Hava Durumu

Gecikmiş bir salgın yazısı

Yazının Giriş Tarihi: 17.01.2024 14:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.01.2024 14:00

Otuz beş yıllık meslek yaşamımda ailemi ilgilendiren ve ölüm ile sonuçlanan bir olayın gerekçelerini yorumlayacağım hiç aklıma gelmezdi. Bilgilendirmeye çalıştığım konu “mevsimsel”  başlığı altında, ülkemizi saran salgın tanımlı bir hastalık ve kayıplar…Yaklaşık bir ay önce babamızı kaybettik salgına benzer bir tanı ile ! Sonra da yaşlı bir çiftin aynı günlerde, aynı şikayetler sonucu vefat ettiğini öğrendim. O arada TV haberleri içinde Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten’in bu konudaki cesur açıklamalarına rastladım.

Ökten  açıklamasında “ Önceki salgın benzeri virüsler hızla yayılıyor. Test yapılmadığı için ne tanı konabiliyor, ne de salgın önlenebiliyor.” diyordu. İşte bu açıklama ve de hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinin doluluğu, kuyruklar, bir süre önce yazdığım ve kenara koyduğum makaleyi, yayınlamamı farz kıldı. Yani gerçek ve gecikmiş bir uyarı ve iç dökmedir bu… Şimdi on beş  gün önce kaleme aldığım,sizler ile paylaşmadığım yazımı, virgülüne dokunmadan aktarıyorum.

 Vatandaş korumasız Sağlık Bakanı maskeli !

Bu ünlemin anlamını daha sonra anlatacağım. Ama önce, bu sıklaşan ölümlerden habersiz ülkemde, TV kanalında gördüğüm,  buna benzer bir haberden alıntı yapacağım.

Türkiye'nin gizli gündemi: Pıhtı salgını

Yalçın Yelence, Pakize Suda, Sadullah Celen hayatını kaybetti… Avukat Celal Ülgen, AKP’li Taner Yıldız, Popstar Mehtap, Sırrı Süreyya Önder hastanelik oldu… Hepsinin ardında aynı sebep var: Pıhtı atması. Yeni yılı hasta karşılayanların sayısı azımsanmayacak derecede çok. Çevrenizde yatak döşek toparlanmaya çalışan birileri muhakkak vardır. Influenzası, Salmonellası, Covid’i dört bir yandan kuşattı bizi…Her ne kadar ağır seyretse de tedavisi görece kolay bu ‘salgın’lar bir yana, peş peşe haberleri gelen, daha da kötüsü ölüme neden olan bir sağlık sorunu daha dikkatlerden kaçmıyor bu aralar: Pıhtı atması…İş dünyasının önde gelen isimlerinden de benzer haberler geldi, gelmeye devam ediyor. Çok ciddi bir komplikasyon olan, felçle hatta ölümle sonuçlanabilen bu hastalık artık neredeyse bir ‘salgın’ halini aldı. Sadece beyne değil akciğere, beyne, kalbe, böbreklere, küçük organlara atabiliyor. Yaş, cinsiyet ayırdı olmadan hemen herkesi vurabilen pıhtı, düzenli spor yapan gençlerde dahi görülebiliyor, ölümlere neden olabiliyor.

Gözde S. Kadıoğlu ODA TV özel

 

Haber aynen böyle, bir de burada söylenenlerden beterini yaşamak var,  …

Tarih 17 Aralık 2023, babamız Remzi Göral’ı bir haftalık bir yoğun bakım  mücadelesinden sonra ne yazık ki toprağa verdik. Ölüm nedeni, açıkça belirtilmeyen “influenza” veya  benzeri virüslerden biri.

Yukarıdaki konu ile bire bir aynı değil belki tanı konusunda, ama yetkili kurumların ve en önemlisi Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda ağzının kapamış/ kapatılmış olması dikkat çekici…Hastanızın yaşı, diğer rahatsızlıkları ne olursa olsun, her sağlık kurumu ve çalışanlarının, en temel görevi ve temennisi onu mümkün olduğu kadar  uzun yaşatmaktır. Bu nedenle, bu ölümlerden sorumlu, az sorumlu kim olursa olsun yine de “ilenmek” istemem…Bu kelimeyi büyük annem kullanırdı ve “Sakın ilenme oğlum” derdi sürekli...Sözlük anlamına baktım ve “Birinin kötü bir duruma düşmesi dileğini gönlünden geçirmek veya açıkça söylemek, beddua etmek …” biçiminde tanımlanıyor. Bunu öncelikle belirteyim. Bunu aklımdan çıkarmayacağım. Şimdi de gerçekler…

Hastamız, ağırlaştıktan sonra, çok önemli iki kamu hastanesine ardı ardına götürülüyor ve “Yoğun bakıma alamayız” cümlesi ile karşılaşılıyor. İkinci ret sırasında, o sırada orada bulunan yakınları, yani hepimiz boş yatağı olan yoğun bakımlı hastane arıyoruz! Boşalan yoğun bakım yatağını elektronik ortamda bildirme durumunda olan bir özel hastane, biraz da bu konudan haberdar oluşu ile kabul ediyor ve tedavi dönemi başlıyor. Yaklaşık bir haftalık mücadele sonunda bu adı konmayan virüse canımız teslim oluyor !

İlgili, yetkili ve bilgili olanlara daha önce danıştığımda, onların en önemlisi ve milletvekili olanı: “Bakanlığa yazılı olarak verdiğimiz soru önergesi yanıtlanmadı. Şahsi olarak bütçe görüşmeleri sırasında karşılaştığım bakan, salgın ve uygulamaya dair sorumu cevapsız bırakarak yürüyüp gitti. (İşte başlıktaki ünlemin yanıtı) Eğer hastane PCR testi yaparak virüse rastlarsa, tedavi için gerekli ilaçları vermek zorunda olacak. Virüsün gerçek adı konursa, belki de 2020 sonu, 2021 yılının başında olduğu gibi, “pandemi” ilan edilmesi gerekecek, hayat duracak. Bu nedenle, özellikle kamuya ait hastanelere talimat gönderilmiş olmalı, bu tür vakalarda yoğun bakıma alınmasın diye…” Bilgili ama, sistem gereği etkili olamayan konusunda uzman ve milletvekili dostumun açıklaması böyle…Bu olay için sizler ne dersiniz? Eğer makalenin başında verdiğim ODA TV haberi ve bu görünmez (!) salgından söz etmeye çalışan muhalif  bir TV kanalı olmasa, sesimizi duyan olabilir miydi? Ülkenin, yayın organlarının yüzde yetmişi, acaba bu konuda neden suskun biliyor musunuz ? Ben bilemiyorum ! Sorular ile sizi daha fazla sıkmak istemem… Toplum sağlığının  bir numaralı görev olduğunu görmek dileğimle…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.