İngiliz yazar Simon Kuper'in yazdığı kitaba ismini veren, 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir' sözü, o kadar ilginçtir ki, herkesin, her toplumun, her ülke yöneticisinin farklı anlamlar yüklediği sihirli bir cümledir. Bunun yorumunu yapmakta herkes özgürdür. Kimine göre, geniş toplum kesimlerini diğer düşüncelerden uzak tutmak adına bir oyuncak ve onları uyutmanın aracıdır. Bunun en tipik örneği de İspanyol diktatör Salazar’dan verilir ve , diktatörlüğünün uzun yıllar sürebilmesini, bazı siyaset bilimciler üç F ile başardığını iddia bile etmiştir. Neydi üç F ona bakalım. Birincisi futbol, diğerleri fiesta ve foda… Fiesta, uzun süren festival benzeri ve toplumun katıldığı etkinlik, Foda ise bu şenliklerin müziğiymiş. Söz konusu o siyaset bilimcilerinin bu yaklaşımı pek de inkar edilecek gibi değildir. Örneğin küçük bir ülke ve onun futbol takımı diyelim ki Dünya Kupası’nda iyi bir derece elde etti. O ülke bundan etkilenmeyecek mi ? Belki de kısa süre için de olsa, yoksulluk, haksızlık ve de mutsuzluğa ara verilmez mi ? Buna sözüm yok diyelim. Ama bir şehrin böyle bir başarısı, orada yaşayanların onuru, en önemli değeri anlamına da gelebilir. İşte Bursa ve işte Bursaspor örneği…
Dört beş yıl içinde, Süper Lig kategorisinden başlayarak, 1.Lig ve 2. Lig’den de düşerek, önceki gün 3.Lig’de grup(Aslında Dördüncü Lig) şampiyonu olan Bursaspor’un, her türlü başarı ve başarısızlığı görmüş, yaşamış olan şehrimiz insanına en azından küçük bir gülümseme ya da çok büyük bir başarı ve onun vereceği keyfi yaşatmayacak mı? Şehrin tüm halkı olmasa da büyük topluluklar, bu başarıyı kendileri kazanmış kadar mutlu olmayacaklar mı?.Hele söz konusu Bursa olunca, sırası ile 2.Lig, Türkiye Kupası ve de Süper Lig şampiyonluklarını yaşayarak, dünyanın en önemli kulüplerinden biri ile(Manchester United) rakip olarak maça çıkmadı mı ? Bir de madalyonun ters tarafı da var. Türk Futbolu’nda komşu Eskişehir ile ilk tribün, ya da maç kavgasını, bu şehir ve onun futbol tutkunları yapmadı mı ? Sonra da barışmasını bilmedi mi ?
Ama, kaybettiğini bulma yolundaki bu son başarısı, bu şehri mutlu etmeyecek mi ? Bundan haberi olmayanlar bile, klakson seslerinin nedenini öğrenince, en azından hafifçe tebessüm etmeyecek mi ?
Buradan hareketle, futbol ve bu alandaki başarılar kaçınılmaz bir mutluluk getirir toplumlara... Konu ile çok yakından ilgili olmayanlar, kısa süre sonra bunu unutur ama, bu spor dalının müdavimleri, aşıkları, ellerindeki bu mutluluk aracına ölümüne sarılır. Yıllar önce İstanbul Büyükşehir takımı ile yapılan deplasman maçına 40 küsur bin Bursalı gitmedi mi ? Ben bu satırları yazarken, Balıkesir yolunda olan, on, on beş bin kişi mutlu biçimde şehrine gelerek, bunu kutlamayacak mı ?İşte sırrı çözülemeyen bu spor dalının maharetleri de bunlar.
Şimdi de, futbolun neden diğer spor branşlarından kat kat fazla izlenen, çok daha fazla önemsenen bir spor dalı olduğuna bakalım. Öncelikle bu sporu yapanları çok daha fazla ilgilendiren yanı, diğer branşlardan daha zor oluşudur. Bana göre bunun açıklaması, elle değil de ayak ile oynanmasıdır. Yıllar önce gazeteci bir arkadaşım sanki buna benzer bir soru yöneltmişti de o anda ben de bu anlamda çok önemli olduğunu düşündüğüm şu cümle ile açıklamıştım.
“ Ayağın ile çayını karıştırabilir misin? “ Benim için futbolun zor taraflarından biri veya en önemlisi de budur. Diğeri de, bazı spor dalları gibi ama onlardan daha fazla oyuncu ile (Mesela Voleybol,hentbol ve Basketbol) takım halinde oynanmasıdır. Çünkü sizin doğru yaptığınızı, takım arkadaşlarınızın bir kısmı yapamayabilir. Ama başarısızlık halinde diğer başka spor dalları gibi onu da paylaşırsınız. Bu konunun tadı kaçmasın diye, futbol üzerinden oynanan, yasal, veya yasa dışı bahis oyunlarını bu olgunun dışında bırakmak isterim. Ama futbolun ardından koşanların önemli bir bölümü bu nedenle futbolu benimsediği için, bu durumu da bir kalemde silip atamayız. Unutmadan, bir de profesyonel futbolun, kulüplere, antrenörlere, futbolculara getirisini de hesaba katmak gerek.
Bursaspor’a gelince, bu manada ilginç bir yeri olan ve ilkleri başaran sonra da, zirveden aşağıya tepe taklak gidebilen bir kulüptür. Ülkemizde Profesyonel Ligler kurulduktan sonra, 2.Lig’e alınan(Beş kulübün birleşmesi ile kurulan kulüplerin ilk örneği) ilk şehir kulübüdür. Türkiye Kupası finalinde ilk kez karşılaşan ve Anadolu Kulübü olarak, Eskişehirspor ile birlikte final oynayan kulüp de Bursaspor ve ilk örnektir. Süper Lig Şampiyonluğu yaşadıktan sonra, üç ligden peşi sıra düşerek, dibi gören de Bursaspor’dur. Bir alt kümeye düştükten sonra, yaptığı başvuruya olumlu yanıt veren mahkemenin kararı ile bir dönemde mahkeme kararı ile yeniden eski yerine dönen de Bursaspor’dur. Yönetmeliğin yanlışlık ile açık bıraktığı bir yerden, Bursaspor Amatör Takımı gibi ikinci ve amatör ekibi ile, Türkiye 2.Lig Şampiyonluğunu bile yaşayan, bu tarihte benzeri olmayan takımı kulüp gibi ayrı bir hükmü şahsiyeti olmadığı için, 1 milyon lira ödenerek yok olanda da Bursaspor’un bünyesinden çıkmıştır.
İşte böyle dostlar. Bu şehir ve onun futbolu severler i(İ) kaybettiği pabucunu bulduğunda, işte böyle önceki gün gibi kutlar.Çünkü tuttuğukulübün takımları benzersizdir her açıdan…Nice başarılı futbol dolu günlere…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Futbol asla futbol değildir !!!
İngiliz yazar Simon Kuper'in yazdığı kitaba ismini veren, 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir' sözü, o kadar ilginçtir ki, herkesin, her toplumun, her ülke yöneticisinin farklı anlamlar yüklediği sihirli bir cümledir. Bunun yorumunu yapmakta herkes özgürdür. Kimine göre, geniş toplum kesimlerini diğer düşüncelerden uzak tutmak adına bir oyuncak ve onları uyutmanın aracıdır. Bunun en tipik örneği de İspanyol diktatör Salazar’dan verilir ve , diktatörlüğünün uzun yıllar sürebilmesini, bazı siyaset bilimciler üç F ile başardığını iddia bile etmiştir. Neydi üç F ona bakalım. Birincisi futbol, diğerleri fiesta ve foda… Fiesta, uzun süren festival benzeri ve toplumun katıldığı etkinlik, Foda ise bu şenliklerin müziğiymiş. Söz konusu o siyaset bilimcilerinin bu yaklaşımı pek de inkar edilecek gibi değildir. Örneğin küçük bir ülke ve onun futbol takımı diyelim ki Dünya Kupası’nda iyi bir derece elde etti. O ülke bundan etkilenmeyecek mi ? Belki de kısa süre için de olsa, yoksulluk, haksızlık ve de mutsuzluğa ara verilmez mi ? Buna sözüm yok diyelim. Ama bir şehrin böyle bir başarısı, orada yaşayanların onuru, en önemli değeri anlamına da gelebilir. İşte Bursa ve işte Bursaspor örneği…
Dört beş yıl içinde, Süper Lig kategorisinden başlayarak, 1.Lig ve 2. Lig’den de düşerek, önceki gün 3.Lig’de grup(Aslında Dördüncü Lig) şampiyonu olan Bursaspor’un, her türlü başarı ve başarısızlığı görmüş, yaşamış olan şehrimiz insanına en azından küçük bir gülümseme ya da çok büyük bir başarı ve onun vereceği keyfi yaşatmayacak mı? Şehrin tüm halkı olmasa da büyük topluluklar, bu başarıyı kendileri kazanmış kadar mutlu olmayacaklar mı?.Hele söz konusu Bursa olunca, sırası ile 2.Lig, Türkiye Kupası ve de Süper Lig şampiyonluklarını yaşayarak, dünyanın en önemli kulüplerinden biri ile(Manchester United) rakip olarak maça çıkmadı mı ? Bir de madalyonun ters tarafı da var. Türk Futbolu’nda komşu Eskişehir ile ilk tribün, ya da maç kavgasını, bu şehir ve onun futbol tutkunları yapmadı mı ? Sonra da barışmasını bilmedi mi ?
Ama, kaybettiğini bulma yolundaki bu son başarısı, bu şehri mutlu etmeyecek mi ? Bundan haberi olmayanlar bile, klakson seslerinin nedenini öğrenince, en azından hafifçe tebessüm etmeyecek mi ?
Buradan hareketle, futbol ve bu alandaki başarılar kaçınılmaz bir mutluluk getirir toplumlara... Konu ile çok yakından ilgili olmayanlar, kısa süre sonra bunu unutur ama, bu spor dalının müdavimleri, aşıkları, ellerindeki bu mutluluk aracına ölümüne sarılır. Yıllar önce İstanbul Büyükşehir takımı ile yapılan deplasman maçına 40 küsur bin Bursalı gitmedi mi ? Ben bu satırları yazarken, Balıkesir yolunda olan, on, on beş bin kişi mutlu biçimde şehrine gelerek, bunu kutlamayacak mı ?İşte sırrı çözülemeyen bu spor dalının maharetleri de bunlar.
Şimdi de, futbolun neden diğer spor branşlarından kat kat fazla izlenen, çok daha fazla önemsenen bir spor dalı olduğuna bakalım. Öncelikle bu sporu yapanları çok daha fazla ilgilendiren yanı, diğer branşlardan daha zor oluşudur. Bana göre bunun açıklaması, elle değil de ayak ile oynanmasıdır. Yıllar önce gazeteci bir arkadaşım sanki buna benzer bir soru yöneltmişti de o anda ben de bu anlamda çok önemli olduğunu düşündüğüm şu cümle ile açıklamıştım.
“ Ayağın ile çayını karıştırabilir misin? “ Benim için futbolun zor taraflarından biri veya en önemlisi de budur. Diğeri de, bazı spor dalları gibi ama onlardan daha fazla oyuncu ile (Mesela Voleybol,hentbol ve Basketbol) takım halinde oynanmasıdır. Çünkü sizin doğru yaptığınızı, takım arkadaşlarınızın bir kısmı yapamayabilir. Ama başarısızlık halinde diğer başka spor dalları gibi onu da paylaşırsınız. Bu konunun tadı kaçmasın diye, futbol üzerinden oynanan, yasal, veya yasa dışı bahis oyunlarını bu olgunun dışında bırakmak isterim. Ama futbolun ardından koşanların önemli bir bölümü bu nedenle futbolu benimsediği için, bu durumu da bir kalemde silip atamayız. Unutmadan, bir de profesyonel futbolun, kulüplere, antrenörlere, futbolculara getirisini de hesaba katmak gerek.
Bursaspor’a gelince, bu manada ilginç bir yeri olan ve ilkleri başaran sonra da, zirveden aşağıya tepe taklak gidebilen bir kulüptür. Ülkemizde Profesyonel Ligler kurulduktan sonra, 2.Lig’e alınan(Beş kulübün birleşmesi ile kurulan kulüplerin ilk örneği) ilk şehir kulübüdür. Türkiye Kupası finalinde ilk kez karşılaşan ve Anadolu Kulübü olarak, Eskişehirspor ile birlikte final oynayan kulüp de Bursaspor ve ilk örnektir. Süper Lig Şampiyonluğu yaşadıktan sonra, üç ligden peşi sıra düşerek, dibi gören de Bursaspor’dur. Bir alt kümeye düştükten sonra, yaptığı başvuruya olumlu yanıt veren mahkemenin kararı ile bir dönemde mahkeme kararı ile yeniden eski yerine dönen de Bursaspor’dur. Yönetmeliğin yanlışlık ile açık bıraktığı bir yerden, Bursaspor Amatör Takımı gibi ikinci ve amatör ekibi ile, Türkiye 2.Lig Şampiyonluğunu bile yaşayan, bu tarihte benzeri olmayan takımı kulüp gibi ayrı bir hükmü şahsiyeti olmadığı için, 1 milyon lira ödenerek yok olanda da Bursaspor’un bünyesinden çıkmıştır.
İşte böyle dostlar. Bu şehir ve onun futbolu severler i(İ) kaybettiği pabucunu bulduğunda, işte böyle önceki gün gibi kutlar.Çünkü tuttuğukulübün takımları benzersizdir her açıdan…Nice başarılı futbol dolu günlere…