ABD Başkanlığı koltuğuna ikinci kez oturan Tromp’ın vakit geçirmeden yaptığı bir takım ataklar, dünya da büyük yankı uyandırdı. Gümrük vergileri üzerine kurduğu ve ABD hazinesi için gelir kaybını dile getirdiği günlerde, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için de güzel sözler söylemeye devam etmişti. “Kendisi ile iyi çalışıyoruz. Daha önce Rahip Bronson’u istemiştim hemen verdi. Bundan sonra da bu iyi ilişkiler devem edecek”, minvalinde cümleler kurmuştu. Doğal olarak ülkemiz için bu güzelliğin neden yapıldığına pek anlam verememiştik/verememiştim. Bu gelişmenin ardından, birkaç gün önce ekranda gazeteci-yazar Serdar Turgut’u gördüm. Turgut yıllarca Amerika’da gazetecilik yapmış ve bu büyük ülkenin tüm değerlerini öğrenip, kavramış bir yazarmış aynı zamanda… Yeni bir kitap çıkarmış ve onu ve konusunu ekranda anlatıyordu. Konu Tromp-Erdoğan ilişkisine geldiğinde bir açıklama yapma gereği duydu. Tromp’ın “Erdoğan ile iyi çalışıyoruz. Rahip Bronson’u istemiştim, o da hemen vermişti” cümlesinin anlamını açıkladı Turgut…Meğer Bronson “Evanjelist” olarak biliniyormuş. Demek ki ABD bünyesinde bu inanca bağlı olduğu düşünülen çok sayıda Amerikalı olduğu düşünülürse , ülkemizin yaptığı bu jestin anlamı da ve inancın önemi de ortaya çıkar.B u dini inanışın içeriğine kolayca ulaşmak da zor değilmiş zaten.Kolayca bilgi sahibi oldum. Bir anlamda ABD- İsrail yakınlığının da gerçek ve korkutucu olan yanını da anlamış oluyoruz bu sayede... İsrail’in Gazze ve Filistin’deki katliamlarının nedeni büyük ölçüde, dini bir argümana dayanıyordu/ zaten dayanıyormuş da...
Bunun için Evanejelizm nedir sorusu için çok küçük bir araştırma ile yanıt buldum. Evanjelistlere göre, gelecekte yeryüzünün hakimiyeti İsrailoğullarının, ahiret ise Hristiyanlarınmış. Ahiret vaktinin vuku bulması için kıyametin kopması gerekirmiş. Kıyamet ise ancak İsrailoğullarının yeryüzüne hakim olmalarıyla kopacakmış. Öyle ise Hıristiyanların cennetlerine kavuşabilmelerinin yolu, ancak İsrailoğulları’nın emellerinden geçermiş. İddialar ve inançları o ki; bir nükleer, biyolojik savaş sonunda yeryüzündeki
4 insandan 3'ü ölecekmiş. Ama bu noktada Siyonistler ve Evanjelistler arasında bir inanç farklılığı varmış. Evanjelistlere göre, İsa yeryüzüne indiğinde ve savaş sonunda, Yahudilerden sadece İsa'ya inananlar hayatta kalacakmış… Siyonistlerin beklentisi tamamen “siyasi” olup, önce Büyük İsrail, sonra dünya hâkimiyetini güdermiş. Bütün önemli olaylar İsrail'in yeniden kurulması merkezliymiş. Bu konuda ABD'nin eski başkanı Jimmy Carter ‘ın bir açıklaması da çok ilginç ve insanı şaşırtacak düzeyde;
"1948'de İsrail'in kurulması, Yahudilerin yüzyıllar önce sürgün edildikleri yerden sonunda İncil'de sözü geçen yere tekrar döndüğü anlamına gelmektedir. İsrail Devleti'nin kurulması, İncil’in kehanetinin gerçekleşmesidir.Dinin insanlar üzerinde etkili olduğu bir toplum yapısına sahip olan ABD’nin dış politikası, reel politik olsa da, dinin etkisi bariz bir şekilde dış politikada kendisini hissettirir.”
Nereden nereye geldik, Amerika’da gazetecilik de yapan bir Türk yazarın kitabındaki küçük bir cümleden… Ama bu konuda bizlerin de çokça dile getirdiği, Demokratik, laik bir Türkiye’nin önemini bir kez daha anlamış olduk-oldum. Ama bunun tüm yurt sathında böyle mi değerlendirildiği konusunda emin değilim. Bu laiklik gibi, herkesin kendi inancı ve ibadetini yaşadığı ve bunu topluma yayma gereği hissetmediği, çok önemli bir hasleti, yani “laik düzeni” , büyük zorluklar ile, bundan tam 102 yıl önce ülkesine getiren önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e binlerce kez teşekkür ederek, ansak bile hakkını ödeyemeyiz. Çünkü, dini inançlar üzerine kurulu bir yaşam, giderek özgürlükleri de kısıtlar.
“Ne mutlu; demokratik, laik, sosyal hukuk devleti Türkiye” diyene…
Evanjelist sözcüğü en basit anlamıyla "Hristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi" anlamına gelir. Evanjelik sözcüğü ise daha çok Protestan Kilisesi'nin muhafazakâr kesimini nitelemek için kullanılır. Evanjelikler, ABD'yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Puritenler'in devamıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Tromp’ın Erdoğan güzellemesi ve bir kehanet!
ABD Başkanlığı koltuğuna ikinci kez oturan Tromp’ın vakit geçirmeden yaptığı bir takım ataklar, dünya da büyük yankı uyandırdı. Gümrük vergileri üzerine kurduğu ve ABD hazinesi için gelir kaybını dile getirdiği günlerde, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için de güzel sözler söylemeye devam etmişti. “Kendisi ile iyi çalışıyoruz. Daha önce Rahip Bronson’u istemiştim hemen verdi. Bundan sonra da bu iyi ilişkiler devem edecek”, minvalinde cümleler kurmuştu. Doğal olarak ülkemiz için bu güzelliğin neden yapıldığına pek anlam verememiştik/verememiştim. Bu gelişmenin ardından, birkaç gün önce ekranda gazeteci-yazar Serdar Turgut’u gördüm. Turgut yıllarca Amerika’da gazetecilik yapmış ve bu büyük ülkenin tüm değerlerini öğrenip, kavramış bir yazarmış aynı zamanda… Yeni bir kitap çıkarmış ve onu ve konusunu ekranda anlatıyordu. Konu Tromp-Erdoğan ilişkisine geldiğinde bir açıklama yapma gereği duydu. Tromp’ın “Erdoğan ile iyi çalışıyoruz. Rahip Bronson’u istemiştim, o da hemen vermişti” cümlesinin anlamını açıkladı Turgut…Meğer Bronson “Evanjelist” olarak biliniyormuş. Demek ki ABD bünyesinde bu inanca bağlı olduğu düşünülen çok sayıda Amerikalı olduğu düşünülürse , ülkemizin yaptığı bu jestin anlamı da ve inancın önemi de ortaya çıkar.B u dini inanışın içeriğine kolayca ulaşmak da zor değilmiş zaten.Kolayca bilgi sahibi oldum. Bir anlamda ABD- İsrail yakınlığının da gerçek ve korkutucu olan yanını da anlamış oluyoruz bu sayede... İsrail’in Gazze ve Filistin’deki katliamlarının nedeni büyük ölçüde, dini bir argümana dayanıyordu/ zaten dayanıyormuş da...
Bunun için Evanejelizm nedir sorusu için çok küçük bir araştırma ile yanıt buldum. Evanjelistlere göre, gelecekte yeryüzünün hakimiyeti İsrailoğullarının, ahiret ise Hristiyanlarınmış. Ahiret vaktinin vuku bulması için kıyametin kopması gerekirmiş. Kıyamet ise ancak İsrailoğullarının yeryüzüne hakim olmalarıyla kopacakmış. Öyle ise Hıristiyanların cennetlerine kavuşabilmelerinin yolu, ancak İsrailoğulları’nın emellerinden geçermiş. İddialar ve inançları o ki; bir nükleer, biyolojik savaş sonunda yeryüzündeki
4 insandan 3'ü ölecekmiş. Ama bu noktada Siyonistler ve Evanjelistler arasında bir inanç farklılığı varmış. Evanjelistlere göre, İsa yeryüzüne indiğinde ve savaş sonunda, Yahudilerden sadece İsa'ya inananlar hayatta kalacakmış… Siyonistlerin beklentisi tamamen “siyasi” olup, önce Büyük İsrail, sonra dünya hâkimiyetini güdermiş. Bütün önemli olaylar İsrail'in yeniden kurulması merkezliymiş. Bu konuda ABD'nin eski başkanı Jimmy Carter ‘ın bir açıklaması da çok ilginç ve insanı şaşırtacak düzeyde;
"1948'de İsrail'in kurulması, Yahudilerin yüzyıllar önce sürgün edildikleri yerden sonunda İncil'de sözü geçen yere tekrar döndüğü anlamına gelmektedir. İsrail Devleti'nin kurulması, İncil’in kehanetinin gerçekleşmesidir.Dinin insanlar üzerinde etkili olduğu bir toplum yapısına sahip olan ABD’nin dış politikası, reel politik olsa da, dinin etkisi bariz bir şekilde dış politikada kendisini hissettirir.”
Nereden nereye geldik, Amerika’da gazetecilik de yapan bir Türk yazarın kitabındaki küçük bir cümleden… Ama bu konuda bizlerin de çokça dile getirdiği, Demokratik, laik bir Türkiye’nin önemini bir kez daha anlamış olduk-oldum. Ama bunun tüm yurt sathında böyle mi değerlendirildiği konusunda emin değilim. Bu laiklik gibi, herkesin kendi inancı ve ibadetini yaşadığı ve bunu topluma yayma gereği hissetmediği, çok önemli bir hasleti, yani “laik düzeni” , büyük zorluklar ile, bundan tam 102 yıl önce ülkesine getiren önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e binlerce kez teşekkür ederek, ansak bile hakkını ödeyemeyiz. Çünkü, dini inançlar üzerine kurulu bir yaşam, giderek özgürlükleri de kısıtlar.
“Ne mutlu; demokratik, laik, sosyal hukuk devleti Türkiye” diyene…
Evanjelist sözcüğü en basit anlamıyla "Hristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi" anlamına gelir. Evanjelik sözcüğü ise daha çok Protestan Kilisesi'nin muhafazakâr kesimini nitelemek için kullanılır. Evanjelikler, ABD'yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Puritenler'in devamıdır.