Hava Durumu

Hastane önünde derin bir acı !

Yazının Giriş Tarihi: 12.08.2025 17:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.08.2025 17:03

Bu türkünün öyküsünü öğrendikten sonra, söylendiğinde neden insanı bir hüzün kaplar şimdi anladım. Öykünün iki kahramanından gerçekten çok etkilendim. Birinin hastalığı nedeni ile buluşamayan iki genç aşık ve hazin öyküsüdür bu türkünün anlattığı…Aslında bu makaleyi yazma nedenim ile direkt bir ilgisi yok bu hüzünlü türkü ve kahramanlarının. Ama ortak bir nokta var ikisi arasında. Yine bir hasta ve de hastane önü manzarası …. Anlatayım…Bir kaç gün önce, öğle sonrası ekranda dolaşıyordum. İzmir’deki bir hastanenin bahçesinde bir grup endişeli insanın ağlamaklı görüntüsü vardı.

O sırada TV kanalının muhabiri bu ilginç kargaşayı anlatıyordu. Çünkü, görüntüler de, türküdekine benzer biçimde acılı bir aileye aitti. Türkü ile bu durumun direkt bir benzerliği olmamasına karşın, bu kez, ağır rahatsızlıkları olan bir tutuklunun, sürekli hastane ve cezaevi arasında dolaştırılması üzerine, yakınlarının feryadı oluşturuyordu bu görüntüleri.Tutuklu kişi Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’tı.Her zaman olduğu gibi İzmir’deki bir hastanede yine testten geçmişti. Çıkacak rapor sonucunda, beklentiler ev hapsi alabileceği yolundaydı büyük olasılıkla... Çünkü hastalığı da oldukça ağır ve hapishane ortamında yaşamını yitirme tehlikesi bile vardı. Sadece mama ile besleniyordu çünkü... Bu konu uzun süreden beri kamuoyu tarafından da biliniyordu. Bir çok tanı ve biyopsi , kemik iliği alınması gibi çok ağır testlerden de geçmişti.Hastalıklarının tehlike oranı bu testlerde bir türlü yüksek çıkmadığı için(!) bu eziyeti çekmeye devam ediyordu. Ev hapsi ile, daha iyi bakılarak durumun düzelmesi gerekirken, sürekli test veriyor ve yine hapishaneye dönüyordu. Annesi, babası ve kardeşleri her zaman olduğu gibi hastane önünde çıkışını bekliyordu. Sonuç ne olursa olsun en azından kendisini görecek belki üzülecek, belki de rahatlayacaklardı. Ama, hastane yetkililerine de büyük olasılıkla, yükseklerden gelen bir ses ile, ailenin hastayı görmemesi telkin edilmişti sanki ! Belki de dış görünümü ile hastalığının ağırlaştığı veya canının çok yandığı izlenimini vermemesi ve ailenin dehşete kapılmaması için de bu can yakan önlem alınmış da olabilirdi. Ama yetkililere bu yönde bilgi veya talimat verilmediği/verilemediği için, o acılı insanlar bilgilendirilemiyor ve her dakika acı çekmeye devam ediyorduÇalık’ın yakınları…Yine de bir umutla en azından onu görecekleri için dakikalarca ayakta ve sabırla beklediler, sürekli kapıları gözlediler.O sırada bir hareketlilik oldu hastane önünde ve araçların biri geliyor diğeri gidiiyordu.Ama içinde Çalık yoktu. Aile fertlerinin sinirleri iyece gerilmişti. Beş altı dakika sonra hakikat anlaşıldı. Bir başka yerdeki gizli kapıdan kaçırılarak bir araca konan Mehmet Murat Çalık, yine cezaevinin yolunu tutmuştu. Bunu fark eden o yaşlı ana, baba ve kız kardeşler perişan olmuştu. Kendilerini yerlere atacak gibiydiler, attılar da…O sırada Çalık’ın annesi fenalaştı,onun için ambulans isteyen sesler inletti bahçeyi…

Bu kez ambulans diye bağıranlar da fenalaşmıştı.Ama ne gelen vardı ne giden ne de ambulans… Sanki, geçmiş dönemlerin Yeşilçam filmlerinin o ağır ve acılı sahnelerinden birini izler gibiydik, büyük olasılıkla benim gibi ekran başında olanlar. Bilmeyenler de yanlarındaki kişilere sormuşlardır her halde büyük olasılıkla…Kimdi bu Mehmet Murat Çalık,ne yapmıştı, hastalığı ve suçu neydi? Bu soru da doğal olarak yanıtsız kalmıştı, çünkü hakkında henüz bir suçlamayı gösterecek iddianame yazılamamıştı! Büyük olasılıkla, ekran başındakilerin bir çoğu da gerçeği biliyordu. Henüz hakkında bir iddianame bile hazırlanmayan, ağır hastalıkları olan bir tutuklu, evi yerine yine cezaevine mahkûm edilmişti. O acıklı Yozgat türküsünde olduğu gibi, o anda ölümle biten bir son olduysa diye ben de endişelendim. Ama o çığlıkların nedeni, çaresizlik görüntüleri, en yakınındaki insanı, oğlunu, kardeşini sekiz, on saniye bile görememenin verdiği ıstıraptı aslında ve içler acısıydı. Başlıktaki türkünün hikayesini öğrenince, gerçekten endişe duydum Çalık’ın durumundan… Aynı son yaşanır mıydı türküdeki gibi düşündüm kısa bir an…

İyi yetişmiş başarılı bir insan, neden olduğu bile bilinemeyen gerekçeler ve asılsız iftiralar sonucu hapse konuyor, evinde tedavi edilmek gibi, en gerekli bir insan hakkından yararlanamıyordu. Kısa süre sonra televizyonu kapattım ama bir süre sonra merakımdan yeniden açtım. İyi ki açtım ve kendi kendime söylenmeye başladım “Ey güzel ülkem Türkiye’de, ne kadar çelişkiler dolu bir yaşamımız var. Bir tarafta, en gerekli insani haktan yararlanamayan ve suçluluğu ispatlanamamış, başarılı bir yöneticinin dramı sergilenirken, kısa süre sonra ekranda beliren yeni bir oluşumun ilginç ismi de aynı dakikalarda göründü. Tam olarak ne olduğunu da anlayamadım ama kısa sürede ekrandaki yazılarda gördüm ve öğrendim. “Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” ismini taşıyordu bu toplantının adı ve haber şöyleydi; Terörsüz Türkiye için toplanan heyet , karşılıklı anlaşarak bir sonuca vardı. Meğer, bu toplantının temel amacı, teröristlerin kesin olarak silah bırakması ve belki de af edilerek, normal vatandaş gibi ülkemizde yaşamaları hedefleniyormuş, eğer her konuda anlaşılırsa…Artık terör yılları geride bırakılacakmış. Bu komisyonun çok önemli işlevi de buymuş.

Çok ilginç değil mi, bu slogan ve katılımcı isimlerini duyan biri, hastane önündeki o sahneleri de görse ve nedenini öğrense acaba ne düşünürdü? “Nerede kardeşlik, nerede dayanışma ve nerede demokrasi ve insan hakkı ?” diye sormaz mıydı acaba ? Böyle bir soru yöneltsem kim nasıl yanıt verebilir? Onu bunu bilmem ama ben bir cümle kurarım bu yaman çelişki üzerine… Burası Türkiye, bir türkü de anlatır hüznü, hatta bir hastane bahçesi bile dile gelir haksızlığa karşı… Çünkü, biz Türküz “türkü de çığırırız, ağıt da yakarız. Bir yanda ağlarken, öbür yandaki rezalete de sadece bakarız!”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.