Hava Durumu

Madımak’tan günümüze

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2025 20:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2025 20:40

Üzerinden tam 32 yıl geçse de böyle bir katliamı unutmak mümkün olmuyor.

2 Temmuz Çarşamba, Sivas katliamı diye de anılan o can yakıcı olayın yıl dönümü idi. Her yıl dönümü olumlu ve güzel olaylar için olmuyor bu dünyada… Bazen de, benzeri bir kez daha kolayca yaşanmayacak, yürekleri yakan bir vahşeti her yıl anmaya ve anlamaya çalışıyoruz.En azından ekranlardan öğreniyoruz. Kolay yaşanamayacak ifadesini boşuna kullanmadım. Yakın geçmişte, insanların bilerek yakıldığı bir facia ülkemizde yaşanmamıştı çünkü… Bu acı olayı, tarifsiz ve benzersiz kılan, başlıca nedenler de, katliam ile ölümlerin biçimi, iki cenahın da inanç farklılıkları ve dönemin İktidarı’nın olayları önlemekteki zaafıdır. İnsanlık tarihine geçecek biçimde, insanların diri diri yakılması, çok kötü bir örnek olarak tam 32 yıldan beri ülkemiz için bir utanç sembolü olarak ortada durmakta…Madımak Oteli’ni olaydan yıllar sonra görmüş biri olarak, yanarak ölen, ikisi saldırgan guruptan olmak üzere, 35 canın, o küçük binaya nasıl sığdığı ve yan yana nasıl can verdikleri ile madımak kelimesi aklımdan hiç silinmedi.Bir anma günü ve bu etkinlikte kullanılan bir cümle, iki farklı inancı taşıyan kesimden birini ayıran ve çıldırma seviyesine getiren konusu ve de ülke adına getirdiği kara leke, bu olayı, yani katliamı özetlemeye yetmiyor. Bundan böyle yetmeyecek de…

Çünkü bir anlaşmazlığın sonucunda, bir grubu insanlıktan çıkaran, diğer kesimi, yani ölenlerin olay sırasında yaşadığı eziyet, cefa, korku ve acısı ile yüzlerce yıl akıldan çakmayacak biçimde olmuştu. Oysa bu facianın yaşandığı otelin adı ne kadar da naif ve temizmiş. Çünkü madımak, doğada kendiliğinden yetişen, kuzukulağıgiller familyasından, toprak üstünde yatık ve sürünücü odunsu bir gövdeye sahip, yaprakları yenebilen bir bitkiymiş. Bu acı olay sayesinde doğanın bize sunduğu bir nimeti de tanımış olduk. Ama, gerçek şu ki, bu zararsız, kendiliğinden çıkan ve yararlı bitkiyken adını taşıyan o katliam oteli bunu da kirletmiş meğer. Şimdi de sonu katliam ile biten ve yakılarak 35 canı alan o güne dönelim ve yaşananları bir kez daha hatırlayalım;

Pir Sultan Abdal Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında, pek çok sanatçı ve fikir insanı, dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in özel davetlisi olarak Sivas'a gelir. Bu grubun içinde olan Aziz Nesin’in yaptı bir açıklamada, Kur’an aleyhine söylediği sözler ve Müslüman değilim demesi üzerine, galeyana gelen ve de kışkırtılan halk topluluğu, Kültür Merkezi içindekilere, taşlı-sopalı çatışma ile saldırınca, olay fazla büyümeden, polis tarafından zor kullanılarak önlenir.Ama daha sonra Aziz Nesin’in sözleri bir gazetede yayınlanınca olay iyice büyür.Hele, Nesin’in, Peygamberimiz hakkındaki sözleri ve Müslüman değilim" sözünün gazetelerde yankılanması olayı iyice körükler ve gerilimi tırmandırır. Binlerce kişiden oluşan karşıt grup, o küçük çatışmadan sonra, Kültür Merkezinden ayrılıp Hükümet Meydanı'na gelir. Bu kez, Hükûmet Konağını taşlamaya ve slogan atmaya başlayan saldırganlar, ardından, şenliklere katılan sanatçıların kaldığı Madımak Oteli civarına bir kez daha gelerek slogan atmaya devam eder. "Şeytan Aziz!", "Sivas, Aziz'e mezar olacak!" gibi sözlerden sonra sloganlar devlete ve rejime yönelir ve iş büyür. Bu kez, "Kahrolsun laiklik!", "Müslüman Türkiye!", "Yaşasın Şeriat!" sloganları atılır. Olayın rengi değişivermiştir.

Önce Madımak Oteli önündeki araçlar ateşe verilir ve otel taşlanır. Oteldekiler de korku içinde kurtarılmayı beklemeye başlar. Saldırganlar, Oteli henüz yakamadıkları saatlerde Aziz Nesin, Ankara'daki Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'yü arayıp "Bizi kurtarın" der. İnönü buna, "Hiç merak etmeyin, gerekli tedbiri aldık" cevabını verir. Bu arada yetkilileri ve bu olaydaki en önemli bakanı arar İnönü, ama ulaşamaz. Tatil günü olduğu için, yetkili olanlar ve de en yetkili olan da her halde piknik falan yapmıştır o sırada ! !! İnsan haliyle kimdir bu aranıp da bulunamayan yetkili veya yetkililer diye merak ediyor! O dönem Sivas Belediye Başkanı olan ve olaylar karşısında çaresiz, destek bekleyen de, yakın geçmişe kadar politika yapan Temel Karamullaoğlu’dur. Aranan, önemli bakanın da kim olduğunu bilmek, günümüze kadar mümkün olmaz!

Öte yandan Sivas’taki olay gittikçe büyür ve saldırgan grup önce Madımak otelinin perdelerini tutuşturur. Otel, alt katında bulunan eşyalarla birlikte tamamen yakılır. Bu arada saldırganlardan iki kişide olay sırasında yanarak ölür. Kısa süre sonra otel konuğu 33 sanatçı ve yazar da çok acı biçimde can verir. Bu elim ve feci katliam nedeni ile, her yıl 2 Temmuz günü katliam hatırlatılır. Buradan hareket ile, son günlerde gündeme gelen, Hz.Muhammed’in karikatürünün yapılarak, halkın tahrik edildiği iddiası gibi, sanki benzer bir durum ortaya çıkınca, hafızası iyi olanlar, hemen 32 yıl öncesine geri gitmiştir diye düşünüyorum. Ardından da, yıllar önceki bu inanılmaz vahşet ve günümüzde ortaya çıkan karikatür saçmalığı için, ister istemez, kafalar karışıyor. En azından bende bu duygu var. Acaba, Türkiye için, bilemediğimiz, tahmin edemediğimiz yerlerden bazen düğmeye mi basılıyor? Yoksa, karikatür saçmalığı, bazı kesimlerin işine geldiği için, farklı yorumlanarak gündeme getiriliyor veya bilerek böyle mi açıklanıyor.? Geçmişteki bu tür vahşeti, ülke halkı ile birlikte yaşadığınızda, ardından gelen olaylara bakınca da, ister istemez, böyle düşüncelere kapılıyorsunuz. Bendeki izlenim ve şüphe şimdilik böyle…

Acılar da bir topluma yol göstermek için de önemli galiba..

Bir daha yaşanmayacağını umut ederek, bu feci katliamı ve can verenleri bir kez daha rahmetle anıyorum.

.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.