarına “ adli kontrol şartı ile salıverildi” cümlesi için hayret ederdim ama, acı gerçeği yeni anladım. Bunun iki ana nedeni var. Birincisi toplum psikolojisinin onarılmaz biçimde bozulması. Bu nedenle akla hayale gelmeyecek suç çeşitleri ve suçlu sayısının artması. İkinci de, cezası kesinleşmiş ve ağır hapis cezası alanları bile yatıracak yatak sayısı yeterli değilmiş hapishanelerde…Çünkü, suçlu sayısı hemen her gün artarak yaşanıyor!
Hani şu meşhur “Üçüncü sayfa haberleri” var ya, birkaç gün önceönemli bir gazetenin işte o sayfasına göz attım. Nutkum tutulacaktı. Aklımızın ucundan bile geçmeyecek ya da“bu kadar da olmaz canım” diyeceğimiz suç şekli ve sanıkları görünce, İktidar cephesinin, neden tarım, orman ve mutfak yangınlarını söndürecek gücü kalmadığına iyice kanat getirdim. Çünkü önce suçluları bulup çıkarmak ve gerekeni yapmak lazım. Ama yeni bir hapishane için harcanacak paralar da çok büyümüş! Belki de “Yap-İşlet-Devret” yöntemi ile kavuştuğumuz, oto yolların borcunu bile aratacak kadarmış ! Üstelik suçlu sayısı da 2002 yılından bu yana astronomik biçimde artmış. AKP İktidarı’nın ilk yılında hükümlü sayısı 34 bin, tutuklu sayısı da 24 bin kadarmış. Gelelim günümüze…1 Temmuz 2024 itibari ile, toplam 403 cezaevinde, 295 bin hükümlü, 47 bin kadarı tutuklu olmak üzere toplam 342 bin 526 kişi cezaevlerinde bulunuyormuş.Üstelik bazı cezaevlerine standardın üzerinde yatak konarak önlem alınıyormuş. Şu anda ceza evlerinde toplam kapasite fazlası 47 bin kişi kalıyormuş. Yeni cezaevlerinin maliyetinin ne olduğuna dair bilgiler de var.Şu anda yapılmaya çalışılan Kütahya Domaniç ve Şebinkarahisar ceza evleri için sözleşmedeki bedeller yetmemiş ve yeni ihaleler yapılmış. İkisinin maliyeti 1 milyarın çok üzerindeymiş.
Korku filmini aratmayan cinayetler
Öte yanan bu inşaatlar yapılırken, akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan toplumun bazı fertleri, film sahneleri benzeri cinayet ve suçları işlemeyi sürdürüyor.
Bir önemli gazetenin aynı gün, aynı sayfasındaki haberlerden örnekler…
Eşi boşanma davası açıp evi terk eden adam, tam 4 kızını zeytinliğe götürüp öldürmek için tabancasını ateşlemiş, üçü ölmüş biri de ağır yaralı…Sonrası malum kendini de vurmak istemiş ve o da bir süre sonra can vermiş. Amaç; eşine ders vermekmiş, nasıl olacaksa...Devam ediyorum. Diyarbakır’da 8 yaşındaki kız çocuğu Kur’an Kursu sonrası yola çıkıyor ve 9 gündür kayıp. Son olarak ağabeyi ile görülmüş.O ağabey de pek normal değilmiş. Birine kızınca kendi elini ısırıyormuş.Bu olaya dair henüz olumlu, olumsuz sonuç yok. İlginç bir durum…Diğer önemli bir gazete…Üçüncü sayfadan seçmeler…
Muğla’da Uzaklaştırma verilen koca eşini katletmiş…Kocaeli’nde dükkana silahlı saldırı yapılmış 18 yaşındaki çalışan genç ölmüş…Bu kez Balıkesir’deyiz. Bir baba doğum gününe gitmek isteyen 18 yaşında ve çalışan kızı ile tartışmış ve boğarak olay yerinden kaçmış. Sanki film senaryosu yazılır gibi… Dahası var aynı sayfada…Olay Mersin’de gerçekleşiyor.Maktul 47 yaşındaki bir matematik öğretmeni kadın. Sevgilisi özel bir kurs merkezinde öğretmen…Cinayeti işlediği belirlenmiş ve de fazlası var! Katil erkek öğretmen, sevgilisini öldürdükten sonra, onun kredi kartından iki kez para da çekmiş. Bu da başka bir ruh sağlığı bozukluğu…Bunu neden tekrar ediyorum, çünkü olası suçlular, savunmalarında sürekli “ruh sağlığı bozukluğu” teranesine sığınıyor veya “o an kendimi kaybettim”şeklinde savunma yapıyor az ceza alabilmek için… Şimdi bu durumda bir cümle kursam ve “Türkiye’de toplumun büyük bölümü, nedeni bilinmeyen biçimde akıl sağlığını yitirmiş. Bu yüzden suç oranları patlayıp gitmiş ve bu nedenle, cezaevlerinde yer kalmamış. Yenilerini yapabilmek için de Hazine para yetiştiremiyormuş.İktidar’ın en önemli yatırımı cezaevi olmuş”desemacaba bu cümle kamuoyunda nasıl bir tepki ile karşılanır ?
Bunu bilebilmek oldukça zor. Ama , yine de bu çılgınca işlenen cinayetlerin, hem bireysel, hem de toplumsal bir nedeni olmalı diye düşünüyorum. Toplumsal nedeni herkes farklı düşünülebilir. Ama bu denli anlaşılmaz cana kıymanın da somut bir nedeni olmalıdır!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
En önemli yatırım hapishane mi?
Bazı hakim kararlarına “ adli kontrol şartı ile salıverildi” cümlesi için hayret ederdim ama, acı gerçeği yeni anladım. Bunun iki ana nedeni var. Birincisi toplum psikolojisinin onarılmaz biçimde bozulması. Bu nedenle akla hayale gelmeyecek suç çeşitleri ve suçlu sayısının artması. İkinci de, cezası kesinleşmiş ve ağır hapis cezası alanları bile yatıracak yatak sayısı yeterli değilmiş hapishanelerde…Çünkü, suçlu sayısı hemen her gün artarak yaşanıyor!
Hani şu meşhur “Üçüncü sayfa haberleri” var ya, birkaç gün önceönemli bir gazetenin işte o sayfasına göz attım. Nutkum tutulacaktı. Aklımızın ucundan bile geçmeyecek ya da “bu kadar da olmaz canım” diyeceğimiz suç şekli ve sanıkları görünce, İktidar cephesinin, neden tarım, orman ve mutfak yangınlarını söndürecek gücü kalmadığına iyice kanat getirdim. Çünkü önce suçluları bulup çıkarmak ve gerekeni yapmak lazım. Ama yeni bir hapishane için harcanacak paralar da çok büyümüş! Belki de “Yap-İşlet-Devret” yöntemi ile kavuştuğumuz, oto yolların borcunu bile aratacak kadarmış ! Üstelik suçlu sayısı da 2002 yılından bu yana astronomik biçimde artmış. AKP İktidarı’nın ilk yılında hükümlü sayısı 34 bin, tutuklu sayısı da 24 bin kadarmış. Gelelim günümüze…1 Temmuz 2024 itibari ile, toplam 403 cezaevinde, 295 bin hükümlü, 47 bin kadarı tutuklu olmak üzere toplam 342 bin 526 kişi cezaevlerinde bulunuyormuş.Üstelik bazı cezaevlerine standardın üzerinde yatak konarak önlem alınıyormuş. Şu anda ceza evlerinde toplam kapasite fazlası 47 bin kişi kalıyormuş. Yeni cezaevlerinin maliyetinin ne olduğuna dair bilgiler de var.Şu anda yapılmaya çalışılan Kütahya Domaniç ve Şebinkarahisar ceza evleri için sözleşmedeki bedeller yetmemiş ve yeni ihaleler yapılmış. İkisinin maliyeti 1 milyarın çok üzerindeymiş.
Korku filmini aratmayan cinayetler
Öte yanan bu inşaatlar yapılırken, akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan toplumun bazı fertleri, film sahneleri benzeri cinayet ve suçları işlemeyi sürdürüyor.
Bir önemli gazetenin aynı gün, aynı sayfasındaki haberlerden örnekler…
Eşi boşanma davası açıp evi terk eden adam, tam 4 kızını zeytinliğe götürüp öldürmek için tabancasını ateşlemiş, üçü ölmüş biri de ağır yaralı…Sonrası malum kendini de vurmak istemiş ve o da bir süre sonra can vermiş. Amaç; eşine ders vermekmiş, nasıl olacaksa...Devam ediyorum. Diyarbakır’da 8 yaşındaki kız çocuğu Kur’an Kursu sonrası yola çıkıyor ve 9 gündür kayıp. Son olarak ağabeyi ile görülmüş.O ağabey de pek normal değilmiş. Birine kızınca kendi elini ısırıyormuş.Bu olaya dair henüz olumlu, olumsuz sonuç yok. İlginç bir durum…Diğer önemli bir gazete…Üçüncü sayfadan seçmeler…
Muğla’da Uzaklaştırma verilen koca eşini katletmiş…Kocaeli’nde dükkana silahlı saldırı yapılmış 18 yaşındaki çalışan genç ölmüş…Bu kez Balıkesir’deyiz. Bir baba doğum gününe gitmek isteyen 18 yaşında ve çalışan kızı ile tartışmış ve boğarak olay yerinden kaçmış. Sanki film senaryosu yazılır gibi… Dahası var aynı sayfada…Olay Mersin’de gerçekleşiyor.Maktul 47 yaşındaki bir matematik öğretmeni kadın. Sevgilisi özel bir kurs merkezinde öğretmen…Cinayeti işlediği belirlenmiş ve de fazlası var! Katil erkek öğretmen, sevgilisini öldürdükten sonra, onun kredi kartından iki kez para da çekmiş. Bu da başka bir ruh sağlığı bozukluğu…Bunu neden tekrar ediyorum, çünkü olası suçlular, savunmalarında sürekli “ruh sağlığı bozukluğu” teranesine sığınıyor veya “o an kendimi kaybettim”şeklinde savunma yapıyor az ceza alabilmek için… Şimdi bu durumda bir cümle kursam ve “Türkiye’de toplumun büyük bölümü, nedeni bilinmeyen biçimde akıl sağlığını yitirmiş. Bu yüzden suç oranları patlayıp gitmiş ve bu nedenle, cezaevlerinde yer kalmamış. Yenilerini yapabilmek için de Hazine para yetiştiremiyormuş.İktidar’ın en önemli yatırımı cezaevi olmuş”desem acaba bu cümle kamuoyunda nasıl bir tepki ile karşılanır ?
Bunu bilebilmek oldukça zor. Ama , yine de bu çılgınca işlenen cinayetlerin, hem bireysel, hem de toplumsal bir nedeni olmalı diye düşünüyorum. Toplumsal nedeni herkes farklı düşünülebilir. Ama bu denli anlaşılmaz cana kıymanın da somut bir nedeni olmalıdır!