Doksanlı yılların ortası…Ülke yine ekonomik kriz ile sarsılıyor. Ama gazetelerin birinci sayfasında Başbakan Tansu Çiller’in sözleri ve yaşam tarzı gündemde. Son sayfada da gol kralı Tanju Çolak’ın yasak aşkları anlatılıyor. Her ikisinin haberlerindeki ortak nokta, onların asıl işlerine dair konular değil de, dedikodu ve ilginç yaşam biçimlerinin konuşulması…Bu durumda mizah yazarları ve şovmenler durur mu, hemen bir parodi yaptılar ve konuyu özetlediler. Hem de ekranda yapabiliyorlardı bu esprileri… Neydi espri ?
Komedyen gazete başlık ve haberlerine gönderme yaparak; “Açıyorsun gazeteyi, Birinci sayfada Tansu, son sayfada Tanju” esprisi ile ülkenin gerçek durumunu özetliyordu! Bir de jet-ski meselesi vardı ama, bu alet kime aitti bilemedim! Hatırladım, Çiller ailesinin oğullarına aitti bu alet ve parodiyi yapan da Levent Kırca’ydı. Sonra ne mi olmuştu ? Kendim sorup, kendim yanıtlayayım… 1994 krizi sonrası, dolar ile borçlanarak yatırım yapan, esnaf ve sanayicinin önemli bir bölümü, yükselen kurlar nedeniyle işyerlerinin kapısına kilit vurdu. Allah beterinden saklasın, bu gün yine o günlere doğru mu yelken açıyor ülkemiz, işte bundan korkuyorum. Çünkü yine gazeteler ve yine o günlere benzer haberler… Birinci sayfada bu kez Erzen, iç sayfaların birinde de “Dilan” ve yaptıkları anlatılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da, çok sevdiği futbolcuların, dolarlarını kaptırdığı Seçil Erzan’ın marifetini ve külfetini, çalıştığı bankasından ödenmesi için ricacı olmaya diyelim, çalışıyormuş.
Bu haberin sahibi de gazeteci İsmail Saymaz.Günahı boynuna !!!
Durum bundan ibaret. Büyüklerimiz sıkça bir deyim kullanırdı böylesi olaylar için; “Şeytan kulağına kurşun, aman böyle bir bela düşman başına” derler ve sanki kendilerini korumaya alırlardı. İşte benim de korkum bu yüzden! Bankacı Seçil’e, fenomen Dilan’a bakarken, yine o kriz dönemini yaşamayalım. Zaten yeterince ezilmişlik var toplumda. Ezen de bu gavur parası dolar ! Baksanıza sürekli bizim parayı hırpalıyor. Bir lira ucuzunu almak için, yetmişine merdiven dayamış emeklilerimiz, ekmek kuyruklarında gününü gün ediyor ! Bunun yanı sıra, ev sahibi-kiracı savaşlarında kan bile akıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz günlerde, bir ev sahibinin kiralık evine yaptığı zam için ne demişti bir hatırlayalım . “Sende vicdan yok mu? İki bin lira olan kirayı nasıl 7.500 (yedi bin beş yüz) e nasıl çıkarırsın ??? “ Bu cümleyi duyunca kirada oturan hemen herkes gibi ben de umutlandım. Konuyu devletimiz takibe alacak ve de yüzde 25 dışında zam yapılmayacak hayaline kapıldık. Ama gerçek bu değil. Çünkü kesin çözüm getirecek ne bir yasa, ne de yönetmelik ufukta görünmüyor. Gemisini kurtaran kaptan misali… Üstelik söz konusu “Sende vicdan yok mu?” cümlesini kuran Cumhurbaşkanı’na CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir soru sordu “ Sende vicdan yok mu ? Hatay Arsus devlet konutlarının kirası 2 bin liradan 16 bin liraya çıktı…” Hani milyon dolarları bir bankacı kızcağıza kaptıran, anlı şanlı, milli futbolcular için, en yüksek mertebeden çözüm istenirken, gecekondunun kirasını ödeyemeyen, karton toplayıcı ve de “asgari ücret” erbabı ne yapacak ? Bilen var mı, soran var mı, çözüm var mı ? Birinci sayfada şimdilik Erzen, iç sayfada Dilan… Bakalım bu ülkenin en dikkatini çeken bu haberleri bizi nerelere taşıyacak?Bu durumdan, benim kanaatim, ülke yöneticilerinin memnun olduğu yönünde! İnternet ortamından vazgeçemeyen çok önemli bir kesim ve de akşamları “ajans” izlemeyi adet haline getirmiş eski kuşaklar, şimdilik gözlerini bu iki kadının marifetlerine dikmiş durumda… Çünkü toplumun çoğunluğu bu gazeteleri okuyor ve bunları haberleştiren kanalların müptelası. Bunun dışında geçim zorluğu, pazarın el yaktığı, dolandırıcılık ve nedenlerini konu eden TV kanalları ve gazeteler zaten pas geçiliyor! Diğerleri de çok mutlu olmalı. Hiç polemiğe girmeden İktidar ile ters düşmeden yayın yapıyor. Eğer Erzen ve Dilan ilgi çekemiyorsa, gelsin Gazze vahşeti… Öldürülen sabiler…Ateşkesten görüntüler…Eh, birazcık da, daha önce verilmeyen çalışan emeklilere, 5 bin liralık Cumhuriyet ikramiyesinin, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından şeddeli biçimde ilanı…
Tüm bunlar durumu idare eder, tirajları bile artırır.
“Bundan iyisi Şam’da kayısı” diyeceğim ama bu da karışık.! Son on yılda Esed olan ve günümüzde tekrar Esat adına terfi eden Suriye Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanımız görüşmelere başlayıp, sığınmacı sorununu tam çözecekti, araya Gazze vahşeti ve futbolcuların kayıp dolarları girdi. Bu arada, ülkemiz ve liderimiz için İsrail-Hamas savaşındaki “ara buluculuk” konusu da İsrail’e giden ticaret gemilerinin yolculuğu sırasında suya düştü sanki..! Teşekkürler Dilan, sağ ol emi Erzan, ömrünüze bereket!!!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Tansu ve Tanju gitti Erzan ve Dilan geldi !
Doksanlı yılların ortası…Ülke yine ekonomik kriz ile sarsılıyor. Ama gazetelerin birinci sayfasında Başbakan Tansu Çiller’in sözleri ve yaşam tarzı gündemde. Son sayfada da gol kralı Tanju Çolak’ın yasak aşkları anlatılıyor. Her ikisinin haberlerindeki ortak nokta, onların asıl işlerine dair konular değil de, dedikodu ve ilginç yaşam biçimlerinin konuşulması…Bu durumda mizah yazarları ve şovmenler durur mu, hemen bir parodi yaptılar ve konuyu özetlediler. Hem de ekranda yapabiliyorlardı bu esprileri… Neydi espri ?
Komedyen gazete başlık ve haberlerine gönderme yaparak; “Açıyorsun gazeteyi, Birinci sayfada Tansu, son sayfada Tanju” esprisi ile ülkenin gerçek durumunu özetliyordu! Bir de jet-ski meselesi vardı ama, bu alet kime aitti bilemedim! Hatırladım, Çiller ailesinin oğullarına aitti bu alet ve parodiyi yapan da Levent Kırca’ydı. Sonra ne mi olmuştu ? Kendim sorup, kendim yanıtlayayım… 1994 krizi sonrası, dolar ile borçlanarak yatırım yapan, esnaf ve sanayicinin önemli bir bölümü, yükselen kurlar nedeniyle işyerlerinin kapısına kilit vurdu. Allah beterinden saklasın, bu gün yine o günlere doğru mu yelken açıyor ülkemiz, işte bundan korkuyorum. Çünkü yine gazeteler ve yine o günlere benzer haberler… Birinci sayfada bu kez Erzen, iç sayfaların birinde de “Dilan” ve yaptıkları anlatılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da, çok sevdiği futbolcuların, dolarlarını kaptırdığı Seçil Erzan’ın marifetini ve külfetini, çalıştığı bankasından ödenmesi için ricacı olmaya diyelim, çalışıyormuş.
Bu haberin sahibi de gazeteci İsmail Saymaz.Günahı boynuna !!!
Durum bundan ibaret. Büyüklerimiz sıkça bir deyim kullanırdı böylesi olaylar için; “Şeytan kulağına kurşun, aman böyle bir bela düşman başına” derler ve sanki kendilerini korumaya alırlardı. İşte benim de korkum bu yüzden! Bankacı Seçil’e, fenomen Dilan’a bakarken, yine o kriz dönemini yaşamayalım. Zaten yeterince ezilmişlik var toplumda. Ezen de bu gavur parası dolar ! Baksanıza sürekli bizim parayı hırpalıyor. Bir lira ucuzunu almak için, yetmişine merdiven dayamış emeklilerimiz, ekmek kuyruklarında gününü gün ediyor ! Bunun yanı sıra, ev sahibi-kiracı savaşlarında kan bile akıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz günlerde, bir ev sahibinin kiralık evine yaptığı zam için ne demişti bir hatırlayalım . “Sende vicdan yok mu? İki bin lira olan kirayı nasıl 7.500 (yedi bin beş yüz) e nasıl çıkarırsın ??? “ Bu cümleyi duyunca kirada oturan hemen herkes gibi ben de umutlandım. Konuyu devletimiz takibe alacak ve de yüzde 25 dışında zam yapılmayacak hayaline kapıldık. Ama gerçek bu değil. Çünkü kesin çözüm getirecek ne bir yasa, ne de yönetmelik ufukta görünmüyor. Gemisini kurtaran kaptan misali… Üstelik söz konusu “Sende vicdan yok mu?” cümlesini kuran Cumhurbaşkanı’na CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir soru sordu “ Sende vicdan yok mu ? Hatay Arsus devlet konutlarının kirası 2 bin liradan 16 bin liraya çıktı…” Hani milyon dolarları bir bankacı kızcağıza kaptıran, anlı şanlı, milli futbolcular için, en yüksek mertebeden çözüm istenirken, gecekondunun kirasını ödeyemeyen, karton toplayıcı ve de “asgari ücret” erbabı ne yapacak ? Bilen var mı, soran var mı, çözüm var mı ? Birinci sayfada şimdilik Erzen, iç sayfada Dilan… Bakalım bu ülkenin en dikkatini çeken bu haberleri bizi nerelere taşıyacak? Bu durumdan, benim kanaatim, ülke yöneticilerinin memnun olduğu yönünde! İnternet ortamından vazgeçemeyen çok önemli bir kesim ve de akşamları “ajans” izlemeyi adet haline getirmiş eski kuşaklar, şimdilik gözlerini bu iki kadının marifetlerine dikmiş durumda… Çünkü toplumun çoğunluğu bu gazeteleri okuyor ve bunları haberleştiren kanalların müptelası. Bunun dışında geçim zorluğu, pazarın el yaktığı, dolandırıcılık ve nedenlerini konu eden TV kanalları ve gazeteler zaten pas geçiliyor! Diğerleri de çok mutlu olmalı. Hiç polemiğe girmeden İktidar ile ters düşmeden yayın yapıyor. Eğer Erzen ve Dilan ilgi çekemiyorsa, gelsin Gazze vahşeti… Öldürülen sabiler…Ateşkesten görüntüler…Eh, birazcık da, daha önce verilmeyen çalışan emeklilere, 5 bin liralık Cumhuriyet ikramiyesinin, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından şeddeli biçimde ilanı…
Tüm bunlar durumu idare eder, tirajları bile artırır.
“Bundan iyisi Şam’da kayısı” diyeceğim ama bu da karışık.! Son on yılda Esed olan ve günümüzde tekrar Esat adına terfi eden Suriye Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanımız görüşmelere başlayıp, sığınmacı sorununu tam çözecekti, araya Gazze vahşeti ve futbolcuların kayıp dolarları girdi. Bu arada, ülkemiz ve liderimiz için İsrail-Hamas savaşındaki “ara buluculuk” konusu da İsrail’e giden ticaret gemilerinin yolculuğu sırasında suya düştü sanki..! Teşekkürler Dilan, sağ ol emi Erzan, ömrünüze bereket!!!