Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek demiş ki; “Hedefimiz tarımda dönüşüm…” Tarımda dönüşüm nasıl olur benim bilmeme olanak yok.Bu sözlerin devamında gelen cümleler de çok ilginç. Şimşek diyor ki “2025 yılı bütçesinden, değişik adlar altında, değişik unsurlar içeren 706 milyar TL kaynak ayırdık. En az önemli destek kalemimiz de Ziraat Bankası üzerinden kullandırdığımız, çiftçilerimizin finansmana erişimini kolaylaştıran krediler.

Ben de kredi yerine tam destek sanmıştım. Meğer söz konusu destek velhasıl krediden ibaretmiş! Çiftçi bu kredili sisteme tam olarak ayak uyduramıyor ki, bir çoğu tarımdan vazgeçmek üzere…Ne bileyim, haber kaynakları böyle söylüyor. Demek ki, para yerine, krediye ulaşma desteği, tarımda dönüşümü oluşturuyormuş. Bilmiyorduk öğrendik bu sayede…İyi de bir çok sebze meyve kalemi neden hâlâ yurt dışından geliyor ve özellikle Afrika ülkelerinden… Pardon Şimşek’in hakkını yemeyelim. Kullanılan kredi maliyetinin yüzde ellisini bakanlık karşılıyormuş meğer. Şimşek bunu söylemiş dönüşüm diye şimdi anladım, kusuruma bakmayın. Ama ne kadar destek olursa olsun, son günlerdeki zeytin ağaçlarını kökleme operasyonu gündemdeki yerini korurken, bu “değişimli” veya “dönüşümlü” cümleler, çiftçiler başta olmak üzere, hiç birimizi ikna edemiyor. Bunu bilir bunu söylerim.

Nedense, üst düzey bürokratlar “cekli, “caklı” konuşmayı çok seviyor. Sonrası Allah kerim…Şimşek’in bir cümlesi de çok ilginç.”Şoklara karşı ekonomimizi çok daha güçlendireceğiz…”İşte size, ülkemizin diğer bir güçlü bürokratından bir dönüşüm daha…

Vatandaş kiracı ev sahibi devlet olacak

Murat Kurum’un Bakanlığı’na bağlı TOKİ, İstanbul’da , astronomik biçimde artan kira fiyatları için, müthiş bir proje peşindeymiş. Bu harika buluşa göre, TOKİ sosyal konutlar üretecek ve bunları vatandaşa kiraya verecekmiş. Böylece, dar gelirli aileler, ev sahibinin zam baskısı olmadan bütçesine göre konut bulabilecekmiş…Bunun açılımı da şu bence…

“Biz Devlet olarak, ailenizi ev sahibi olacak kadar ücrete ulaştıramıyoruz. Onun yerine, konutu biz yapalım, kiracı da siz olun. Bakın o zaman ev kiraları nasıl düşüyor görün…Bu güne kadar bunu nasıl düşünemedi ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı…Demek ki hareket geçmek için, önce vatandaştan az miktar da olsa para alınacak, böylece finansman sağlanacak, sonra da bunla başka konutların yapımına başlanacak, Yani bir anlamda,” para sizden, ev yapmak bizden” demek olmuyor mu bu projenin aslı ? Bildiğim kadarı ile, Hatay ve Maraş’taki’daki deprem konutları henüz tamamlanamadı. Tamamlansa ne olacak (!) bakanlık depremzededen para alamayacak ki…Demek ki, bu yeni proje, depremzedeyi de kurtaracak ve ev sahibi yapacak! Hiç böyle bir şey duymamıştım şu yaşıma kadar. Ama, 1960 lı yıllarda, sahip olduğumuz evimiz de “kooperatif” marifeti ve yönetimi hak sahiplerinden oluşan bir yapı ile kurulmuştu. O dönemde adı İşçi Sigortaları Kurumu olan bu birim, bankadan krediyi temin etmiş, sonra da evlerin yapımı bitirilmişti. Kredinin yaklaşık yirmi yıllık faizi hesaplanarak bir evin maliyeti ortaya çıkmıştı. Yirmi yıllık sürede ödenmek üzere hak sahipleri evlerine kavuştu.. Aylık ödemelerini yapamayanlardan evler alınarak, bir başka hak sahibine verildi ve böylece ödeme yapılabilmişti. Sonunda, borç ödendi ve hak sahipleri tapuya kavuştu. Yıllar içinde, paranın değeri düşmesi ile, ödemelerin bakiyesi iyice küçüldüğü için kalan miktar bir defa da bile ödeniyordu. Ama bu paraya dair değer kaybı devlet tarafından istenmedi ve çalışan kesim böylece ev sahibi olabildi. Ama o dönem “Eski Türkiye” dönemiydi. Şimdiki Türkiye’ye uyar mı bilemedim! Devlet ev sahipli kiralık konutlarınız hayırlı olsun.