Hava Durumu

Proje

Yazının Giriş Tarihi: 16.04.2025 22:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.04.2025 22:51

Latinceden ülkemize de gelmiş bu kelimenin anlamı, “tasarı, tasarlanmış bir şey” diye tanımlanabiliyor.Genellikle devasa yapılar ya da çok özellikli, toplumu rahatlatacak düzeyde çok büyük tasarımlar için kullanılır. Ülkemizde de, Örneğin; kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi gibi. Amaç bu yörenin çok geniş olan, tarıma elverişli topraklarını yeterince sulayabilmek. 1960 sonrası öne çıkan iki önemli politikacı arasında da bu proje, sahiplenme konusunda tartışılmıştı. Eski Türkiye’nin 27 Mayıs sonrası, 1965 yılındaki seçimle göreve gelmiş genç başbakanı Süleyman Demirel ile daha sonraki yıllarda muhafazakâr seçmenin göz bebeği ve Başbakan olan Turgut Özal arasında tipik bir çekişmeye sahne olmuştu. Demirel’in Isparta şivesi ile “Gapı gaptırmam” cümlesi yıllarca unutulmadı. Türkiye’nin belki de en büyük ve en önemli projesi, günümüzde henüz tam olarak bitmiş değil. Değinmeden geçemeyeceğim; bu önemli hamleyi yapan ve sahiplenmek isteyen isimler “Eski Türkiye” döneminin yöneticileri ! Buna neden değindiğimi anlamışsınızdır! Benzer sayılabilecek önemli bazı projeler de 2002 sonrası şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde, Çanakkale Köprüsü gibi, genelde ulaşıma dönük olarak yapıldı veya yapılmaya devam ediliyor.Savunma sanayinde yapılan önemli projeler var ama, genellikle özel sektör eli ile…Bunların yanı sıra; kamu-özel işbirliği ile yapılan Şehir Hastaneleri ile pek de kullanışlı olmayan yeni hava alanlarını da sayabiliriz. Saydıklarımın hepsi de, amacı belli, yapımı tahmini sürelerde bitirilmiş ve de, sanırım İktidar cenahının amacı doğrultusunda sonuç vermiş girişimler. Bazıları yeteri kadar beklentiyi karşılamasa da yine de en azından somutlar ve de belli bir amaç ile yapılmıştı.

Ama günümüzde öyle bir proje var ki, en yetkiliden , sokaktaki vatandaşa ve özellikle öğrencilere sorsanız,ya canınız sıkılır ya da gülüp geçersiniz bu ...

Adı da GAP kadar haşmetli(!) duruyor ;

PROJE OKULLAR

Şu ana kadar yeterli bilgiye ve de hangi amaç ile yapıldığına dair somut bir gerekçe veya uygulamaya rastlayamadım. Yine bu iktidar döneminde ve bundan bir süre önce, ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öncesinde, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin’in PROJESİ imiş bu okullar. Tekin, bir süreden beri bu okullar ve öğretmenlerin Bakanı…Aklından bir türlü çıkmayan bu büyük projeyi, gerekli olurları aldıktan sonra uygulamaya başlamış.

Ama ne başlayış ! Kısa süre önce çok uzun yıllar sonra, üniversite gençliği, İktidar’ın haksız kayyım uygulamaları ile, yanı sıra bu kez de gizli tanıklar eşliği ve desteği ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanması sonucu , sokağa döküldü. Şimdi de ağabeyleri yolunda giden öğrencileri var. Deminden beri bu konuya gelebilmek için oldukça geniş bir giriş yaptım. Unutmadan, liselileri sokağa döken de “Proje Okullar” ve söz konusu okullardaki çok deneyimli öğretmenlerin uzak yerlere tayin edilmesi. Ve günümüzün yönetimi ve de Milli Eğitim Bakanlığı kendi klasik yöntemleri, mülakat ve benzeri uygulamalar ile belirlenen ve candaşlarını, o hocaların yerine işe almaları. Tüm kıyamet, haklı olarak bundan kopuyor. Çünkü;

O bildiğimiz, hem eski , hem de namlı liselerin bu özellikleri,buralarda görev yapan, Atatürkçü ve onun ilkelerinden sapmayan, iyi eğitimli ve çok deneyimli öğretmenlerden kaynaklıydı. Bunu kavrayan Z veya Alfa kuşağının, ergen çağdan gençliğe geçmeye çalışan öğrencileri de okul ve öğretmenlerini koruma amaçlı eylemler yapıyor. Bu durumu ekranda izlerken, bir de baktım, Bursa’da, ne kadar eski ve ünlü lise varsa “Proje” vasıtası ile,kendine yabancı öğretmenlerin eline kalmış. Doğal olarak yeni kuşak genç adayları da, ağabeylerinden gördükleri ve de baba ile dedelerinden duydukları eylem biçimlerini sergilemeye kalkmışlar. Bunları yazarken, altmışlı yıllarda, Bursa Erkek Lisesi’ne girdiğim günler aklıma geldi. Her bir öğretmenimizin esprili bir lakabı vardı. Kadın, erkek ayırmadan öğrenciler takmışlardı bu isimleri. Ama biraz kızgınlık, biraz da sevgiden ve övgüden dolayı…Örneğin Can Baba gibi, X11 gibi, Peygamber gibi,çamur gibi, aspirin gibi lakaplar ilk aklıma gelenler. Bir de coğrafya hocamız vardı ki anlatmaya değerdi yaptığı,.. Erkek Lisesi’ne henüz başlamamıştım galiba… 1967-68 Ders Yılı olabilir, yine ilginç ve tutmayan bir değişim yapılmıştı okullarda. Not yerine puan sistemi getirilmiş, üç, beş yedi gibi notlar yerine, elli, altmış, yetmiş beş gibi ifade edilen, bir puan usulü uygulanmıştı. Bu da öğrenci aleyhine sonuçlar doğurmuştu. İşte o, kendini eski bir asker gibi gösteren komando lakaplı hocamız, öğrencileri ile bir olup, bu sistemi protesto etmiş okul bahçesinde ve de karlı bir ortamda omuzlara alınmış. Sonuçta, itirazlar ve bu tip gösteriler ile bu sistemden kısa süre vazgeçilmişti. İşte böyle bir ciddi bir eğitim sistemi ile yönetilen ve prensipleri ile, çok kıymetli devlet okullarımız vardı. Ama bu çok doğaldı. Şimdiki gibi, başı sonu ve amacı açıkça anlatılmayan, sanki gençliğin kafasını bir başka yöne çevirme ve Atatürk İlke ve İnkılaplarından uzaklaştırma gibi amaçla mı, yoksa aynı görüşten dostlara iyi okullarda yer bulmak için miydi bu uygulamanın amacı ? Özetle çok ilginç ve içeriği açıkça söylenmeyen, bir acayip PROJE devreye sokuluyor kanımca… Bunların hiç biri de olmayabilir amaç anlamında…Belki de, toplumda yine ve yeni bir tartışma başlatılarak,olası kamplaşma sonucu çıkacak küçük çaplı olaylar ile, toplumun dikkatini, yoksulluktan ve erken seçim isteklerinden, bir başka bir yere çekmek mi? Proje, amacı açıklanmayan ve toplumun benimsemediği bir konu ile yürürlüğe sokuluyorsa, onu da bilemem... Proje bu; asıl amacını ortaya koymak gibi bir zorunluluğu da yok! Ne zaman biteceği de GAP gibi, İstanbul’un Melen Projesi gibi, bir türlü bilinmez, yanı sıra Kanal İstanbul’da olduğu gibi de rafa da kalkabilir. Yani, PROJE öyle bir yapıdadır ki, hiç durduğu yerde durmaz.Nerede kalmıştık, tamam proje okullarında…Proje okulu sınıfına sokulanlardan biri olan Bursa Erkek Lisesi eski mezunları, okula girmeleri önlenince,bu konuda şöyle bir açıklama yapmış:

:"Köklü geçmişiyle yalnızca Bursa'nın değil, Türkiye'nin eğitim tarihinde önemli bir yeri olan Bursa Erkek Lisesi'nde ve diğer proje okullarında yaşanan bir gelişmeyi üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Bu usulsüz atama kararının, öğretmenlerimizin siyasi kimliklerinden yola çıkarak alındığını elbette biliyoruz. Bu yönüyle uygulama, sadece bir idari düzenleme değil, aynı zamanda eğitim emekçilerine karşı sistematik bir sindirme politikasıdır.”

Bursa’da, Osmanlı Dönemi’nde bile öğrenci yetiştiren ve o dönemdeki adı ile Bursa İdadisi (Bursa Lisesi), şimdiki Bursa Erkek Lisesi (günümüzde kızlar da okuyor) okul olmanın yanı sıra, aynı dönemde bir kez de “Bursa Sergisi” adı ile yapılan o döneme has bir nevi fuar için de kullanılmış. Diğer köklü ve çok eski okullardan Bursa Kız Lisesi ile Osmanlı Dönemi ürünlerinden, Hamidiye Tarım Meslek Lisesi. Eski adı ile Ziraat Okulu da bu projeye dahil edilmiş!.

Öte yandan Bursa'da görevden alınan öğretmen sayısı da oldukça dikkat çekici:

Bursa Ahmet Erdem Anadolu Lisesi: 14

Bursa Anadolu Lisesi: 20

Bursa Erkek Lisesi: 39

Bursa Gazi Anadolu Lisesi: 28

Ulubatlı Hasan Anadolu Lisesi: 8

Bursa Turhan Tayan Anadolu Lisesi: 15

Nilüfer Anadolu İmam Hatip Lisesi: 19

Bursa Nilüfer Hüseyin Özdilek MTAL: 10

Hamidiye Tarım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: 5

Nilüfer Borsa İstanbul Fen Lisesi: 4 öğretmen.

Söz bitti, sıra Bursa seçmeninde.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.