Hava Durumu

Yangın

Yazının Giriş Tarihi: 07.07.2025 20:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.07.2025 20:58

Bu tek kelime çok yerde kullanılır. Örnek mi ? Şu anda ülkemizin özellikle, Ege ve Marmara bölgelerinin kıyıları ile, depremi en acı son ile yaşayan Hatay’da oldukça yaygın bu yangınlar. Sürekli bir hava sirkülasyonu ile, resmen insan gücüne meydan okuyan bir tabii afet hiç demeyeceğim. Çünkü yaklaşık, üç, dört yıldan beri içinde bulunduğumuz aylarda bu yangınları hep gördük. Ne kadar hasar verdi, kaç hane evsiz kaldı, ne kadar büyüklükte ekili alan kül oldu diye verilere bakacağımıza, bu yeşillikle bezenmiş toprakların kimin çıkarına kullanılacağı sorusunu yanıt aradık. Ama bu kez durum biraz farklı. Çünkü, ısı çok daha yüksek, rüzgar sert esiyor ve de Ege’nin göz bebeği ürünü veren zeytinlikler, binlerce yıllık ömrü ve kültürü ile kül oldu.Bu konuda, yani söndürme gücü adına, bir açıklama bir veri duyduk mu ? Devamlı es geçildi. Ama bunun konuşulması, İktidar tarafından köşeye sıkıştırılan muhalefet belediyelerinin yarattığı etkiden daha fazla olmalıydı…Ve de yeterli önlem ve gerekli araç-gereç için neden bütçe ayrılmadı konusunun yanıtı da olmalıydı. Beş, altı yıl önce, ateş bu kadar harlı ve yaygın hale gelemediği halde, THK helikopter ve diğer kurtarma araçlarından yararlanmama inadı sorgulanmıştı. Sadece yurt dışından kiralanan uçaklar ile sonuç alınmaya çalışılmıştı. Bu kez aşağı yukarı tüm evrende yaz ısıcaklarının anormal derecede artacağı önceden biliniyordu. Buna karşın, yangın için,, itfaiye ve bakanlığın mevcut personeli dışında, daha güçlü bir kurtarma ekibi konusunda küçük bir adım dahi atılmadı günümüze kadar.Acaba neden ?

Mecburen tahminlere dayanacağız. Demek ki, emekli ve emekçiler gibi, ülke maliyesinin de yetersiz bütçe sorunu var ! Yani bir iflas hali mi yaşıyoruz ülke hazinesi olarak ? Ama iri ve diri görünmek adına bu konuda tek bir açıklama dahi duyamıyoruz. Çünkü, ısrarla ülke yönetimini, her açıdan elinde tutanlar, ormanlar dışında, yoksulluk, yoksunluk ve açlık yangını konusunda da benzer adımları sadece atar gibi yapıyor. Özetle, ülke her açıdan yaz sıcağının da etkisi ile, yangının tam ortasında. Bunların birincisi, dar ve sabit gelirlinin cep yangını… İkincisi, muhalefet belediyelerine garip biçimde sıçrayan ve de yürek yangınını harlatan uygulamalar.Üçüncüsü de, bu ilginç ve çeşitli yangınları, bu alanlardaki yanlışları halka tüm incelikleri ile anlatmaya çalışan ve sadece üç kanaldan ibaret bir aygıt olan muhalif ve gerçek haberciliklere sıçrayan kapatılma ihtimalli yangın !

Bu üç sıcak felaketin, aynı anda devrede oluşu , alevleri ülke yönetimine doğru ağır da olsa sıçratmaya başladı. Çatlak sesler, İktidar partisine mensup olan ama şu anda aktif politika yapmayan şahsiyetler eli ile, eleştiri olarak yaygınlaşıyor eleştiri yangını… Anlatmaya çalıştığım bu durumu daha somutlaştıracak bazı verileri de paylaşmak isterim. Ormanyangınlarının can yaktığı il ve bölgeler şöyle; Sakarya, Bursa , Balıkesir, Manisa ve İzmir. En önemli olanlar da İzmir’de can yaktı. Dikkat ettiyseniz, ülke ekonomisine en fazla katkı yapan iller bu saydıklarım. Bu yılın öne çıkan yürek yakıcı yanı da yaklaşık, 3 bin 800 yangınla, içimizi en fazla dağlayan yıl oluşu! Tam 27 bin 5 yüz hektar alanda yangın çıkmış. Bu bilgileri, yetkili ve en yetkili ağızlardan somut biçimde duyduk mu ? Duyamadık. Çünkü onlar, bu kadar önemli bir konuyu gündem yapmadan, muhalefete kaptırılan belediyelerin sayısını hesaplama sonucu, içlerinde çıkan yürek yangınını söndürmekle ilgililer! Onlara göre asıl yangın, bir şekilde seçim sandığını halkın önüne koymak zorunda kaldıklarında çakabileceği endişesi ile ilgililer. Şimdi de , duyarlı bir insan ve iyi bir gazeteci olduğunu söyleyebileceğim ve de İktidar medyasında görev yapan Umut Fırat Eroğlu’nun birkaç cümlesini size aktarayım.

“ Bu konuda(yangın) yeni ve, haklı bir tartışma dikkat çekiyor; Can kaybımız yok mu,? Yetkili mercilerin belli ki halkı teselli ümidiyle yaptığı,’can kaybı yok’ açıklamalarıysa, köşe yazılarından, sosyal medya paylaşımlarına kadar tepki ile karşılanıyor. Ağacından, kuşuna, yaşayan her şeyin canlı olduğunu kabul ediyoruz da, niçin insandan başkasını kayıp olarak görmüyoruz?”

Çok okkalı bir yorum ve soru iç içe…Çünkü, orman bir, ağacı, yaprağı, kuşu ve diğer hayvanları ile bir bütünü oluşturuyor. Dünyanın en ünlü ve kutsal sayılan yiyeceği, barışın sembolü zeytinlikleri bunun içine katmadım şimdilik.

O konu zaten yüreklerin en fazla yakıldığı kısım zaten. Şimdilik burada bırakalım da, yürek yangınımız az da olsa soğuyuversin!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.