Dün sabah gün ışımadan uyanıp, henüz yüz yıkamadan cep telefonlarını açan hemşerilerim, Bursa Büyükşehir Belediye BaşkanıMustafa Bozbey’in bir açıklamasını gördüler. Bir süreden beri devam eden/ ettirilen Burulaş toplu sözleşme görüşmeleri, Sakarya’dan Bursa’ya gönderilen ve görüşmelerden sonuç alamadığı anlarda “Burulaşı yakarım” gibi bir ifadesi olan bir sendikacı eli ile, 62 yıl sonra benzer bir grevin yapıldığının ilk haberini aldılar. Benzerlik şuradaydı…62 yıl önce, yeni bir Anayasa sonucu, Sendikalar Grev ve Lokavt Kanunu’nun ilk uygulaması yapılmış, Türkiye, BOİ (Bursa Otobüs İşletmesi) marifeti ile,yeni bir hak olan yasal grevin işleyişini böylece öğrenmişti. O günkü gerekçelerden biri de, burada büyük olasılıkla diyeceğim; 27 Mayıs İhtilali’ni yapanlara karşı bir duruştu..İhtilalcilerin, kendi istekleri ile, bilim insanlarına hazırlattıkları Anayasa’nın verdiği bu yasal hak sonucu, hem, işletme çalışanlarına hak ettikleri ücretleri aldırdılar, hem de Menderes ve iki bakanın idamını ve de Demokrat Parti’nin iktidardan indirilişinin rövanşını alır gibi bir amacı da gerçekleştirmiş oldular sanki… Bu kez şimdiki grevin nedenleri arasında , bu kendinden menkul ve kabadayı bir sendikacının yanı sıra veya bir ölçüde nedenlerinden biri de de, CHP’nin 12 Eylül 1980 tarihinden sonra ilk kez Bursa’da kazandığı yerel yönetim seçimi olabilir ! Aradaki yıllarda , kısa süreli olsa da bazı sosyal demokrat partiler , başka isimler ile Bursa seçimini kazandılar ama ömürleri uzun olmamıştı. Bu dönemlerde ve 2002 sonrası AKP başkanlarının yönettikleri dönemlerde de bu grev yaşamamıştı. Hele, son seçimden önceki yaklaşık 5-6 yıllık süreçte, yani Aktaş döneminde, sözleşme sözcüğünü bile duyamadık. Demek ki kardeşçe bir pazarlık olmuş! Bu kez durum farklıydı. Merkezi İktidar’ın günümüzde sergilediği sert politikaya göre, Osmanlı’nın beylikten devlete geçtiği dönemdeki ilk başkenti, bunca yıl sonra, nasıl olur da el değiştirirdi! Belli ki, İktidar bunu hazmedememişti ve bu günlere ve dün sabah şafak vaktine geldik. Bundan sonra olacaklara gelmeden, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in kibarca yaptığı (!) o açıklamayı aynen veriyorum;
“ Değerli hemşerilerim,
Tüm yapıcı ve olumlu tavrımıza rağmen, sendika yönetiminin karşılanması imkansız ve belediye hizmetlerini aksatacak düzeyde talepleri nedeniyle anlaşma sağlanamamıştır.
Önümüzdeki günlerde, günlük hayatın aksamaması için elimizdeki tüm imkanları seferber edeceğiz. Ayrıca Özel Halk Otobüslerimiz çalışmaya devam edecektir. Bursamızın hakkını ve hukukunu her koşulda ve herkese karşı savunmaya devam edeceğiz.”
Bu gerçekleştiğinde, en fazla mağdur olan, özel aracı olmayanlar, hastane ve okul ulaşımını sağlamakta çile çekecekler.Emekliler artık yerlerinden hiç kıpırdayamayacak. Bu durum, İktidar yanlısı, ya da yerel yönetime oy vermeyenleri de etkileyecek. Ekonomik sıkıntı altında hemen her gün daha fazla ezilen kesimler, ulaşım harcamaları ile, daha da mağdur olacak. Bana gelince; grev nedeni ile, en fazla kullandığım araç Bursaray ve yolculuklarımdan mahrum olmamın acısı olacak ama evde oturarak acısını yaşamayacağım. Sadece bu konuda bir dileğim olacak yetkililerden ! Grev fiilen başladıktan hemen sonra; malum genelde davul zurna ile halay çekilir ve oyun havası ile sendikacılar karşılıklı geçerek oynarlar ya... Oyun havası ilk çaldığında, benim de çok özlediğim bir sahneyi bir kez daha görmek isterim. Bursaspor’un galibiyetleri ve şampiyonluk kutlamalarında birlikte maç izleyen Mustafa Bozbey- Faruk Çelik ikilisinin, davula tokmak ilk vurulduğunda, bunun bir hak mücadelesini olduğunu vurgulamak için de olsa, karşılıklı oynamalarını beklerim. Beni kırmayacaklarını da biliyorum! Kusuruma bakmayın, böyle durumlarda kullanılacak en geçerli cümle “İzahı olmayanın mizahı olur” diyerek, tüm Bursalılara ya kolaylıklar diliyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Müjde otobüs grevi Bursa için bir başlangıç!
Dün sabah gün ışımadan uyanıp, henüz yüz yıkamadan cep telefonlarını açan hemşerilerim, Bursa Büyükşehir Belediye BaşkanıMustafa Bozbey’in bir açıklamasını gördüler. Bir süreden beri devam eden/ ettirilen Burulaş toplu sözleşme görüşmeleri, Sakarya’dan Bursa’ya gönderilen ve görüşmelerden sonuç alamadığı anlarda “Burulaşı yakarım” gibi bir ifadesi olan bir sendikacı eli ile, 62 yıl sonra benzer bir grevin yapıldığının ilk haberini aldılar. Benzerlik şuradaydı…62 yıl önce, yeni bir Anayasa sonucu, Sendikalar Grev ve Lokavt Kanunu’nun ilk uygulaması yapılmış, Türkiye, BOİ (Bursa Otobüs İşletmesi) marifeti ile,yeni bir hak olan yasal grevin işleyişini böylece öğrenmişti. O günkü gerekçelerden biri de, burada büyük olasılıkla diyeceğim; 27 Mayıs İhtilali’ni yapanlara karşı bir duruştu..İhtilalcilerin, kendi istekleri ile, bilim insanlarına hazırlattıkları Anayasa’nın verdiği bu yasal hak sonucu, hem, işletme çalışanlarına hak ettikleri ücretleri aldırdılar, hem de Menderes ve iki bakanın idamını ve de Demokrat Parti’nin iktidardan indirilişinin rövanşını alır gibi bir amacı da gerçekleştirmiş oldular sanki… Bu kez şimdiki grevin nedenleri arasında , bu kendinden menkul ve kabadayı bir sendikacının yanı sıra veya bir ölçüde nedenlerinden biri de de, CHP’nin 12 Eylül 1980 tarihinden sonra ilk kez Bursa’da kazandığı yerel yönetim seçimi olabilir ! Aradaki yıllarda , kısa süreli olsa da bazı sosyal demokrat partiler , başka isimler ile Bursa seçimini kazandılar ama ömürleri uzun olmamıştı. Bu dönemlerde ve 2002 sonrası AKP başkanlarının yönettikleri dönemlerde de bu grev yaşamamıştı. Hele, son seçimden önceki yaklaşık 5-6 yıllık süreçte, yani Aktaş döneminde, sözleşme sözcüğünü bile duyamadık. Demek ki kardeşçe bir pazarlık olmuş! Bu kez durum farklıydı. Merkezi İktidar’ın günümüzde sergilediği sert politikaya göre, Osmanlı’nın beylikten devlete geçtiği dönemdeki ilk başkenti, bunca yıl sonra, nasıl olur da el değiştirirdi! Belli ki, İktidar bunu hazmedememişti ve bu günlere ve dün sabah şafak vaktine geldik. Bundan sonra olacaklara gelmeden, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in kibarca yaptığı (!) o açıklamayı aynen veriyorum;
“ Değerli hemşerilerim,
Tüm yapıcı ve olumlu tavrımıza rağmen, sendika yönetiminin karşılanması imkansız ve belediye hizmetlerini aksatacak düzeyde talepleri nedeniyle anlaşma sağlanamamıştır.
Önümüzdeki günlerde, günlük hayatın aksamaması için elimizdeki tüm imkanları seferber edeceğiz. Ayrıca Özel Halk Otobüslerimiz çalışmaya devam edecektir. Bursamızın hakkını ve hukukunu her koşulda ve herkese karşı savunmaya devam edeceğiz.”
Bu gerçekleştiğinde, en fazla mağdur olan, özel aracı olmayanlar, hastane ve okul ulaşımını sağlamakta çile çekecekler.Emekliler artık yerlerinden hiç kıpırdayamayacak. Bu durum, İktidar yanlısı, ya da yerel yönetime oy vermeyenleri de etkileyecek. Ekonomik sıkıntı altında hemen her gün daha fazla ezilen kesimler, ulaşım harcamaları ile, daha da mağdur olacak. Bana gelince; grev nedeni ile, en fazla kullandığım araç Bursaray ve yolculuklarımdan mahrum olmamın acısı olacak ama evde oturarak acısını yaşamayacağım. Sadece bu konuda bir dileğim olacak yetkililerden ! Grev fiilen başladıktan hemen sonra; malum genelde davul zurna ile halay çekilir ve oyun havası ile sendikacılar karşılıklı geçerek oynarlar ya... Oyun havası ilk çaldığında, benim de çok özlediğim bir sahneyi bir kez daha görmek isterim. Bursaspor’un galibiyetleri ve şampiyonluk kutlamalarında birlikte maç izleyen Mustafa Bozbey- Faruk Çelik ikilisinin, davula tokmak ilk vurulduğunda, bunun bir hak mücadelesini olduğunu vurgulamak için de olsa, karşılıklı oynamalarını beklerim. Beni kırmayacaklarını da biliyorum! Kusuruma bakmayın, böyle durumlarda kullanılacak en geçerli cümle “İzahı olmayanın mizahı olur” diyerek, tüm Bursalılara ya kolaylıklar diliyorum.