Gazeteciler ve televizyonda program yapanlar, ellerindeki bilgi, belge, hikâye gibi konuların dikkat çekmesini ister ve bu yönde ilginç yöntemler kullanırlar. Ben de bu yöntem uyarak böyle bir başlık attım. Bu ibareyi de bir gazete sayfasında fark ettim. Ülkemiz dünya altıncısı dedikten sonra, açıklama kısmına baktığımda Kartalkaya otel faciasını kast ettiğini anladım. Bu altıncılık, dünyadaki otel yangınlarının altıncı en büyük faciası olarak tarihe geçmiş böylece… Birkaç gün önce de İktidar kanadının “amiral gemisi” o ünlü gazetemiz, hiç kimseyi kollamadan, ülkemizi kahreden yangının nedenlerini, bilirkişi raporuna dayanarak, noktasına virgülüne kadar vermiş. Doğal olarak ilk şaşkınlığımı atlattıktan sonra(!) içeriğine göz attım. Kusurlu, hatalı ve de sorumlu kim varsa, Kültür ve Turizm Bakanlığı dahil, Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü, otel sahipleri, çalışanlar ve de insanların yanarak ölümüne adeta bile isteye denecek kadar kayıtsız kaldığı iddia edilen personel tek tek, rapora kaydedilmiş.Bundan sonrası can acıtıcı, yürek sızlatıcı düzeyde ve vicdanları kanatır cinsten. Aslında bu korkunç duyguları “Yenidoğan Ünitesi çetelerinin marifetlerini okurken yaşamıştık. O minik yavruların nasıl ölüme terk edildiğini insanlığımızdan utanarak duymuş ve ekrandan öğrenmiştik. Galiba bir de yaşlıların yoğun bakıma nakledilmesi meselesi vardı. Ne olduğunu pek de anlamamıştık ! İlginç bir rastlantı olsa gerek, bu iki olaydan kısa bir süre sonra, İstanbul İl Sağlık Müdürü’nün, yorulmuş eski Bakan yerine atandığını öğrenmiştik! Bir süre sonra da Kartalkaya gibi korkunç bir insan ziyanlığı skandalı ile karşı karşıya kaldık. Uzun süre bu yangının çıkış nedeni, suçlu ve sorumluların kimler olduğuna dair konularda,doyurucu bir açıklama duyamamıştık günümüze kadar… Şimdi de, o ünlü gazetemizin yayınladığı, bu skandal otel yangınına dair bilirkişi raporundaki korkunç gerçeklere bir bakalım. Önce bu faciada 36 çocuk, toplam 78 canın yanarak öldüğünü hatırlatalım. İşte bu lanetli rakamlar, Türkiye’yi bu alanda altıncı sıraya oturtmuş ! Bu yeni bilirkişi, sanırım oldukça uzun süren titiz bir çalışma sonrası raporunu yayınlamış. Tam 189 sayfa tutmuş bu önemli rapor…İçeriğinde otelin bu anlamdaki eksikleri, olay anında personelin yaptığı yanlış müdahaleler, ilgili bakanlık ve belediyenin denetim konusundaki ihmalleri, ayrıntılı biçimde anlatılmış. Hepsinden daha vahim ve acı olanı, bilirkişi raporundaki bir paragrafta şöyle anlatılmış. “Yangından haberdar olan mutfak personelinin resepsiyon görevlisi ile irtibata geçtiği belirtilmiş. Buna karşın görevli otel personelinin, doğru uyarı ve tahliye kurallarını işletmediği belirtilmiş. Bundan sonrası tam bir insanlık suçu. Savaşta bile yapılamayacak bir uygulama. Rapora göre, yangından haberdar olan o görevli personel “AYRICALIKLI MİSAFİRLER öncelikle kurtulsun ve de kargaşa olmasın diye, diğer katlardaki misafirleri kurtarmayı bırakın, yangından haberdar bile etmemiş, ya da personele böyle bir talimat vermiş. Nokta, bir daha nokta… Demek ki ülkemizde sıradan vatandaşların yanı sıra, bizim de bilemediğimiz ayrıcalıklı insanlar da yaşıyor demekki…Acaba bu ayrıcalıklı isimler kimler olabilir diye kendime sordum!. Parası çok olanlar mı? personele yüksek meblağda bahşiş verenler mi ? Yoksa kamuoyuna yansımayan ve o sırada otelde konaklayan devlet erkânından birileri mi ? Belki de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda önemli bir görevi olabilecek yetkililer mi ? Raporun metni kadar, bu ayrıcalıklı küçük zümrenin kimlerden oluştuğunu öğrenmek, toplumun ve en önemlisi yangında yakınların kaybedenlerin en tabii hakkı değil mi? Buraya kadar, kamunun bilirkişi eli ile,yaptırdığı araştırma ve açıklanan rapor, hem cesurca hem de takdire şayandı. Ama, ayrıcalığın nereden geldiğini de öğrenme hakkı olmalı bu toplumun… Unuttuğum ve daha önce de belirtilen, bir de otoların öncelikli olarak dışarıya çıkarılması meselesi vardı. Belki iyi niyet ile, yakıt tankerlerinin patlamaya yol açmaması için de olabilir veya o “Ayrıcalıklı kesimin” araçları ile bir an önce yangın mahallinden çıkması da ön görülmüş olabilir!Tam anlamıyla “matruşka” misali bir durum… İçini açınca,çıktıkça çıkıyor ihmal ve insafsızlıklar…Bu çok açık ve cesurca yazılmış rapor ben de bir başka anlamda şüphe uyandırdı. Söz konusu bilirkişi heyeti, bu denli rahat çalışabildiğin göre, artık bu korkunç kazada, kimin direkt veya endirekt ihmal veya suçu varsa cezasını çekecek demektir.Merakım, “sonuna kadar gidin bu facianın” demeye gelecek, emir ve izni acaba hangi makam verdi? Merak işte, insanın içinde uslu durmuyor bir türlü…İşin bu tarafı bir yana, bu felakette yakınlarını feci bir ölüm ile kaybedenlere, Allah sabır versin demekten başka bir çıkar yolumuz olmaması çok can yakıcı...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Kartalkaya ülkemize altıncılık getirmiş!
Gazeteciler ve televizyonda program yapanlar, ellerindeki bilgi, belge, hikâye gibi konuların dikkat çekmesini ister ve bu yönde ilginç yöntemler kullanırlar. Ben de bu yöntem uyarak böyle bir başlık attım. Bu ibareyi de bir gazete sayfasında fark ettim. Ülkemiz dünya altıncısı dedikten sonra, açıklama kısmına baktığımda Kartalkaya otel faciasını kast ettiğini anladım. Bu altıncılık, dünyadaki otel yangınlarının altıncı en büyük faciası olarak tarihe geçmiş böylece… Birkaç gün önce de İktidar kanadının “amiral gemisi” o ünlü gazetemiz, hiç kimseyi kollamadan, ülkemizi kahreden yangının nedenlerini, bilirkişi raporuna dayanarak, noktasına virgülüne kadar vermiş. Doğal olarak ilk şaşkınlığımı atlattıktan sonra(!) içeriğine göz attım. Kusurlu, hatalı ve de sorumlu kim varsa, Kültür ve Turizm Bakanlığı dahil, Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü, otel sahipleri, çalışanlar ve de insanların yanarak ölümüne adeta bile isteye denecek kadar kayıtsız kaldığı iddia edilen personel tek tek, rapora kaydedilmiş.Bundan sonrası can acıtıcı, yürek sızlatıcı düzeyde ve vicdanları kanatır cinsten. Aslında bu korkunç duyguları “Yenidoğan Ünitesi çetelerinin marifetlerini okurken yaşamıştık. O minik yavruların nasıl ölüme terk edildiğini insanlığımızdan utanarak duymuş ve ekrandan öğrenmiştik. Galiba bir de yaşlıların yoğun bakıma nakledilmesi meselesi vardı. Ne olduğunu pek de anlamamıştık ! İlginç bir rastlantı olsa gerek, bu iki olaydan kısa bir süre sonra, İstanbul İl Sağlık Müdürü’nün, yorulmuş eski Bakan yerine atandığını öğrenmiştik! Bir süre sonra da Kartalkaya gibi korkunç bir insan ziyanlığı skandalı ile karşı karşıya kaldık. Uzun süre bu yangının çıkış nedeni, suçlu ve sorumluların kimler olduğuna dair konularda,doyurucu bir açıklama duyamamıştık günümüze kadar… Şimdi de, o ünlü gazetemizin yayınladığı, bu skandal otel yangınına dair bilirkişi raporundaki korkunç gerçeklere bir bakalım. Önce bu faciada 36 çocuk, toplam 78 canın yanarak öldüğünü hatırlatalım. İşte bu lanetli rakamlar, Türkiye’yi bu alanda altıncı sıraya oturtmuş ! Bu yeni bilirkişi, sanırım oldukça uzun süren titiz bir çalışma sonrası raporunu yayınlamış. Tam 189 sayfa tutmuş bu önemli rapor…İçeriğinde otelin bu anlamdaki eksikleri, olay anında personelin yaptığı yanlış müdahaleler, ilgili bakanlık ve belediyenin denetim konusundaki ihmalleri, ayrıntılı biçimde anlatılmış. Hepsinden daha vahim ve acı olanı, bilirkişi raporundaki bir paragrafta şöyle anlatılmış. “Yangından haberdar olan mutfak personelinin resepsiyon görevlisi ile irtibata geçtiği belirtilmiş. Buna karşın görevli otel personelinin, doğru uyarı ve tahliye kurallarını işletmediği belirtilmiş. Bundan sonrası tam bir insanlık suçu. Savaşta bile yapılamayacak bir uygulama. Rapora göre, yangından haberdar olan o görevli personel “AYRICALIKLI MİSAFİRLER öncelikle kurtulsun ve de kargaşa olmasın diye, diğer katlardaki misafirleri kurtarmayı bırakın, yangından haberdar bile etmemiş, ya da personele böyle bir talimat vermiş. Nokta, bir daha nokta… Demek ki ülkemizde sıradan vatandaşların yanı sıra, bizim de bilemediğimiz ayrıcalıklı insanlar da yaşıyor demekki…Acaba bu ayrıcalıklı isimler kimler olabilir diye kendime sordum!. Parası çok olanlar mı? personele yüksek meblağda bahşiş verenler mi ? Yoksa kamuoyuna yansımayan ve o sırada otelde konaklayan devlet erkânından birileri mi ? Belki de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda önemli bir görevi olabilecek yetkililer mi ? Raporun metni kadar, bu ayrıcalıklı küçük zümrenin kimlerden oluştuğunu öğrenmek, toplumun ve en önemlisi yangında yakınların kaybedenlerin en tabii hakkı değil mi? Buraya kadar, kamunun bilirkişi eli ile,yaptırdığı araştırma ve açıklanan rapor, hem cesurca hem de takdire şayandı. Ama, ayrıcalığın nereden geldiğini de öğrenme hakkı olmalı bu toplumun… Unuttuğum ve daha önce de belirtilen, bir de otoların öncelikli olarak dışarıya çıkarılması meselesi vardı. Belki iyi niyet ile, yakıt tankerlerinin patlamaya yol açmaması için de olabilir veya o “Ayrıcalıklı kesimin” araçları ile bir an önce yangın mahallinden çıkması da ön görülmüş olabilir!Tam anlamıyla “matruşka” misali bir durum… İçini açınca,çıktıkça çıkıyor ihmal ve insafsızlıklar…Bu çok açık ve cesurca yazılmış rapor ben de bir başka anlamda şüphe uyandırdı. Söz konusu bilirkişi heyeti, bu denli rahat çalışabildiğin göre, artık bu korkunç kazada, kimin direkt veya endirekt ihmal veya suçu varsa cezasını çekecek demektir.Merakım, “sonuna kadar gidin bu facianın” demeye gelecek, emir ve izni acaba hangi makam verdi? Merak işte, insanın içinde uslu durmuyor bir türlü…İşin bu tarafı bir yana, bu felakette yakınlarını feci bir ölüm ile kaybedenlere, Allah sabır versin demekten başka bir çıkar yolumuz olmaması çok can yakıcı...