Ramazan bayramı bir anlamda seçimin devamı gibi geçti. İkisi arasında çok az bir ara olduğu için, toplum sandık sonuçlarının yorumunu bayram ziyaretlerinde  yapabildi büyük olasılıkla…Bayram sonrası yeni bir hafta ve eski düzen devam ederken, merakla çukur kahveye uğramak gerekiyordu. Her zaman İktidar partilerine fazlası ile oy çıkan o bölgenin sandığı, bu kez ne söyledi seçmene öğrenmek istedim. Zaten  muhtar seçimi de var bildiğiniz gibi…

Sanırım muhtar 2014 yılından bu yana görevde idi. Hava kapalı ama oldukça sıcak. Genelde bahçeyi tercih etmiş kahve sakinleri. Aslında kahvenin içi daha serin, ben de bu nedenle içeri girip çayımı söyledim. Memur Orhan  kısa süre sonra yanıma geldi. Politikayı yakından izlediği için mutlaka bir soru yöneltir diye düşündüm. Yanılmamışım…”Abi, bir haber gördüm, sen de okumuşsundur, Anadolu’da bir köyde, muhtar üç oy ile kaybetmiş. Ama kendi hanesinde beş altı kişi fazladan görünüyormuş. Bunların üçü de ölüymüş. İşe bak adam da üç oyla kaybetmiş, duydun mu ?” Orhan’ın şaşırması çok doğal. Durum önemliydi hemen yanıtladım tabii. Çünkü Orhan’ın siyasal tercihini  biliyordum. Bu fırsat kaçmazdı ! “ Bak Orhan, ilk anda ben de şaşırdım bu duruma ama, sonra biraz düşününce durum değişiverdi. Seçim öncesi, hem de muhtar adayı olan bir şahıs, listelere bakarak, hanesinde kaç kişinin olduğunu neden görmedi? Gördü ise neden gerekeni yapmadı ? Sorular peş peşe geliyor insanın aklına…Demek ki burada bilemediğimiz bir başka bir gerçek var.” Kısa bir suskunluk oldu aramızda… Bunları söyledikten sonra Orhan’a Hatay’daki durumu da hatırlattım ve bu fırsatı kaçırmak istemedim.       “ CHP’nin araştırma sonucu ve itirazı ile 38 bin geçersiz oy tespit edilmiş. Kazanan AKP adayı ile kaybeden CHP adayı arasındaki oy farkı sadece iki üç bin civarında.  Bu bir kardeşim... Üstelik iddialar ve tespitlere göre, bu haktan mahrum olan kısıtlıların oy kullandığı ve de sıkça rastladığımız şekli ile küçücük evlerde onlarca kişinin yaşadığı da olağan hale geldi. Bu da ikii..Daha da önemlisi bunlara itirazdan da bir sonuç da çıkmıyor nedense ! Bu da üç… Senin anlayacağın, Hatay’da Lütfü Savaş’ın elinden seçimi alıp götürdüler.” Etrafıma baktım herkes beni dinliyormuş ama hiç yorum gelmedi. Üstelik marangoz Turan bile gıkını çıkarmadı. Bu sessizlik, aklımdaki bir soruyu hatırlattı. “Arkadaşlar sizin sandıktan Büyükşehir için kime fazla oy çıktı? Hadi bunu geçelim muhtarlığı kim kazandı?”  Komik Tayfun otuz iki dişini birden göstererek “Abi, eski muhtar attâ gitti, yenisini seçtik… Büyükşehir’de de Bozbey fazla çıktı. İnanmazsan sor herkese…” Önce bir sessizlik oldu, söze yine ben girdim ve “Burada, çukur kahvenin sandığından CHP adayına oy verildiyse, Türkiye genelindeki bu sonuç gayet normal” dedim. Sözüm biter bitmez kahkaha koptu kahvede… Kahkaha tufanının ardından şair Mikail, ıslık çalarak içeri girdi, selam vererek yer aradı kendine... “Arkadaşlar bıkmadınız mı seçimden geçimden, biraz da gülelim, hiç olmazsa parasız eğlenmiş oluruz. Bayram sırasında Düzce civarında trafik kontrolü varmış. Ekip yolun kenarında av bekliyo… Bakmışlar herkes dikkatliseyrediyor yolda, ekiptekiler merak etmiş biraz ileriye bir trafik aracı gitmiş bakmış, karşı yönden gelenler selektör yapıp uyarıyomuş diğerlerini. Sonra ne olmuş biliyonuz mu? Ekip bu sefer sinyalcileri durdurup ceza kesmiş.” Kahve yine şenlenmişti, garip bir uygulama ve işin içinde sinyalci, konu gerçekten güzel. Memur Orhan devreye girdi hemen. “Yahu sinyalci demeyin, başka anlam çıkar biliyonuz. Zaten Mikail’in söylediği olayı üst makamlar duymuş, selektör yapanların cezasını kaldırmış.” Bu sözler de kargaşayı, gülmeyi durduramadı. Sinyalci lafı her şeyin üzerine çıkıverdi bir anda…O sırada Tahir girdi içeriye, yeni uykudan kalkmış  belli ve ters tarafından uyanmış. Aslında daha önce gelmiş dışarıda oturup konuşulanları dinliyormuş Tahir… “ Geçin yoldaki sinyalcileri oğlum, meclisteki sinyalcilere bakın. Kadın milletvekilinin biri galiba AKP’liymiş, hem de eski gazeteci. Şık giyimli bir hatun.Yurt dışında çok konforlu ve herkesin giremediği bir yerde misafirmiş. İstakoz yenmiş. Sonra da paylaşmış fotoğrafını nanik yapar gibi…Millet açım diyo, o istakoz diyo…Böylesinin taaa….”  Kahveci Oğuz “Aga frene bas ayıp, hem kadın, hem milletvekili…” Onlar karşılıklı atışırken benim aklıma,  geçmişte bir telefon görüşmesindeki benzer garip bir olay geldi… Anlatayım da gülsünler dedim ve konuya girdim. Bursa yerel siyasetinden  önemli bir şahsiyet, hem de kamu görevlisi, danışmanına talimat veriyor ‘şu arkadaşları ve aklına gelenleri de çağır öğle yemeğinde küçük bir parti yapalım’ diyo… Danışman hemen ilk sıradaki politikacıyı arıyo ‘Beyefendi, başkanımızın daveti var, Gençosman’da bizim yazı hanede enginar partisi yapacağız…’  Bu daveti alan şahıs konuyu yanlış anlamış olmalı ki, eski siyasetçi arkadaşlarını arayarak ‘ davet var gelin, enginar partisi kuruluyormuş biz de katılalım bu partiye ‘ diyor. Olay  mahallin gidiyorlar ve  yanlışlık anlaşıyor. Bu ıstakoz partisi bana onu hatırlattı dedim. Sözüm bitmişti delikanlı Tahir mevzua girdi “Aga bunlar ne görgüsüz insanlar. Kadını erkeği hepsi öle…Demek ki daha önce bir şey görmemiş. Görgüsüz bunlar beee…” Arkasından kötü bir cümle gelmesin diye ben yine söze girdim ve “Tahir boş ver kızma, zaten onlar cevabı seçmenden aldı, bu kadarı da yeter.”dedim.

O sırada  yörük Himmet abi içeri girdi ve “Akadaşlaa…Bizim köyden çilek getidim. Yiyin gali, neşemiz yerine gelsin bee…Ne zamandan beri içimiz dışımız seçim oldu yetti gari…Fuat geti oğlum çayları, bu defa hepsi benden…”  Bedava çay ve Himmet abi jesti, içerdeki havayı bir değiştirdi ki sormayın. Az sonra da tavlalar açıldı, kartlar karıldı ve çukur kahve kendine geldi. Bana da her zamanki gibi yol görünüverdi.