Hava Durumu

Siyaset ekrana taşındı!

Yazının Giriş Tarihi: 04.04.2025 20:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.04.2025 20:41

Volkan Konak’ın erken vefatı ve büyük bir kalabalık ile defnedilişi, sanki fitili ateşledi.Özellikle TV ekranlarında onunla ilgili söyleşiler, müzik programları dozu iyice artırıyordu ki, bunun üzerine CHP yetkilileri, yaptıkları büyük mitingi göstermeyen televizyon kanalları ile, onların sahiplerinin diğer alanlardaki işletmeleri için yaptığı “boykot” çağrıları fitilin ateşini iyice büyüttü. İyi mi oldu? Ne yazık ki bunu kabul veya ret demek aynı oranda yetersiz kalıyor. Bu arada, ezeli kutuplaşma farklı bir yere de savruldu. Bu kez TV dizilerini ve oyuncuların bir bölümünü de ,etki altına aldı. Boykot için “evet” diyen oyuncuların bir bölümü, gözünün yaşına bakılmadan ya işlerinden oldu, ya da göz altına alındı. Bu arada hukukçular ve siyasetçiler “boykot” gibi ifade biçiminin en doğal bir hak olduğunu ısrarla tekrar ederken, İktidar kanadı da, elinden geldiği kadar bu ilginç ve her zaman yaşanmayan bu ifade biçimini suç kabul etti. Sonuç; mitinglere katılan gençlerden sonra, tutuk evleri artık daha ilginç bir şekle büründü. Çünkü bundan sonra yeni konukları dizi sektörünün oyuncuları… Yani halkın en büyük eğlencesi TV ve bu mecradaki dizilerin yıldızları. Bu tutuklama veya ifadeye çağrılma yöntemi, sadece o camiayı değil, tüm ülkeyi etki altına alacaktır. Örneğin İktidar yanlısı bir seçmenin en sevdiği bir oyuncu da olabilir tutuklananlar arasında… Bu satırları yazarken, ekranda gördüğüm ve yapımcı olduğunu belirten Baran Seyhan, bu konudaki değerlendirmesini yaptıktan sonra, “Cesaret zafere ulaştırır” gibi çok garip bir cümle sarf etti (!). Biz yine ekran başında gördüğü oyuncuların durumuna bakan izleyicilerin tahmini düşüncelerine dönelim. Onlar büyük olasılıkla şaşkınlar ve bu durum da . “acaba ne yapsam yeni bir boykot kararına nasıl bakmalıyım?” gibi bir ikilem içine girdi çok doğal olarak… Çünkü, ekonominin yakıcı sıcağında, kışın soğuğunu bile hissetmeyen geniş bir toplum kesimi, bu mevsimi ve diğerlerini, büyük ölçüde tek oyalanma aracı TV diziler ile geçiriyor. İşte bu en değerli (!) eğlencesinin kahramanlarından birini, suçlu olarak görmek acaba bu geniş kesimde nasıl bir etki yaratır? İşte sihirli cümle veya soru budur. Bu durumu protesto için o kanalları izlemeyenlerin yanı sıra, bundan etkilenip, korkan bir grup da, İktidar uygulamalarına boyun eğerek onların devamını sağlamak için, yapılacak ilk seçimde yine İktidar partisine oy vermeliyim diye de düşünecektir. Bu da çok doğaldır. En azından, bir itirazını dillendirirken, suç işlediğine dair endişesi ile, siyasi tandansı çarpışma halinde olacaktır. Öte yandan, zaten İktidar uygulamalarına karşı olanlar, oy verdiği parti hangisi olursa olsun, kim daha iyi konumda ise, oyunu oraya atacaktır. Özetle, yapılan bu çok cesur ama hak ve hukuku zedeleyen bu tür uygulamalar, İktidar’ın koltuğa tutunabilme yolunda tek kolluk olacaktır. Yani çarşı fevkalade karıştı. Bir yanda, itiraz ve ağır eleştirel seslere uygulanan sert önlemler, diğer yanda, kaybedecek ve daha fazla fakirleşecek hali kalmayan, kararsız ama öfkeli bir büyük kesim. Bu restleşme yangını öyle büyüdü ki, bakalım nereyi ve hangi haneleri yakıp geçecek ? Böyle bir yangın ihtimaline karşın, karşılıklı oturarak buna çare bulmak isteyecek akla sahip politikacılara ve parti yöneticilerine de ihtiyaç var. İşte bunun adı da demokrasi oluyor. Demokrasi, bir türlü ortak akılla alınamayan bir kararı kabul edemiyor. Ona bağlı olan kesimler de, her zorluğu göze alarak konuşmayı yeğliyorlar. Şu anda, ekranda izlediğimiz, Oscar adayı filmimiz budur ! Yönetmen son anda, filmdeki aksaklık ve rolüne katkı yapan sağ duyulu oyuncularına kulak verirse, beklenen Oscar bir anda gelebilir.

Bu olmaz ise, ne filmi izleyecek bir topluluk, ne de oyuncu bulamazsınız bu film için. Bu da filmin yapımının durdurulması sonucunu doğurabilir!!!!

Bu durum ve boykot eylemi için, İktidar kanadından önemli bir isim olan Şamil Tayyar, söz konusu eylemin yarattığı sonuç açısından çok ilginç bir yorum yapmış ve demiş ki “ Boykot kararı, AKP seçmenindeki çatlakları bir ölçüde etkiledi ve onların kararsızlıklarını ortadan kaldırdı. CHP tarafından yapılan böyle bir çağrı ve boykot AKP’nin dağınıklığını ortadan kaldırdı.” Bu da ilginç bir yorum. Görüldüğü gibi, her iki kesim de boykotu, zafere ulaşmak ve seçimlerde kendilerine oy kazandırabilecek bir eylem olarak değerlendiriyor. Bakalım bu ilginç maçı kim kazanacak? Maçın sonunu sabırla bekleyelim ve sonucu ona göre değerlendirelim.Bu yazıyı kaleme alırken ekranda bir kötü haber belirdi.Trabzon’da Ekrem İmamoğlu için “Özgürlük standı” açılmış ve imza kampanyası başlatılmış. Buraya bir şahıs geliyor ve hakaret ediyor. Sonra da bıçaklı saldırıda bulunuyor. Bir kişi bacağından yaralanıyor. Diğer gençlik kolu üyeleri ise kendini koruyor.İşte bu olay da gösteriyor ki, İktidar ile yönetiminden mutlu olmayan, hatta hukuksuz davranışları ile iyice öfkelenen muhalefet cephesi, ya da her iki tarafında destekçisi olmayan, aklı selim ve demokrat seçmen birlikte yol yürüyecek gibi görünüyor. Bekleyelim ve görelim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.