Hava Durumu

Futbol asla/sadece futbol değildir !

Yazının Giriş Tarihi: 18.02.2025 18:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.02.2025 18:35

Bu günkü başlığım ithal malı ! Uganda asıllı İngiliz yazar Simon Kuper, çok sayıda futbolcu, antrenör ve yönetici ile görüştükten sonra bu isimle 1994 yılında bir kitap yazmıştı.En iyi kitap seçilerek ödül de almıştı. O tarihte bu kitabın öyküsü ülkemize kadar da gelmişti. Ama bir türlü okuyup anlamak aklımıza gelmedi o günlerde…Bu nedenle , titiz bir araştırma sonucu, Simon Kuper nasıl bir yargıya vardı bilemiyorum. Ama benim de bildiğim, futbol bazen toplumların sesini duyurmak için çok önemli bir araç haline gelmekte…Bu gerçeği en tipik biçimde ulusal takımlarımızın veya Avrupa şampiyonasında oynayan da kulüp takımlarımızın maçlarında görür ve hissederiz.Bu kez bu iki örnek de yeterli değil bir şeyleri anlatmak için…

Profesyonel 2.Lig oluşturulurken ilk kez kapısı çalınan ve sonra lige alınan kulüplerin/ takımların ilkidir Bursaspor… Türkiye 2.Ligi, Türkiye Süper Ligi Şampiyonu ve Türkiye Kupası sahibi, Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finale çıkan bir Anadolu Kulübünün futbol takımıdır aynı zamanda... Ama gün gelir, becerisi olmayan ellerde yaşamını sürdürürken bir alt lige düşer, sonra çıkar, ama yine düşür. Sonunda günümüzün organizesi ile 3.Lig’de oynamaya kadar mahkûm olur. Hatta bunun gerçek adı “Dördüncü Lig”dir aslında…Ne olduysa ondan sonra olur. Her açıdan müthiş bir sessizliğe bürünen Bursa kenti ve halkı, ne ülkenin ilk festivaline ilgi duyar, ne de yaşadığı şehrin Atatürk nazarındaki önemine aldırış eder.Henüz cumhuriyet ilan edilmeden,Bursa’nın işgalden kurtuluşundan sadece 40 gün sonra ilk Bursa ziyaretini yapar ve ölümüne kadar 18 kez gelmiştir kadim şehrimize..Her gelişinde de yeni devletin biçimine dair duyuruları da Bursa’dan yapar.Ulu Önder Atatürk, Bursa’nın Osmanlı beyliğinin devlete dönüştüğü zamanlardaki başkent oluşuna da saygı duyar. Bu durum da pek ilgilendirmez ve onurlandırmaz sevgili hemşerilerimi. Yanı sıra ne de otomotiv ve sanayi kenti oluşundan bile duyacağı gururdan haberi vardır. Sonunda her kesimin gurur duyduğu şampiyon utbol takımını da terk eder ve perde de böyle kapanır. Sonra ne olduysa olur ve genç bir ekip göreve gelir. Bu aslanı yattığı yerden kaldıracağız umudu ile göreve canla başla sarılır. Duyabildiğim kadarı ile, yeni yönetimin çok parlak projeleri tek tek devreye girmiştir. Örneğin kombine biletin, sadece 1.000(bin lira) oluşu da dar gelirli bireyler için bulunmaz bir lütuftur. Bu arada, şehrin yerel yönetimi uzunca bir süre sonra, hem de muhalefet partisine yıllar sonra geçmiş olur.Kulübün genç yönetimi de eskisine geçmiş olsun diyerek işine iyice sarılır. Bu kez ne olduysa, aman naza değmesin(!) İktidar- Yerel yönetim sarmaş dolaş olurlar! Tüm bunlar bu kadim şehir için sanki yeni yeşeren fındık, değil umut dalları gibidir. Ama, tüm ülkeyi saran düşük gelir-yüksek yaşam gerçeği bu kadim kentte de ne yazık ki geçerliğini korumaktadır. Özellikle dar gelirli kesimler, yeme-içme –barınma dışında, en fazla haz duyacağı eğlence amaçlı, ama bir o kadar da ülkeye örnek olacak biçimde heyecan verici umuduyla ve de gurur duyacağı şekilde davranarak, takımını desteklemek için stadyumun tüm koltuklarını doldurur. Bu bir rekordur. Üst liglerden birinin bir haftada getirdiği taraftar sayısını bir maçta kırıp geçen Bursalılar, bu kez kimsenin ulaşamayacağı biçimde bir unvana kavuşmuştur. On beş günde bir Bursa’nın her yönünden akan insan seli, stadyumu tıka basa doldurur ve her mahalle halkını, her partinin sempatizanını, her gelir grubunun liderlerini bir potada eritir ve neredeyse tüm müsabakaların sonunda hiç ağlamadan, sevinerek evine döner ve on beş gün sonrasını iple çeker. Şimdi buna “futboldur böyle şeyler olur. Mesela İngiltere…” Bir dakika oraya girmeyelim, Simon Kuper girmiş ve yetkililere sormuş “Futbol nedir?” diye, hepsi farklı yanıt vermiş. Yani futbol sadece sahada kazanılan bir müsabaka değilmiş. Bende de bu duygu oluşur sürekli çünkü…Bursaspor bol seyirci ve yeterli futbolla maç kazandığında, doğduğum, büyüdüğüm bu kente olan bağlılık ve sevgim bir kat daha artar. Yani bu şehre aşkla, inançla, sevgiyle bağlı olmasam, saha sonucu beni o kadar değil, hiç ilgilendirmezdi. Çünkü, elimizde şehrimizin hatırlanacağı, hayat pahalılığı içinde beni de biraz gülümseten sadece bu sevinç kaldı. Sadede gelirsek. Birkaç yönetici gencin, onlara destek olan siyasi büyüklerinin, bazı varsılların ve de İktidar-Muhalefet-Yerel yönetimlerinin, siyasal rekabetini bir maç süresince rafa kaldırdığı bir anda da oluşmazdı bu binlerce taraftar…Çünkü artık gidecek kapı, başarı beklenecek ne bir yönetim ne de gelecekten umut kalmıştı. Tüm bunların acısını giderecek elimizde kalan tek gerçek, şampiyonun ayağa kalkarak yeniden eski tahtına oturmasına ve Bursa seslerinin göklere yükselmesine kalmıştı.O da bu gelişmelere bakarak gerçekleşecek gibi görünmekte. Unutmayın; futbol asla/sadece futbol değildir sayın okurlarım...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.