Bu hafta, NOT Defteri’min ekmek sayfasını açıyorum. Kısa süre önce Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kurucusu olduğu BESAŞ, halk ekmeğine astronomik bir zam yaptı. Bu nedenle Türkiye’deki ilklerden biri ve kısa adı BESAŞ olan Bursa Belediyesi Ekmek A.Ş.’nin kurucusu dönemin Bursa Belediye Başkanı Eroğlu ile yıllar önce yaptığım söyleşiden bir pasaj sunacağım.Aslında bu söyleşi beş başkanın bir sabah kahvaltısında bir araya geldiği 2014 yerel seçimi öncesi yapılmıştı. Dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin davetlisi olarak, hayatta olan diğer dört başkan, Erdoğan Bilenser,Erdem Saker, Recep Altepe ve Ekrem Barışık bir araya gelmiş ve hepsinden, dönemlerinin en önemli projesini ve ilginç buldukları gelişmeleri dinlemiştik. Eroğlu, 12 Eylül İhtilali nedeni ile görev süresinin çok kısa olduğunu vurgulayarak, BESAŞ’un kuruluşunu öne çıkarırken, dönemindeki diğer gelişmeleri de özetlemişti. Şimdi bu açıklamayı Eroğlu’nun sazı cümleleri ile aynen de vereceğim.
Eroğlu ve gurur kaynağı BESAŞ
Takvimler 11 Aralık 1977 tarihini gösteriyordu…Türkiye, yerel ve genel seçimi birlikte yapacaktı. Seçim bitmiş sandıklar açılmış ve Bursa için sürpriz bir sonuç ortaya çıkmıştı. Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 14 Mayıs 1950’den bu yana, yani 27 yıl sonra Bursa’da seçim kazanamayan Cumhuriyet Halk Partisi, bu kez belediye başkanlığını elde etmişti.
12 Eylül 1980 darbesi sonucu, 2 yıl 9 ay gibi kısa bir görev süresi yaşamıştı Eroğlu...
Eroğlu ile emeklilik döneminde, yeni kurduğumuz SİVİLAY derneğinde de birlikte olduk.
Daha önce de belgesel çalışması yaparken o günlerdeki anılarını dinlemiştim.
1933 yılında İnegöl’de doğmuştu. Yokluk içinde geçen çocukluk döneminin ardından öğrenimini Bursa, Ankara ve İTÜ mimarlık bölümünde bitirmişti. Çalışarak öğrenimini sürdürdüğünü gururla anlatırdı. Politik sahnede yer alışı da Bursa Belediye Meclisi üyesi olmasıyla başlamıştı. Sonra da CHP’nin Bursa adayı oluyordu. Seçim çalışmaları sırasında neyin üzerinde durduğunu da ilginç biçimde hikaye ederdi:
“1973 ve 1977 dönemi zaten Bursa Belediye Meclis üyesiydim. Belediye çalışmalarında başarılıydım. Yapıcı bir belediye meclis üyeliği dönemi geçirdim ben. O koşullarda insanın belediye başkanı olmasında faydalar sağlıyor. Şöyle sağlıyor: Bursa bir kıtlık, susuzluk dönemi yaşadı ı977’de.Başkan İsmet Tavgaç’ın evini bastı insanlar, bakraçları alıp… İsmet Ağabey, buna çok üzüldü, büyük üzüntü de duydu, biliyorum, benim de komşumdu aynı zamanda. Biz bu su problemini işledik propaganda olarak, mahallelerde yaptığım toplantılarda su problemini nasıl çözeceğimizi anlatmaya çalıştık.Bunun yanı sıra arkadaşlarım ben konuşma yaparket tıssss…tısss”diye ses çıkararak, susuzluğun altın çiziyordu…”
Başkan Eroğlu, seçim başarısını özetlerken Türkiye genelindeki eğilimi öne çıkarmıştı:
“AP’nin kalesi olan bütün iller düştü. İstanbul, Ankara, İzmir, İçel, Kayseri, Aydın… Düşünebiliyor musunuz Adnan Menderes’in kalesi… Hepsi sosyal demokrat, demokratik sol düşünceye sahip olan belediyeler haline geldi.”
Seçimdeki rakibi mevcut başkan İsmet Tavgaç ve Adalet Partisi İl Başkanı Turhan Tayan, bu başarıyı yurt genelinde esen Ecevit rüzgarına bağlıyorlardı.
12 Eylül 1980 darbesi ile kesintiye uğrayan demokrasi, Mustafa Eroğlu’nun görev süresini de 2 yıl 9 ay ile sınırlandırıyor, bu süreye genellikle kent içi ulaşım düzenlemeleri sığabiliyordu.
Eroğlu, bunun dışında Haşim İşcan Caddesi’nin alt yapı çalışmalarını, Atatürk Caddesi’ndeki kavşak düzenlemelerini yapıyor, belediye otobüs filosunu genişletiyordu. Ancak merkezi hükümetten gerekli desteği bulamamasını şu cümlelerle ifade ediyordu:
“Devletten para yardımı fazla alamadık. Başbakanımız Ecevit olmasına rağmen ben 90 milyon para almak için haftalarca Ankara’da nöbet tuttuğumu bilirim.”
Mustafa Eroğlu, sosyal demokrat bir partinin belediye başkanı olarak, farklı uygulamalar içinde olmaya çalışıyordu. Bu anlamda en önemli projesi, günümüzde de etkinliğini sürdüren BESAŞ’tı. Fırıncı grevlerinden doğan BESAŞ için, önce tarafların temsil edildiği yönetim kurulunu oluşturan Mustafa Eroğlu, bu girişimin 12 Eylül darbesi ile kesintiye uğrayacağını bilemezdi. BESAŞ ara dönem sonrası ekmek üretimine geçtiğinde takvimler 1983’ü gösteriyordu. Bundan da önemlisi, CHP’li başkan sıfatıyla başlattığı projeye yani BESAŞ’a “genel müdür” olarak atandığında, Bursa Belediye Başkanlığı’na önce atama ile gelen sonra da ANAP’tan seçilen Ekrem Barışık’tı. Darbe sonrası, yargılanan ve bir ihale yüzünden yüklü bir tazminat da ödeyen Mustafa Eroğlu, göz bebeği BESAŞ için tüm belediye başkanlarının katkısını takdirle anlatıyordu. Ruhu şad olsun…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Eroğlu ve gurur kaynağı BESAŞ
NOT DEFTERİ
Bu hafta, NOT Defteri’min ekmek sayfasını açıyorum. Kısa süre önce Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kurucusu olduğu BESAŞ, halk ekmeğine astronomik bir zam yaptı. Bu nedenle Türkiye’deki ilklerden biri ve kısa adı BESAŞ olan Bursa Belediyesi Ekmek A.Ş.’nin kurucusu dönemin Bursa Belediye Başkanı Eroğlu ile yıllar önce yaptığım söyleşiden bir pasaj sunacağım.Aslında bu söyleşi beş başkanın bir sabah kahvaltısında bir araya geldiği 2014 yerel seçimi öncesi yapılmıştı. Dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin davetlisi olarak, hayatta olan diğer dört başkan, Erdoğan Bilenser,Erdem Saker, Recep Altepe ve Ekrem Barışık bir araya gelmiş ve hepsinden, dönemlerinin en önemli projesini ve ilginç buldukları gelişmeleri dinlemiştik. Eroğlu, 12 Eylül İhtilali nedeni ile görev süresinin çok kısa olduğunu vurgulayarak, BESAŞ’un kuruluşunu öne çıkarırken, dönemindeki diğer gelişmeleri de özetlemişti. Şimdi bu açıklamayı Eroğlu’nun sazı cümleleri ile aynen de vereceğim.
Eroğlu ve gurur kaynağı BESAŞ
Takvimler 11 Aralık 1977 tarihini gösteriyordu…Türkiye, yerel ve genel seçimi birlikte yapacaktı. Seçim bitmiş sandıklar açılmış ve Bursa için sürpriz bir sonuç ortaya çıkmıştı. Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 14 Mayıs 1950’den bu yana, yani 27 yıl sonra Bursa’da seçim kazanamayan Cumhuriyet Halk Partisi, bu kez belediye başkanlığını elde etmişti.
12 Eylül 1980 darbesi sonucu, 2 yıl 9 ay gibi kısa bir görev süresi yaşamıştı Eroğlu...
Eroğlu ile emeklilik döneminde, yeni kurduğumuz SİVİLAY derneğinde de birlikte olduk.
Daha önce de belgesel çalışması yaparken o günlerdeki anılarını dinlemiştim.
1933 yılında İnegöl’de doğmuştu. Yokluk içinde geçen çocukluk döneminin ardından öğrenimini Bursa, Ankara ve İTÜ mimarlık bölümünde bitirmişti. Çalışarak öğrenimini sürdürdüğünü gururla anlatırdı. Politik sahnede yer alışı da Bursa Belediye Meclisi üyesi olmasıyla başlamıştı. Sonra da CHP’nin Bursa adayı oluyordu. Seçim çalışmaları sırasında neyin üzerinde durduğunu da ilginç biçimde hikaye ederdi:
“1973 ve 1977 dönemi zaten Bursa Belediye Meclis üyesiydim. Belediye çalışmalarında başarılıydım. Yapıcı bir belediye meclis üyeliği dönemi geçirdim ben. O koşullarda insanın belediye başkanı olmasında faydalar sağlıyor. Şöyle sağlıyor: Bursa bir kıtlık, susuzluk dönemi yaşadı ı977’de.Başkan İsmet Tavgaç’ın evini bastı insanlar, bakraçları alıp… İsmet Ağabey, buna çok üzüldü, büyük üzüntü de duydu, biliyorum, benim de komşumdu aynı zamanda. Biz bu su problemini işledik propaganda olarak, mahallelerde yaptığım toplantılarda su problemini nasıl çözeceğimizi anlatmaya çalıştık.Bunun yanı sıra arkadaşlarım ben konuşma yaparket tıssss…tısss”diye ses çıkararak, susuzluğun altın çiziyordu…”
Başkan Eroğlu, seçim başarısını özetlerken Türkiye genelindeki eğilimi öne çıkarmıştı:
“AP’nin kalesi olan bütün iller düştü. İstanbul, Ankara, İzmir, İçel, Kayseri, Aydın… Düşünebiliyor musunuz Adnan Menderes’in kalesi… Hepsi sosyal demokrat, demokratik sol düşünceye sahip olan belediyeler haline geldi.”
Seçimdeki rakibi mevcut başkan İsmet Tavgaç ve Adalet Partisi İl Başkanı Turhan Tayan, bu başarıyı yurt genelinde esen Ecevit rüzgarına bağlıyorlardı.
12 Eylül 1980 darbesi ile kesintiye uğrayan demokrasi, Mustafa Eroğlu’nun görev süresini de 2 yıl 9 ay ile sınırlandırıyor, bu süreye genellikle kent içi ulaşım düzenlemeleri sığabiliyordu.
Eroğlu, bunun dışında Haşim İşcan Caddesi’nin alt yapı çalışmalarını, Atatürk Caddesi’ndeki kavşak düzenlemelerini yapıyor, belediye otobüs filosunu genişletiyordu. Ancak merkezi hükümetten gerekli desteği bulamamasını şu cümlelerle ifade ediyordu:
“Devletten para yardımı fazla alamadık. Başbakanımız Ecevit olmasına rağmen ben 90 milyon para almak için haftalarca Ankara’da nöbet tuttuğumu bilirim.”
Mustafa Eroğlu, sosyal demokrat bir partinin belediye başkanı olarak, farklı uygulamalar içinde olmaya çalışıyordu. Bu anlamda en önemli projesi, günümüzde de etkinliğini sürdüren BESAŞ’tı. Fırıncı grevlerinden doğan BESAŞ için, önce tarafların temsil edildiği yönetim kurulunu oluşturan Mustafa Eroğlu, bu girişimin 12 Eylül darbesi ile kesintiye uğrayacağını bilemezdi. BESAŞ ara dönem sonrası ekmek üretimine geçtiğinde takvimler 1983’ü gösteriyordu. Bundan da önemlisi, CHP’li başkan sıfatıyla başlattığı projeye yani BESAŞ’a “genel müdür” olarak atandığında, Bursa Belediye Başkanlığı’na önce atama ile gelen sonra da ANAP’tan seçilen Ekrem Barışık’tı. Darbe sonrası, yargılanan ve bir ihale yüzünden yüklü bir tazminat da ödeyen Mustafa Eroğlu, göz bebeği BESAŞ için tüm belediye başkanlarının katkısını takdirle anlatıyordu. Ruhu şad olsun…