Hava Durumu

Politikanın dayanılmaz hafifliği !

Yazının Giriş Tarihi: 01.05.2025 20:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.05.2025 20:25

Bu başlığın hakkını verebilmek için, küçük bir araştırma yaparak “politika” kelimesinin sözlük anlamına ulaşmaya çalışıyordum.Yabancı dillerden Türkçeye giren bir çok kelimenin yanında, politikanın yeri çok ayrıdır çünkü… Bu kelimeyi, eğip, büküp her alanda bir çok anlamda kullanırız, ya da kullanılır. Aslında bu kelimenin ardına takılma nedenim, Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki üç hafta önce, kısa adı KADEM olan , Kadın ve Demokrasi Derneği’nin Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada geçen bir ibareden dolayıydı. Çünkü, konuşması sırasında sarf ettiği bazı cümleler, makamı kadar büyüktü ! Aynen aktarayım;

“Kadınlar, 23 senede, sizin buram buram kibir kokan düzeninizi yerle bir etti. Yıllarca büyük bir titizlikle inşa ettiğiniz o cam tavanlar paramparça oldu. Kadınların hayatın her alanında, özgürce yer aldığı, düşüncelerini özgürce ifade ettiği, inançlarını özgürce yaşadığı yeni Türkiye’ye eninde sonunda uyum sağlayacaksınız. Kadın düşmanı zihniyet, AK Parti iktidarı ile artık tarihe karışmıştır,” Bu söylem tam bir politika ürünü müydü diye düşünmeye başladım. İşte bu cümlelerin ardından, “politika” kelimesini yanlış kullanmamak adına, anlamının ardına düştüm. Ama bunu bile tam olarak öğrenemedim. Bu konuda, sözlük biçiminde yapılan açıklamalar bile birbirini tutmuyordu sanki ! İşte o zaman başlık ortaya çıktı;”Politikanın dayanılmaz hafifliği” diye bir başlık beynimden ellerime iniverdi ! Politika konusunda 23 yıldan beri topluma adeta ders veren Sayın Erdoğan, bu kez de öyle cümleler sarf etmiş ki, insanın politika kelimesini defterden silesi geliyor…Bu yaklaşımım, gerçekçi ifadeler kullanmayan her politikacı için de geçerlidir. Bu yorumu yaparken galiba “politika” kelimesinin, dilimize nasıl yerleştiği ve anlamını vermeyi unuttum. Örneğin eski Yunancada politika kelimesinin kökenini, “şehir” anlamındaki “polis/poli” kelimesi oluşturmaktadır...Fransızca sözcük Latince de aynı anlama gelen politica sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca politike "devlet yönetme sanatı." olarak açıklanmış.

Anlamı bile tam olarak tanımlana mayan bu sözcük, gerçekten de, politikacının, yöneticilerin, hatta aile arasında bile eşlerin karşılıklı olarak kullandığı bir yöntem için elverişli demek sanırım en iyisi olacak !Gelelim Cumhurbaşkanı’nın konuşmasındaki cümlelerin mealine…

Doğal olarak, kadının ülke yönetimlerinde yer alması, topluma katılıp, halkı aydınlatma geleneği, bırakın Cumhuriyet Dönemi’ni İmparatorluğa kadar eskiye gidiyor. İlk akla gelen de Halide Edip’in işgal yıllarındaki Sultanahmet Mitingi’nde konuşup, halkı aydınlatma görevi olarak gösterilebilir. Daha eski zamanlarda padişahların yanı başındaki zevcelerinin bir kısmının, onları etkileyerek politika yapması da örnek olabilir.

Gelelim Atatürk Türkiyesi’ne…Bazıları, örnek olarak sunulmasına karşın, kadın hareketinin başlangıcı, Cumhuriyet ilanından kısa süre sonra başlar çünkü…

Defalarca bu satırlarda belirttiğim gibi, Bursa’da da bunun örnekleri vardır .İlk kadın belediye başkan vekili, ilk kadın spor kulübü başkanı Bursa’da görülür. Hele Kurtuluş Savaşı yıllarında, erkeğine cephane taşıyan kadınların fedakarlığı yönetmeye ortaklaşma değil midir? Nene Hatunları, Satı Kadınları nasıl unutacağız. Bursa’da heykeli bile dikilen Kara Fatma, Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasını duysa üzülmez miydi? Daha sonraki yıllardan örneklemek olası… Birincisi, benim okula başladığım altmışlı yılların başlarında, kadın öğretmen sayısı, bazı okullarda erkeklerden bile fazlaydı. Yine Bursalı bir öğretmen Mefharet İnal’ın yazdığı kitaptan matematik öğrenmedik mi ?

O kuşaktan çok önce, Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat ilgilendiği ve ülkemizin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’i nereye koyacağız? Ulu önderin eğitimlerine destek olduğu kadın bilim insanlarını ne yapacağız ? Örneğin Bursalı Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ bu açıklamayı görse acaba ne düşünürdü ? Bir de benim hatırladığım altmışlı yıllarda örnek bir kadın öncü vardı. Bursa’da hakimlik yapan Mürüvvet Yener… Bursalılar tarafından çok tanınan, yetmişli yıllarda görev yapan Mürüvvet Yener’i nasıl unuturuz. Çünkü, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesi ile kamu kurumlarında baş örtüsü, ya da türban yasağı kaldırıldığı için, cam tavanı kıran kadınlardan on yıllar önce, Mürüvvet Yener, görev yaparken, sıkma baş eşarbı ile, tanınır ve “Hakime anne” olarak anılırdı.Az daha unutuyordum.Yine altmışlı yıllardan tipik bir örnek; Bursa doğumlu Behice Boran, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı olarak seçilmedi mi? Az daha unutuyordum…Türkiye’nin ilk kadın Başbakan’ı Tansu Çiller’i beğenir,ya da beğenmezsiniz, ama oturduğu koltuğu da inkâr edemeyiz. Bu örnekler, 23 yıldır ülkeyi yöneten AKaPe İktidar olmadan önceki kadınlar…

Söz konusu açıklamadaki “inancını özgürce yaşayan” cümlesine gelince…Laik bir düzeni kabul etmiş tüm ülkelerde, bu konu, kişi ile inançları konusundaki tercihine bağlıdır. Kendi dünyasında istediğini inanır, istediği gibi ibadetini yerine getirir. Ama toplumsal alanda, kişinin bu duygusunu açığa vurması, kişi ve gruplar arasında ikilik yaratmama adına, laik düzen devreye girmiştir.

Bilmem, verdiğim bu örneklerden sonra, Sayın Cumhurbaşkanımız’ın kendi seçmeni kadınlar için “23 yılda sizin buram buram kibir kokan düzeninizi yerle bir etti.” cümlesini nasıl yorumlarsınız bilemem. Ben de izahı bu kadar…Çünkü politikacı değilim ve siyaset yapmıyorum !

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.