Başlığı böyle attım ama, yine de ne anlama geldiğini bir kez daha gözden geçirdim. Sözlüğe girdim aynen şu ifadelere rastladım;

Tuz koktu, denetim mekanizmasının yozlaşmasını ifade eden bir deyimdir. ... Olumsuzluklar karşısında çaresizlik ifade eden "et kokarsa tuz basılır.” Ama bu kez tuz kokarsa , onun bir çaresi yoktur ve durum vahimdir anlamı taşıyor .

Buraya nereden geldim. Malum mevcut İktidar, sıkıştığı anlarda, toplumun dikkatini başka bir yere çekmekte çok becerikli. Çünkü, nedendir bilinmez, güzel ülkemin, cin gibi halkı, geçmişteki bir olayları unutmakta çok mahir. Ama bazen benim gibi, günümüzü değil de geçmişi hatırlayanlar çıktığında, unutturmak fiili başa çıkıyor. Önce bu söz konusu olay nasıl ortaya çıktı ona bir bakalım. Son günlerde, sahtekarlık için kullanılan E-İmza konusu gündemi aniden doldurdu. Hak etmedikleri halde, bu sahte imza ile okumadıkları üniversitelerden mezun gibi gösterilen bir çok sahtekarın, önemli koltukları doldurduklarını öğrendik. İşin bir başka yönüne göre veya aslında bir başka gariplik de, tüm çıplaklığı ile gündeme geldi.Bu sahtekarlık sayesinde, çok becerikli, İktidar’a yakın ve işinde çok başarılı olan isimleri öğrenmiş olduk. Örnek; Sayan soyadlı iki kardeşin ulaştığı makamlar. Bu da işin sahtecilik yönünden çok farklı ve yandaşlık sembolü bir gelişme… Birkaç gün içinde, gündemdeki sırası hiç bozulmayan kişi “Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı”Ömer Fatih Sayan… Çünkü 6 diploma, 2 yüksek lisans ve

2 doktora ile eleştiri oklarını üzerine çekti diyecektim, pardon bu yarışın birincisi olarak kamunun hedefine yerleşti.Bu skandal patlayınca o arada bir iki kariyerini de silmiş Fatih Sayan, ayıp olmasın diye herhalde!

Sayan, 2015–2020 yılları arasında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanlığı da yapmış.(Bakın burası çok önemli) 2020 yılından bu yana da, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı olarak görev yapıyormuş. Hafıza bazen, önemli veya ilginç isimleri kopyalayıp, beynimize yerleştiriyor. İşte size bir hatırlatma. Örneğin Fatma Betül Sayan Kaya da aynı aileden ve Fatih beyin kardeşi. AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevinde, yanı sıra, Sosyal Politikalar Başkanlığı’nda da bulunmuş ve AK Parti İstanbul Milletvekili de olmuş. Benim hatırladığım 65.Hükümet’te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak görev yaptığııydı. Çünkü, iki adı, kendinin ve eşinin soyadı ile, uzun bir cümle ile yazılıyordu ekranlara…Bana da İngiliz asilzadeleri gibi gelirdi, bu uzun ad ve soyadıyla. Çok yönlü bir isim olduğu da yadsınamaz. Birkaç meslek sahibi gibi de görünüyor tanıtımında…Ama bu eğitimlerin hepsini birden nasıl başarmış bu kardeşler, işte o işin ilginç tarafı. Sayın Cumhurbaşkanı, onlardaki cevheri görmüş ki, önemli makamlara getirmiş olmalı. Ama, Ömer Fatih Sayan’ın iki yüksek lisansını silmesi pek de yakışık almamış ! Bir de yüklüce bir burs işi var sanırım, ama Fatma Hanım değil konu, bu kez Ömer Fatih Sayan Bey için küçük bir parantez açıyoruz. Bakan Yardımcısı Sayan, 2008’de AKP yönetimindeki İBB şirketi İSBAK AŞ’de işe alınmış. 2 ay sonra İBB bursu ile ABD’ye eğitime gitmiş. Kaya’ya toplam 85 bin 791 dolar ve ayrıca 20 bin 289 TL ödeme de yapılmış.Bu bilgiler açık kaynaklarda olanca çıplaklığı ile görünüyor. Kimsenin malında, zekasında ve kazancında gözümüzün olmadığını belirtmeliyim. Ama, çok abartılı ve çok sayıda diplomaya erişmek, sonra da çok önemli görevlere gelebilmek, her zeki ve becerikli insana nasip olmaz sanırım. Bu yüzden, meslek gereği şüphe ile bakmak durumundayız. Bu skandal daha çok konuşulacak gibi geliyor bana…Bu duruma, “tuz koktu” diyecektim ama, belki de konuşulması bile, oyunu kuranların işine geliyor olabilir!

Neyse, bizim gibiler için en sağlıklı yöntem, merak ve şüphe oluyor. Geçmişi ve bazı isimleri hafızaya kaydetmek de, burada görüldüğü gibi çoğu kez işe yarıyor. Çok konuştum, pardon yazdım diyecektim. Atalarımız ne demiş?

“Çok para haramsız, çok laf da yalansız olmaz.” Bu doğru değil ise, atalarımız düşünsün sonunu !!!