Hava Durumu

Türkiye Cumhuriyeti ve laikliğin ikinci yüzyılı

Yazının Giriş Tarihi: 02.03.2025 21:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.03.2025 21:07

Toplumların, devletlerin önemli günleri vardır ve hiç unutulmaz. Yanı sıra anmalar, kutlamalar yapılır. 24 Mart tarihi de işte onlardan biri ve de en önemlisi …En önemlisi dedim ama, laik, demokratik sosyal bir hukuk devletinin yönetimini benimseyenler, içselleştirenler için bu cümle kurulabilir. Yoksa laiklik ve sosyal bir hukuk devleti ile ilgisi olmayan, ya da bu kavram ve kuralların yerine başka bir yönetim biçimi öngören veya geçmişteki bu tür yönetim tarzlarına öykünenler için belki de unutulması gereken tarih de olabilir 3 Mart 1924. Gelelim yüz birinci yılına idrak ettiğimiz bu günün anlamına.

3 Mart 1924 tarihinde, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde üç önemli yasa TBMM çatısı altında kabul edilmiş ve uygulamaya sokulmuştur. Bu üçlü yasa grubu için “Türkiye’yi laikleştiren yasalar” olarak da isimlendirilir. Ama bu günün önemi sadece laiklikten ibaret değildir. Öğrenim birliği gibi çok temel bir kavramı da getirmiştir beraberinde. Monarşik bir yapı yerini laik cumhuriyete bırakmış, çok milletli ve muhtariyet ile yönetilen eyaletli devletlerden oluşan bir yapıdan “üniter” ve çağdaş bir yönetime geçişin de kabul edildiği gündür

3 Mart 1924… Bu üçlü yasa tam anlamı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin, temelini, toplumun tek bir yapı ile vatandaşlığını ortaya koyar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yakın arkadaşlarının yapı taşlarını oluşturduğu bu sistem, Cumhuriyetimizi tam yüz yıldan beri dimdik ayakta ve hiçbir devlete muhtaç olmadan yaşatmayı başarmıştır. Aslında monarşi düzeni içinde olan bir çok ülkeye de örnek olmuştur. Üç önemli yasadan oluşan 3 Mart devrimi, binanın mihenk taşı gibidir. Onu çekip, yerinden çıkardığınızda, bina hemen çöker. Tam yüz yıl bu taşa dokunmaya çalışan bir yabancı devlet olamamıştır. İç siyasetin çıkmaza girdiği anlarda da ,Türk Ordusu ile, bazen halk karşı karşıya gelmiş, bu üç yasayı içeren demokratik yapı belirli sürelerde askıya alınmış, yönetim normale döndüğü ve bağımsız biçimde seçimlerin yapıldığı andan itibaren yeniden gerçek yönetime ve bu üç temel yasaya bağlı kalarak yine bir yapı oluşmuştur. Böyle çalkantılı dönemlerde, tehlikeyi hisseden ilk merci genelde Türk Ordusu’nun kurmayları olmuştur. Bu tehlikenin getirdiği noktada demokrasiyi askıya alan bu merci, yüz yıl içinde iki üç kez bunu tekrarlasa da, emaneti gerçek sahibi halkımıza ve de onun iradesine bırakmayı da başarmıştır. Bu ara dönemlerde, ülke ekonomik sıkıntılar, hukuksuz zamanlar yaşamış, özgürlükçü yönetim bir süre sonra eski halini almıştır. Ama, bunun ekonomik sıkıntıları ve parasal kayıpları da büyük olmuştur. Bunu önlemenin tek yolu her defasında bu üç önemli yasanın, yani 3 Mart 1924 kararlarının koruyucu kalkanını elinde tutan halkın, seçimlerde doğru tercihleri oluşturabilir. Her düşüşün sonucu, bu yöntem ile ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak olmuştur. Durum bundan ibarettir. Bu üç yasanın oluşturduğu “mihenk taşı” ne zaman yerinden sökülüp, bu üç vazgeçilmez yasa ayaklar altına alınır ve bundan geri dönülemez ise, işte o zaman ülke yönetimi değişir ve bu kadim cumhuriyet ve cennet vatan sadece “üçüncü dünya ülkesine” dönüşür.

Bilmem anlatabildim mi ? Zaten bu bana ait bir düşünce değil. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak yüz yılını bitirip, ikinci yüz yılına idrak eden Türkiye Cumhuriyeti, böyle bir tehlikeyi gördüğü anda, ancak halk iradesi ile bu tehlikeyi aşabilir. Toplumumuzun büyük bölümünün farkında olamadığı, önemini kavrayamadığı, işte böyle bir günün 101. Yılını idrak ediyoruz. Bu neden ile, belki de zaman içinde bazen unuttuğumuz Atatürk ve arkadaşlarının birlikte açtığı bu özgürlükçü demokrasi yolunu yürürken, toplum olarak istenmeyen bir yere de sürüklenebiliriz.Bu kötü ve yaşanması zor bir ihtimal. Ama, bazı dönemlerde, bize sunulan bu yönetim biçiminin kıymetini bilemediğimiz anlarda, karanlık günlere mahkûm olma tehlikesi yaşadık ve yine yaşayabiliriz. Nice 24 Mart günlerine, sağlık, esenlik ve de laik, demokratik, sosyal hukuku yerinde bir devletin ferdi olarak yaşamak dileğimle… Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüz yılında, idrak ettiğimiz bu önemli günümüz kutlu olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.