İnsanı birey olarak veya toplumu tümden şaşırtan olaylar, zaman geçtikçe rutin hale geldiği durumlar da görülür. Ülkemiz bu açıdan gerçekten çok zengin ! İnsanı da, en kızgın anında bile izahı olmayan bir gelişmenin mizahını da yapabilecek niteliktedir. Bu tür olayla için, bu kez “Şaşırdık mı “ ibaresini koymam da bu cihetten…Bu açıdan en önemli ve zengin kaynaklar, bazı gazete haberleri ile, sosyal medyadaki aforizmalar olarak gösterilebilir. Örnekler mi ?
-Haber kanallarında, son günlerin en popüler ve bir o kadar da düşündürücü olayı, CeHaPe Genel Başkanı Özgür Özel’e bir azılı sabıkalı tarafından atılan tokat oldu. Aslını ararsanız bu sille, Türkiye demokrasisi ve onun ürünü olan vazgeçilmez organı muhalefete atılmış oldu. Bu konu zaten çokça dile getiriliyor. Ülkeyi bir anda ayağa kaldıran bu sillenin sahibi, çocuklarının katili bir acayip adamın kaldığı ve ayda 4 bin lira ödediği “apart otel” in ruhsatsız çalıştığı ortaya çıkmış. İyi ama bu konuda ne bekliyorduk ki ? Şaşırdık mı bu duruma, elbette hayır. Böyle adama, tam uygun bir mekan çünkü ! Bu duruma bir arkadaşım,”matruşka düzeni” adını takmış. Çünkü içine girdikçe yeni bir meta ortaya çıktığı için. İlk katta politik bir saldırgan vardı. Sonra iki çocuğunu vahşice katleden katil çıktı ortaya…Üçüncü katmanda da kaldığı mekanın ruhsatsız oluşu da, tam anlamı ile tamamlayıcıydı.Bir olay oldu mu böyle tam tekmil olmalı zaten…
Dervişoğlu’nun yakıştırması
Son aylarda politikacıların çoğunlukla gittiği, adeta tavaf ettiği yer, ünlüleri misafir eden Silivri Cezaevi oluyor. Parti ve belediye başkanları, CeHaPe’nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul’daki her üniversiteden okumuş veya okumakta olan çocuklar da orada…Gün geçmiyor ki, Silivri Cezaevi’nden bir kilometre uzakta, basın toplantısı olmasın. Ziyareti bitirenler, bu kadar yol giderek mikrofonlar önünde açıklama yapıyor. Bir anlamda siyaset Silivri ile belirleniyor artık. Bu durumu kaçırmayan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da aforizme örneği vermiş. İyi bir siyasi ürün yani.
Namık Kemal’e ait, “Vatan yahut Silistre” isimli romantik oyununun başlığın değiştirmiş ve ;
“ ‘Vatan yahut Silistre’ gitmiş, yerine ‘Vatan yahut Silivri’ gelmiştir .” cümlesini kurmuş.Amacına uygun bir yakıştırma gibi geldi bana!
Sahte içki ve on günde İstanbul’da 38 kişinin ölümü!!!
Bu konudaki haber 20 yıl öncesine giderek yazılmış. O dönemde TEKEL fabrikaları, iç piyasadaki malum iş adamlarına satılmış. Onlar da daha yüksek fiyatla Amerikan şirketine vermiş ve kamudan böylece yüksekçe bir rant elde etmişler. Bu Amerikan şirketinin yetkilisi İngiliz iş adamı da büyük bir gelir elde etmiş. Sonra ne olmuş dersiniz? Maliye gelir elde etmek için, bu tür içkilere büyük oranda vergiler koymuş.Fiyatı yüksek bulan tiryakilerin bir bölümü sahte içkiyi tercih etmiş.Bu tür içkilerin yapımında sadece etil alkol kullanılırmış.Bunları sahtesini yapanlar metil alkolden üretmişler. Çünkü etil, yerine metil alkol beşte bir oranda ucuzmuş. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası da, ellerindeki veriyi dayanayarak , Sadece İstanbul’da 10 gün içinde 38 tiryakinin yaşamını yitirdiğini açıklamış.
Bu kadar acı bir sonuca karşın, ülke olarak buna şaşırdık mı? Ya da, bu alkol yolculuğunun hangi aşamasına şaşırdık demek daha doğru olacak?
Ne yapalım, bu da zamanın ruhunu yansıtıyor !
Böyle giderse hiçbir ürünü yerli üretici üretemeyecek gibi görünüyor.
Aynen, elektrik dağıtım şirketlerinde gördüğümüz gibi…
Gerçekten şaşırdık mı ? Ama doğruyu söyleyin !
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Şaşırdık mı?
İnsanı birey olarak veya toplumu tümden şaşırtan olaylar, zaman geçtikçe rutin hale geldiği durumlar da görülür. Ülkemiz bu açıdan gerçekten çok zengin ! İnsanı da, en kızgın anında bile izahı olmayan bir gelişmenin mizahını da yapabilecek niteliktedir. Bu tür olayla için, bu kez “Şaşırdık mı “ ibaresini koymam da bu cihetten…Bu açıdan en önemli ve zengin kaynaklar, bazı gazete haberleri ile, sosyal medyadaki aforizmalar olarak gösterilebilir. Örnekler mi ?
-Haber kanallarında, son günlerin en popüler ve bir o kadar da düşündürücü olayı, CeHaPe Genel Başkanı Özgür Özel’e bir azılı sabıkalı tarafından atılan tokat oldu. Aslını ararsanız bu sille, Türkiye demokrasisi ve onun ürünü olan vazgeçilmez organı muhalefete atılmış oldu. Bu konu zaten çokça dile getiriliyor. Ülkeyi bir anda ayağa kaldıran bu sillenin sahibi, çocuklarının katili bir acayip adamın kaldığı ve ayda 4 bin lira ödediği “apart otel” in ruhsatsız çalıştığı ortaya çıkmış. İyi ama bu konuda ne bekliyorduk ki ? Şaşırdık mı bu duruma, elbette hayır. Böyle adama, tam uygun bir mekan çünkü ! Bu duruma bir arkadaşım,”matruşka düzeni” adını takmış. Çünkü içine girdikçe yeni bir meta ortaya çıktığı için. İlk katta politik bir saldırgan vardı. Sonra iki çocuğunu vahşice katleden katil çıktı ortaya…Üçüncü katmanda da kaldığı mekanın ruhsatsız oluşu da, tam anlamı ile tamamlayıcıydı.Bir olay oldu mu böyle tam tekmil olmalı zaten…
Dervişoğlu’nun yakıştırması
Son aylarda politikacıların çoğunlukla gittiği, adeta tavaf ettiği yer, ünlüleri misafir eden Silivri Cezaevi oluyor. Parti ve belediye başkanları, CeHaPe’nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul’daki her üniversiteden okumuş veya okumakta olan çocuklar da orada…Gün geçmiyor ki, Silivri Cezaevi’nden bir kilometre uzakta, basın toplantısı olmasın. Ziyareti bitirenler, bu kadar yol giderek mikrofonlar önünde açıklama yapıyor. Bir anlamda siyaset Silivri ile belirleniyor artık. Bu durumu kaçırmayan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da aforizme örneği vermiş. İyi bir siyasi ürün yani.
Namık Kemal’e ait, “Vatan yahut Silistre” isimli romantik oyununun başlığın değiştirmiş ve ;
“ ‘Vatan yahut Silistre’ gitmiş, yerine ‘Vatan yahut Silivri’ gelmiştir .” cümlesini kurmuş.Amacına uygun bir yakıştırma gibi geldi bana!
Sahte içki ve on günde İstanbul’da 38 kişinin ölümü!!!
Bu konudaki haber 20 yıl öncesine giderek yazılmış. O dönemde TEKEL fabrikaları, iç piyasadaki malum iş adamlarına satılmış. Onlar da daha yüksek fiyatla Amerikan şirketine vermiş ve kamudan böylece yüksekçe bir rant elde etmişler. Bu Amerikan şirketinin yetkilisi İngiliz iş adamı da büyük bir gelir elde etmiş. Sonra ne olmuş dersiniz? Maliye gelir elde etmek için, bu tür içkilere büyük oranda vergiler koymuş.Fiyatı yüksek bulan tiryakilerin bir bölümü sahte içkiyi tercih etmiş.Bu tür içkilerin yapımında sadece etil alkol kullanılırmış.Bunları sahtesini yapanlar metil alkolden üretmişler. Çünkü etil, yerine metil alkol beşte bir oranda ucuzmuş. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası da, ellerindeki veriyi dayanayarak , Sadece İstanbul’da 10 gün içinde 38 tiryakinin yaşamını yitirdiğini açıklamış.
Bu kadar acı bir sonuca karşın, ülke olarak buna şaşırdık mı? Ya da, bu alkol yolculuğunun hangi aşamasına şaşırdık demek daha doğru olacak?
Ne yapalım, bu da zamanın ruhunu yansıtıyor !
Böyle giderse hiçbir ürünü yerli üretici üretemeyecek gibi görünüyor.
Aynen, elektrik dağıtım şirketlerinde gördüğümüz gibi…
Gerçekten şaşırdık mı ? Ama doğruyu söyleyin !